serbestiyet.com’dan Hilal Köylü’nün,, “konu ile ilgili” haberi…
Nüfus yapısıyla “Küçük Türkiye” olarak adlandırılan ve belediye başkanlığı seçiminde iki dönemdir oylarını rekor düzeyde artıran Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı ve PKK’nın ateşkes ilanıyla süren yeni gelişmeleri yakından izliyor.
Seçer’in yeni sürece ilişkin bakışını, partisi CHP’nin pozisyonuyla ilgili görüşlerini dinlemeden önce onun Mersin’de sadece CHP’li seçmenin değil kendini halen AK Parti, MHP ya da DEM Parti’li olarak tanımlayan seçmenin de gözdesi olduğunu bilmek gerekiyor.
Seçer; 2019’daki belediye başkanlığında aldığı yüzde 45’lik oyu, 2024’te yüzde 60’a çıkarmıştı.
Vahap Seçer’le Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya geçirdiği “Yerelde Eşitlik Eylem Planı”nın tanıtımı için biraraya geldik. Plan; kadınların tüm yönetim birimlerinde daha çok söz sahibi olması için belediyelerin daha etkin olmasını öngörüyor. Belediyede kadın işgücünü, emeğini en üst düzeyde aktif hale getiren Seçer’in sadece belediyenin değil ülkenin kadınlarla yönetilmesi gerektiğine olan inancını onun tek sözüyle özetlemek en iyisi olacak: Kadınlar hep ayakta, hep güçlü olacak.
Seçer’in PKK’nın silah bırakması, CHP’nin pozisyonu ve CHP’deki tartışmalarla ilgili sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
“Örgütün silah bırakması demokrasi kanallarının güçlenmesi için fırsat”
Barış ya da çözüm denilen yeni süreci nasıl izliyorsunuz?
“Öcalan silah bırakma çağrısı yaptı. PKK ateşkes ilan etti. Ben buna bir çalışma diyorum ve o çalışma da yeni bir sürece evrildi. Öyle görünüyor ki yakın zamanda bazı gelişmeler olacak.
Toplumu memnun edecek gelişmeler olursa seçim sonuçları da doğrudan etkilenir bu gelişmelerden. Önceki seçimle önümüzdeki seçim farklı olabilir. Siyasi partiler farklı pozisyonlar alabilir. Siyasi kurum olarak bu işe dahil olanları da yakınlaştırabilir.
Elbette ki ben de barış istiyorum. Sürecin olumlu sonuçlanmasını arzu ediyorum. Kimse ülkesinde terör istemez. Ama bu; akşamdan sabaha örgüt liderinin çağrısı, örgütün kendisini lağvetmesi değil. İktidarın ne yaptığını biz bilmiyoruz. Muhalefete bilgi vermediler.
Bundan sonra örgüt silahı bırakıyorsa, kendini lağvediyorsa, ‘artık silahla mücadeleden vazgeçtik, yeni bir sürece giriyoruz’ diyorsa, demokratik siyaseti önceledikleri bir süreci başlatıyorlarsa bu demokrasi kanallarını güçlendirici bir fırsat olabilir.
Demokratik siyaset talebi Türkiye’de demokrasi kanallarını güçlendirir. Akamete uğramadan bu sürecin güçlü ilerleyebilmesi için bir hukuki çerçeve de çizmeniz lazım.”
“Sürece katkı koyan herkes toplumsal destek görür”
“Eğer şeffaf yürütülürse, toplumun hassasiyetleri her zaman ön plana alınırsa, kararlar alınmadan kamuoyuna açık ya da birebir siyasi partilerle işbirliği yapılabilirse ben bu sürecin başarılı neticeleneceğine inanıyorum.
Bu sürece katkı koyan herkes toplumsal olarak destek bulabilir.”
Sürecin samimi olmadığı yorumlarına ne dersiniz?
“Sağlam bir irade ortaya koyulmuyorsa bu işin başarılı olma şansı yok. Temel şartların oluşması gerekir. Hükümet; pazarlık, anayasa değişikliği, iç siyasete ilişkin hesap kitap gibi iddiaları reddediyor. Umut ediyoruz dedikleri doğrudur.
Samimiyetin olmadığı bir yerde de istikrarı aramak mümkün olmaz. Süreç de akamete uğrar.”
“CHP sürece seyirci kalamaz”
CHP’nin bu süreçteki pozisyonunu doğru mu, net mi?
“Partim süreç gündeme geldiğinden beri son derece temkinliydi. Genel Başkanımız da doyurucu açıklamalar yaptı. Toplumsal hassasiyet var ve partim bunu önemsiyor. 40 yıldır süregiden, güvenlik güçlerinin de şehit olduğu bir süreçten bahsediyoruz. Bu toplum için önemli bir hassasiyettir.
CHP’nin bu konuda ’ama – fakat’ dediği de yok. Gerçekten bizim temel ilkelerimiz ve prensiplerimiz çerçevesinde bu süreç yürütülecek ve sonuçlanacaksa zaten biz de katkı sunacağız buna. CHP buna seyirci kalamaz, bundan bağımsız olamaz. Bu ülkemiz için de son derece iyi bir gelişme olacak.”
“Süreç ancak CHP desteğiyle başarılı sonuçlanır”
CHP’nin süreçteki rolü, katkısı nasıl olmalı?
“Süreçte 2 parti; CHP ile MHP çok önemli. CHP, kurucu parti. MHP’nin hassasiyetleri var.
Bir önceki süreci CHP yine temkinli takip etmişti, o süreçte MHP yoktu. Ama şimdi MHP sürecin tam tepesinde. CHP’nin bu işin içerisinde olması şimdi çok önemli. Endişeleri ve görüşleri doğrultusunda bu süreç CHP’nin işbirliğiyle giderse başarıya ulaşma oranı çok yüksek. CHP sürecin içinde ve aktif olmalı. Biz seyrederek bir çözüm bulamayız. Seyrederek, sadece eleştirerek de bir katkı yapamayız. Toplumu da inandıramayız.”
CHP’ye soruşturmalar artıyor, kayyumlar da sürüyor. İktidarın CHP desteğini alması mümkün mü sürece?
“Bunlar birbirinden bağımsız. Şu anda iktidar; CHP’yi yıpratan, şaibe davası açan, belediye başkanlarına operasyonlar yapan, içeride polemik yaratan bir pozisyonda.
Erdoğan, iktidarın kapısını açacak anahtarın belediyelerde olduğunu biliyor. Deneyimli bir siyasetçi.
Şu anda bizi zayıflatan en önemli konu iktidarın gündem saptırması. Bunu da zamanla aşabiliriz.”
Mersin’de kent uzlaşısı Akdeniz ilçesine de kayyum atandı. Başka ilçelere kayyum gelme endişesi yaşıyor musunuz?
“Akdeniz’in özel bir durumu vardı. DEM’in Doğu ve Güneydoğu dışındaki tek belediyesiydi. Geçen dönem çok başarısız bir AK Parti belediyeciliği yaşadı o ilçe.
İktidar kafayı Akdeniz’e takmış durumdaydı. Yoksa Akdeniz’de son derece başarılı bir belediye başkanı vardı. Kayyım atanması gereken bir eylemin içinde oldu mu? Onu da yargı bilir. Ben kendisini Kırşehir Cezaevi’nde ziyaret ettim. Kendisi dosyanın içeriğini bana aktardı. Eğer o bulgularla o belediyeye kayyım atanıyorsa bu hukuki bir karar değil, siyasi bir karardır. Önümüzdeki günlerde tarih kimi doğrulayacak, göreceğiz.”
“Cumhurbaşkanı adayı içi ön seçim yapılması erken”
CHP 23 Mart’ta cumhurbaşkanı adayını belirlemek için önseçime gidiyor. Ön seçimin doğru yöntem olmadığı, erken olduğu düşünceniz sürüyor mu?
“Ben cumhurbaşkanı adayının ön seçimle belirlenmesini doğru bir yaklaşım görmüyorum ama tabii yapılış nedeni farklı. Düşüncemi genel başkanla da, kamuoyuyla da paylaştım.
Ben zamanlamayı da yanlış buluyorum, erken olduğunu düşünüyorum. Ama böyle bir karar alınmışsa yapacak bir şey yok.”
Ön seçimden sonra partide ikili bir yapının ortaya çıkabileceği, bunun da partiye zarar verebileceği dillendiriliyor. Katılır mısınız?
“Bunlar ihtimal dahilinde. Bu sürecin komplikasyonları olur. Bunu bizler öngörüp, olmaması için tedbirler almalıyız. Bunu da yapacak olan; başta sayın genel başkan, parti yönetimi ve ön seçimden çıkacak olan adayımız.”