Son yıllarda madde bağımlılığı sorununun gözle görülür bir şekilde artması bu alanda tedavi ve danışmanlık hizmeti temelinde acil yeni yaklaşımlar geliştirmeyi gerekli kılmıştır.
Yeşilay, 2013 yılında tüzüğünde yaptığı değişiklikle bağımlılık alanında yürütmekte olduğu önleyici ve koruyucu çalışmalara tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerini de ekledi.
Ülkemizde madde ve alkol bağımlılığıyla mücadele süreçlerinde özellikle tedavi ve danışmanlık boyutundaki yetersizlik tespit edilmiş ve etkinliğin artırılması için Yeşilay tarafından çalışmalar başlatılmış.
Bu çalışmalar neticesinde alkol ve madde bağımlılarının rehabilitasyonlarına yönelik kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapılıp dünyada ve Türkiye´deki uygulamalar ve araştırmalar incelenmiş.
2015 yılında YEDAM (Yeşilay Danışmanlık Merkezi) kuruluyor. İlk etapta 444 79 75 Danışma Hattı ile çağrı merkezi hizmeti vermeye başlayan YEDAM, 2016 yılı itibariyle Üsküdar´daki merkezinde pilot çalışmayla rehabilitasyon hizmeti vermeye başladı. Üsküdar, Cerrahpaşa, Başakşehir ve Şanlıurfa´da faliyet göstermeye devam ediyor.
YEDAM´la amaçlanan alkol, madde bağımlısı olan bireylerin hayata tekrar kazandırılması, günlük hayatlarını devam ettirirken hayat kalitelerinin yükseltilmesiyle sosyal hayata uyum sağlama sürecinde gerekli sosyal desteğin verilmesi ve kişinin temiz kalmaya teşvik edilmesi.
Bu kapsamda da YEDAM kadrosundaki uzman klinik psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarının işbirliğinde bağımlılık sorunu olan bireylere ücretsiz psikososyal destek vermeyi hedeflemektedir. Bağımlılık sorunu olan bireylere tıbbi tedavinin bir alt basamağı olarak rehabilitasyon ayağında yeni bir dünya yerine kendi dünyalarını yaşanılır kılacağı bir seçenek sunmaktır.
YEDAM, Türkiye´nin 21 şehrinde özellikle AMATEM ve ÇEMATEM´in bulunduğu (madde bağımlıları tedavi merkezleri) bölgelerde danışmanlık merkezlerini açmak istiyor, lakin bir YEDAM kuruluşunun maliyeti 112 bin 500 lira. Bir kurumun yıllık maliyet tablosu ise 400 bin 50 liradır.
Yeşilay´ın bu mücadelede asla maddi sorunu olmaması gerekiyor. Bu konuda belediyelerin mevcut maddi ve manevi imkanlarının muhakkak Yeşilay ile paylaşılması gerekiyor.
Özellikle Türkiye´nin 22 ilinin uyuşturucu kullanımı, imali, dağıtımı ve uyuşturucuya bağlı ölümler konusunda çok sorunlu olduğunu hepimiz biliyoruz.
İstanbul´un 15 ilçesinin uyuşturucu tehdidi altında olduğunu da unutmayalım.
Uyuşturucu ile yüksek mücadele kurulu, ilgili bakanlıklar tarafından oluşturulan bir kurul var, fakat bu işin idari merkezi operasyonel bir adresi olması gerekir.
Bürokratik ve polisiye mücadeleyi tamamlayacak olan en önemli unsur bağımlıların tedavisi ve tedavi sonrası uygulama destek pozisyon merkezlerinin kurulmasıdır.
Burada YEŞİLAY ? YEDAM´ın güçlendirilmesi, desteklenmesi ve yeniden yapılandırılması şart.
Uyuşturucu bağımlısı gençlerin sayısı hızla artarken her gün yeni uyuşturucu madde türleriyle karşılaşıyoruz.
28 Nisan 2016 tarihinde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş´un başkanlığında toplanan sekiz bakanın katıldığı Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu 3. toplantısında, 2016-2018 Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı açıklanmıştı. Planda en önemli 2 madde dikkat çekti:
? Kamu kurumları yanında, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin ve diğer toplum kesimlerinin ve ailelerin katkı ve katılımı ile mücadelenin güçlü bir şekilde sürdürülmesinin sağlanması.
? Yeni Eylem Planı döneminde, illerde Vali Başkanlığında kurulan İl Uyuşturucu İle Mücadele Koordinasyon Kurullarının daha fazla sorumluluk alarak yerel dinamikleri harekete geçirilmesi.
Uyuşturucu ile mücadelede iyi niyetli çabalar ve alınan kararların sahada yansıması bizleri tatmin etmiyor.
Uyuşturucunun çok farklı türlerinin 2011-12 yıllarında ülkemizde ciddi bir artış göstermesini küresel bir siyasetin yansıması olarak da görmeliyiz.
Uyuşturucu ile mücadele konusunda son yıllarda hükümetin attığı önemli adımlar destek ve kararlar var.
En son TBMM Genel Kurulu´nda 31 Ekim´de ?uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucuyla mücadele? konusunda araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin, siyasi partiler arasında mutabakata varıldı.
En temel sorunumuz resmi kurumlarımızın almış olduğu uyuşturucu ile mücadele kararlarının tek sorumlu adresi neresi olduğudur?
Yıllardır AMATEM´in Emniyet ve Jandarmanın omuzlarına yüklenilen bu mücadelenin artık tek sorumlusu ve idari bir merkezi olmalıdır.
Bu sorumluluk Yeşilay´a verilmelidir. Uyuşturucu ile mücadele konusunda batı ile kıyaslandığımızda çok eksikliklerimiz ve sorunlarımızın olduğunu görüyoruz.
Özellikle bağımlıların tedavi, rehabilitasyon süreci ve sonrası için stratejik, planlama, uzman doktor, psikiyatrist, hemşire, altyapı eksikliğimizi gidermemiz gerekiyor.
Son yıllarda bakanlıkların değişimi ve bürokrasideki personellerin açığa alınması bu mücadeleyi olumsuz etkilemiş görülüyor.
Türkiye´nin ilk ve tek kuruluşu
Yeşilay, sigara, alkollü içki ve diğer uyuşturucu gibi alışkanlıklar ile mücadele eden ve bütün zararlı alışkanlıklardan halkın ve bilhassa gençlerin korunması için yaptığı çalışmalarla kamuya hizmet veren, bu sebeple de ?Kamuya Yararlı Cemiyetler? arasında yer alan bir kurumdur.
Hilal-i Ahdar, Türkiye´nin içki düşmanlığı ülküsünü savunan ilk ve tek kuruluşudur. Hilal-i Ahdar, 1 Mart 1920´de kuruldu, önce ?Yeşil Hilal? daha sonra da ?Yeşilay? adlarını aldı.
Halen on binlerce Yeşilaycı, sigara ve alkol bağımlılığına karşı mücadele etmektedir. Bugün ülkemizin gençlerini hedef alan en tehlikeli sinsice yayılan uyuşturucu madde belasına karşı Yeşilay´ın yeniden yapılandırılması kaçınılmaz bir hal almıştır.