İmparatorluklar çağının sona ermesi ile başlayan ve 20. Yüz yılın tamamında; biri kapitalist kamp, diğeri ise, sosyalist kamp olmak üzere, dünya iki ?büyük´ cepheye ayrılmıştı. Bu dönemde, her iki kampın karar vericileri tarafından adına ?soğuk savaş´ denen büyük bir mücadele verilmişti.
Bu iki kamp aynı zamanda birer askeri pakt görevini de deruhte ediyordu. Biri NATO ve diğeri Varşova Paktı, soğuk savaşın askeri yüzünü temsil ediyordu. Birde bunlara bağlı olarak, ?sosyalist´ oldukları halde, tamamen Sovyet kampı´nın içerisinde değil, ?dışarısında´ kendini konumlandırmış ve manzaradan kopmamıştı. Bu bloğa, başını Küba gibi ülkelerin çektiği ?Bağlantısızlar Bloğu´ deniyordu. Sovyetlere hem yakın, hem uzak duruyorlardı. Bunlara, ?eski´ Yuğoslavya da dahildi.
Çin ise, Mao Zedung önderliğinde gerçekleştirmiş olduğu ?kültür devrimi? ile kendi Marsist çizgide görüyor, ama Sovyetlerden farklı olarak, Maoist olarak tanınmak istiyordu. Bu çizgiyi savunanlara Maoist(Maocu) deniyordu.
Dönemin Çin´i kendi yolunu ?Üç Dünyacı? olarak belirliyordu. Ne Hür Dünya saikiyle başını ABD´nin çektiği kapitalist kampı, ne de Sovyetler´in başını çektiği diğer kamp içerisinde idi?
Onlara göre Sovyetler ?sosyal emperyalist´ idi. Haksız da sayılmazlardı. Zira c.oğrafi konum itibarıyla Avrasya´da yer alan Sovyetlerin, Çin´e nazaran, dünyanın önemli bir bölümüne nüfuz etme imkânı ve şansı vardı. Hem de, -Batı kadar olmasa dahi- Çin´in köylülüğü, hatta köycülüğü yanında gelişmiş bir yapıya sahipti. Ki, Çin´in kendisi de, bu farktan dolayı kendini sağlama almak için ?Üç Dünyacılığı´ keşfetmiş oluyordu?
Çin: Kapitokomünizm...
1989 Berlin Duvarı´nın yıkılması, büyük oranda sosyalist bloğun, kampın çökmesi, yok olması ve ortadan kalkması idi. Koca Sovyetbloğu kısa bir süre içerisinde çökerken, ayakta bir Küba ve Çin kalmıştı. Küba, baştan beri bağlantısız idi, Çin ise, değişen ve gelişen dünya şartlarında adına ?kapitokomünizm? diyebileceğimiz bir bakış açısıyla kendini çökmekten, yok olmaktan ve ortadan kalkmaktan az da olsa alıkoymuştu.
Çin´in bu form içerisinde sürdürdüğü çalışmaları, çabaları tüm dünya dünden, bugüne bilmekte, onların ilgi alanına girmekte idi. Kapitalizmi keşfeden Çin´in, insan unsuru olarak düşük yaşam standardı, milyarı aşan nüfusu, buna bağlı olarak ucuz işgücü ve Amerika´sından,Türkiye´sine kadar, dünya yüzeyinde yer alan onlarca, ülkenin, Çin´in bu ?insan(i)´ özelliğinden dolayı küresel fason merkezi, hatta üssü olarak görmeleri, onu kendisiyle rekabet edilemeyecek bir konuma oturtmuştu.
Buna bağlı olarak üretim merkezinin aşamalı olarak ?Batılılar tarafından dahi- Amerika´dan, Avrupa´dan Çin´e kayması, yaşanan süreçte gözlemlenebileceği üzere, Trump figürü üzerinden kızışan ticaret savaşlarına bakıldığında Çin´i ve liderini de önemli kılıyordu.
Gerçi, Çin´in, bu başarısından(!) dolayı onun başta Tibetlilere ve Uygur Türklerine yaptığı zulüm, işkence, eziyet ve asimilasyon, izolasyoın, bu sebeplerden dolayı gözden kaçıyor, kaçırılıyordu. Ki, bir zamanlar ?zenginin malı züğürdün çenesini yorar? kabilinden kendilerini Üç Dünyacı/Çinci olarak tanımlayan Maocuların yerine, bugün başka insanlar, kurumlar geçmiş bulunmaktadır.
Gerçi bu işin ideolojik sahipliği yine bir kısmı ?eski tüfek´ Maocular tarafından yapılıyorsa da, ne gariptir ki, devlet erkânından birçok insan ile birlikte, hemen her alanda iştigal edenlerinde katkısı(!) ile Çin, ?el bebek, gül bebek´ besleniyordu.
Aslında, reel politikten değil, ideal politikten hareket edildiğinde, insanı hangi dinde, hangi kültür ortamından ve hangi kavmi popülasyondan olduğuna bakılmaksızın ülkemiz insanını ve özellikle de Müslümanların Çin´i protesto etmeler gerekirdi. Çin´i protesto hemen her alanda vardı, ama alabildiğine kifayetsiz ve cılız kalıyordu.
Biz bunları düşünürken, galiba reel politik gayelerle, Çin ile iyi ticari ilişkiler geliştirme adına, sanayi, turizm ve finans vs. piyasalarında ortaya konan gayretlerle(!) açıklanabilecek olan yayın piyasasında da Çin rüzgârı esmeye başlamıştı. Bu bağlamda Kopernik Kitap Çin liderinin hayatını, hayata bakışaçısını yansıtan ve kendi kaleminden çıkmış bulunan ´Xi Jinping Anekdotlar´ adlı kitabını ?haydi eseri diyelim- Türk okuruyla buluşturmuştu.
Sanırsınız ki, Xi yüzlerce yıl öncesinden sözleri bir hikmet içerir oranda Konfüçyüs olup çıkmıştı. Halbuki, o artık kapitokomünit bir liderdi ve hem elinde mazlumların kanı, elde ettiği nimette de yine mazlum ve mağdurların ahı ve gözyaşı vardı.
Ne diyelim, kitap Çin´den önce kapitalizm şerefiyle müşerref olan Türk okuruna ?seküler iyilikler´ sunsun!
***
İşte o kitap/eser ile ilgili yazı?
(Not: yazının bu bölümüü Star Gazetesi´nden alınmıştır. Dileyen star.com´a bakabilir. www.star.com.tr/kitap/kopernik-kitaptan-bir-ilk-daha-turk-okuyucuya-xi-jinping-anekdotlar-haber-1475578)
Kopernik Kitap´tan bir ilk daha: ´Xi Jinping Anekdotlar´ eseri Türk okuruyla buluşuyor
Kopernik Kitap, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping´in anekdotlarının yer aldığı ?Xi Jinping Anekdotlar? eserini, ilk Türkçe çevirisini Giray Fidan´ın çevirisiyle kitapseverlerin beğenisine sundu.
Kopernik Kitap, Xi Jinping´in anekdotlarının yer aldığı ?Xi Jinping Anekdotlar? eserini Çin´de düzenlenen özel lansmanla tanıttı. 88 bölümden oluşan eser, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping´in anekdotlarından otobiyografi bölümlerine, Çin´in felsefi ve geleneksel kültüründen günlük yaşama kadar birçok farklı konuya değiniyor.
?´HALK, LİDERLERİNİ ÖRNEK ALIR´ SÖZÜ ÇOK ÖNEMLİDİR?
Yöneten kesimle toplumun kuracağı ilişkinin önemli olduğunu belirten kitap, ?Halk, liderlerini örnek alır.? sözünün önemli olduğunu vurgular. Kitaba göre lider kadroların yaşam tarzı ve kişisel davranışları sadece kişisel olarak onlarla ilgili değil, çok daha fazlasıyla, partinin halk arasındaki prestijli ve imajıyla ilgilidir.
?Kuzey Song Hanedanı döneminde yaşamış olan Si Maguang, gençliğiyle ilgili bir hikâye anlatılmaktadır. Kendi motivasyonunu artırmak için gündüzler yetmeyince geceleri de çalışmaya başlamış, bütün hayatını tarih ve politika çalışmalarına adamıştır. Çin tarihinin en önemli kroniklerinden olan ?Zi Zhi Tong Jian´ adlı eseri yazmıştır.?
MODERN ÇİN TARİHİNİN YANSIMASI: 114 KELİMELİK KİTABE
Mao Zedong´un ?Halkın Kahramanları? kitabesi için yazdığı 114 kelimelik yazının Çin´in modern tarihinin bir yansıması olduğunu belirtir.
?1975 yılında Deng Xiaoping, Başbakan Zhou Enlai´in 4. Halk Kongresi´ndeki raporunu hazırlamakla görevliydi ve sadece 5000 kelime kullanılmıştı. Daha sonra bu konudan bahsederken Deng Xiaoping şunu söylemiştir: ?Başkan Mao, raporu benim hazırlamamı ve 5000 kelimeden fazla olmamasını istedi ve ben de bu görevi tamamladım. 5000 kelime zaten yeterli değil midir?´ (Kötü yazma stilinin üstesinden gelme ve iyi yazı yazma stilini destekleme-Merkez Partiokulu 2010 yılı Bahar Dönemi açılış konuşması, 12 Mayıs 2010)?
Xİ JİNPİNG´E GÖRE İYİ ÖĞRETMEN OLMANIN DÖRT ŞARTI
Toplumun gelişiminde öğretmenlerin önemli rol oynadığını belirten kitap, öğretmenlerin yaptığı iyi işlerin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeker. Xi Jinping´e göre iyi öğretmen olmak için idealist olmaya, ahlaki duyarlılığa, derin bilgiye ve sevgi dolu bir kalbe ihtiyaç vardır.
?İNSAN, BİLGİ EKONOMİSİNDE ÖMRÜ BOYU ÖĞRENMEYE ZORUNLUDUR?
?Çağımızda bilginin güncellenme döngüsü büyük oranda kısalmıştır. Yeni bilgi, durum ve nesneler her an ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmaya göre 18. yüzyıldan önce bilgi birikimi yaklaşık 90 yılda iki katına çıkıyordu; 20. yüzyılda 90´lı yıllardan sonra ise bilgi birikimi her 3-5 yılda iki katına çıkmaktadır. Son 50 yılda insanlığın ürettiği bilgi, 3000 yılda üretilenden daha fazladır.
Bazılarına göre, tarım çağında bir kişinin birkaç kitap okuması o kişiye bir ömür boyu yetebilmekteydi. Endüstriyel ekonomi çağında, bir kişi onlarca kitap okuyor ve ona bir ömrü yetebiliyordu. Bilgi ekonomisi çağında ise bir insan ömrü boyunca öğrenmek zorundadır.?
Kopernik Kitap´tan çıkan ?Xi Jinping Anekdotlar? eseri, hem Çin Devlet Başkanı Xi Jinping hem de Çin´in modern ve geleneksel kültürü hakkında okuma yapmak isteyenler için yararlı bir kaynak olacaktır.