Uzmanlar: Türkiye dış politikadaki tutumunu değiştirmeli

Türkiye’nin dış politikasını değerlendiren uzmanlar, Ankara’nın komşu ülkelerle yürüttüğü diplomatik ilişkilerinde yumuşaması ve eski tutumunu değiştirmesi gerektiğini vurguladı.

Uzmanlar: Türkiye dış politikadaki tutumunu değiştirmeli

Ankara’nın 2022’de iç ve dış politikada nasıl bir siyaset yürüteceği, hangi ülkelerle işbirliğini artıracağı ve Suriye konusundaki tutumunun nasıl olacağı merak ediliyor.

K24’e konuşan eski Türkiye Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, “Ortadoğu’ya yönelik ve Türkiye’nin etrafındaki ülkeler açısından baktığımızda, 2022 yılı her bir ülke ile olan ilişkilerimiz birbirinden farklı koşullar altında gelişecektir zannımca” dedi.

Türkiye’nin komşularıyla olan sorunlarını çözmeye başlamasının ve adımlar atmasının doğru olduğunu vurgulayan diplomat Yaşar Yakış, ilk girişimin Mısır’la gerçekleştiğini kaydetti.

Türkiye’nin eskiden beri Mısır’la ilgili yanlış bir politika izlediğini dile getiren Yakış, şunları ifade etti:

“Oradaki Müslüman Kardeşler iktidarına Sisi’nin askeri darbeyle son vermesi üzerine o ülke ile ilişkilerimizi Türkiye bozdu. Ve 10 yıla yakın ilişkiler bozuk kaldı. Sonradan Türkiye bunun yanlış olduğunu anladı ve Mısır’la ilişkileri düzeltmek için adımlar atmaya başladı.  Ama Mısır da Türkiye’nin yaptığı vaatlerle bir yere varamayacağını söylüyor. Fiiliyatta Türkiye’nin yapacağı bir şey varsa Mısır’ın da cevap vereceğini söyleyebilirim. Türkiye’nin ne yapıp edip Mısır’la ilişkilerini düzeltmesi kanaatindeyim. Çünkü Mısır bölgedeki en önemli aktörlerden birisi. Mısır ayrıca Arap ülkelerinin lideridir, Afrika Birliğinin çok önemli bir üyesidir. Dolayısıyla çok etkili bir diplomasisi vardır. Böyle bir ülkeyle işbirliği yaptığınız zaman başarı şansınız yükselir. Mısır’la işbirliği yapmadığı takdirde Türkiye’nin yapacağı iş daha da zordur. Mısır karşı çıkarsa bir işi Ortadoğu’da yapmak belki imkânsızdır. Bunu göz önünde bulundurarak Türkiye’nin dış politikasını düzeltmesi lazım.”

“TÜRKİYE SURİYE TUTUMUNDA OFSAYTA DÜŞTÜ”

Ankara’nın Şam politikasına da değinen Yaşar Yakış, “Türkiye Suriye ile ilgili başından beri yanlış bir iş yaptı. Yani birinci günden itibaren Suriye’de bir halk ayaklanması oldu. Buna karşı uluslararası camia Esad rejiminin orantısız güç kullanmasına karşı çıktı. Türkiye de onlara katıldı. Fakat bir süre sonra uluslararası camia Suriye’de sokaklara dökülen insanlara gönderilen silahların yanlış ellere gittiğini anladı ve frene bastı. Türkiye frene basamadı onun için ofsayta düştü ve halen onun sıkıntılarını çekiyoruz. Türkiye’nin Suriye’de izlediği politika yanlış bir politikadır” dedi.

“KUZEY SURİYE’DEKİ KÜRTLERLE OLAN POLİTİKASI BİRAZ DAHA FAZLA YANLIŞ”

Rojava’dan da söz eden, “Kuzey Suriye’deki Kürtlerle olan politikası biraz daha fazla yanlıştır” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü Türkiye’nin yapması gereken şey Kuzey Suriye’deki Kürtleri PKK’nın kucağına iteceğine kendi tarafına çekip, icabında Suriye makamlarını da işin içine sokup birlikte bir anlaşmaya varıp, Kuzey Suriye’deki Kürtleri düşmanlaştırmak yerine onlarla ortak bir yerde ikimizin de çıkarlarının olacağı bir anlaşma yapılabilirdi. Türkiye bunu başaramadı ve halen de oradaki Kürt oluşumlarını düşmanlaştırmaya devam ediyor. Yani 2022 yılı içerisinde Ortadoğu’da Mısır, Suriye ve Kuzey Suriye Kürtleri ile Türkiye’nin yeni bir politika üretmesi gerekiyor başarılı olabilmesi için.”

PROF. BAĞCI: İŞBİRLİĞİNİ ARTTIRICI SÜRECE GİRECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM

“2022 yılı görüldüğü kadarıyla Türkiye’nin dış politikada aşırı sert kutuplaştırıcı söylemlerden ayrılıp, daha yumuşak bir söylemle işbirliğini arttırıcı bir sürece gireceğini düşünüyorum” diyen Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, “Bu durum Ermenistan ile olan ikili ilişkilerden başlanıp Suriye’ye, Arap ülkelerine ve tabii ki İsrail’e yansıyacak, İsrail ve Mısır ile büyük bir ihtimal büyükelçi değişimi olacak, İbrahim Anlaşmalarıyla özellikle başta BAE olmak üzere Türkiye’ye düşman olarak görülen, düşman olarak algılanan devletlerle ve şimdi Suudi Arabistan da dâhil olmak üzere yeni baştan bir ilişki biçimine giriliyor” dedi

K24’e konuşan Hüseyin Bağcı, “2023 seçimlerine doğru giderken dış politikada daha bölgesel anlamda kolaylaştırıcı bir yörüngeye doğru gidecek gibi evriliyor” dedi.

İlişkilerin değişeceğini zannetmediğini kaydeden Bağcı, şunları ifade etti:

“Çünkü Türkiye’nin özellikle ekonomik anlamda içinde bulunduğu girdap ve dışarıya olan bağımlılık, Türkiye’yi ister istemez söylemde de yumuşamaya götürüyor. Türkiye’nin ne yazık ki üç alanda yaşadığı bir sorun var ve bu sorunlar ilişkilerin düzelmesinin önünde engel teşkil ediyor. Birincisi; hukuki anlamdaki itibarsızlık, yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden tutun da Avrupa konseyinin kararlarına kadar, Avrupa kurum ve kuruluşlarının kararlarını reddetme politikası Türkiye’nin üyesi olduğu bu cemiyetin, bu toplumun kendisine bakışını değiştirdi. Burada önemli bir sorun yaşandı, Anayasa Mahkemesi kararları dahil olmak üzere. Şimdi, buradan hafiften bir dönüş yaşanabilir. İkincisi siyasi alanda olan güvensizlik. Son 8 - 10 yılda çok sert söylemler -İsrail, Suudi Arabistan ve diğer tüm ülkeler için- var. Orada da görüldüğü kadarıyla Türkiye’nin bu geri dönüşü siyasi güveni tekrar kazanmak olarak yorumluyorum, ama gerçekleşir mi biraz zor görünüyor.”

“İÇ POLİTİKADA SERT SÖYLEM EĞİLİMİ VAR”

İç politikadaki gelişmelerin dış politikayı etkilediğini belirten Bağcı, “Yani iç politikadaki gelişmelerin söylem ve sertliği azalmış değil, hatta artmaya doğru giden sert bir söylem eğilimi var. Erken seçim beklentisi var ve ekonomik kriz daha da derinleşerek gidiyor. Son dönemde yapılan ekonomik operasyonların pek fazla faydası olmadığı görülüyor. Nedeni de güven olmayışı” şeklinde konuştu.

Bağcı, “Uluslararası ilişkilerde hem iç politikada hem dış politikada güven veren bir yapı sunmadığınız müddetçe sizin daha büyük sorunlarla karşılaşmanız kaçınılmaz olur” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye böyle bir süreçten geçiyor. Türkiye’nin dışarıdan gelecek yatırımlara ihtiyacı var fakat bunun yapılabilmesi için iki şeye önem vermesi gerekiyor Türkiye’nin. Birincisi hukuki itibarını tekrar kazanması gerekiyor yani uluslararası kurum ve kuruluşların kararlarına eşgüdüm halinde uyması gerekiyor. Ve tabii ki uluslararası ilişkilerde güven veren açılamalarda bulanmak, radikal kutuplaştırıcı ayrıştırıcı söylemlerden vazgeçmesi 2022 yılının olmazsa olmazlarından diye düşünüyorum.”