Haberler gelmeye başladığında neden şaşırdığımıza şaşmaktayım.
Adamlar hâlâ büyük bir itibar görmekte.
İnançlı kesim başına tac etmiş.
Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir programda, Prof. Dr Üstün Dökmen, rehberlik öğretmenliğine ilişkin konuşurken; ?Nasıl bir pilot sarhoş olmamalı, bir Hristiyan psikolog haç takmamalı ise; Rehberlik Öğretmeni de Başörtülü biri olmaz!, meslek icra edilirken İnşallah, Maşallah, Hayırlısıyla gibi cümleler sarf edilmemelidir!? dedi.
Üstün Dökmen´i kutluyorum.
Fakat o toplantıya çok terbiyeli, çok edepli hanımefendi olarak katılan başörtülü öğretmenleri ne yazık ki kutlayamıyorum.
Edeplerinden taviz vermemek için misafire son derece hoşgörülü davranıp incitmekten çekinip, toplantıyı terk etmek için ayağa kalkıp toplu olarak dışarı çıkmadıkları için, hanım efendileri kutlayamıyorum.
Sakarya Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş ise, kendisinin de 28 Şubat başörtüsü mağduru olduğunu belirterek, o süreçte 6 yıl örtüsü sebebi ile mesleğini yapamadığını hatırlatarak: ?Rehber öğretmenlere yönelik bir seminer. Seminer boyunca programda değildim. Programın bitiminde salona geldim. Dökmen´in programda sarf ettiği sözleri duymadığım ve orada herhangi bir arkadaşımın bu konuda bana bilgi vermediği için herhangi bir tepki göstermem mümkün değildi. Eğer sarf ettiği sözleri duymuş olsaydım toplantıyı o anda bitirirdim. Değil Üstün Dökmen kim olursa olsun bu tür konuşmalara prim verecek bir insan değilim.?
Milli Eğitim Müdürü hanımefendiyi de kutlayamıyorum.
?Değil Üstün Dökmen kim olursa olsun bu tür konuşmalara prim verecek bir insan değilim? derken olay basına yansımasaydı acaba yine aynı olayı dert edecek, bu cümleyi kurabilecek miydi?
Kutlayamıyorum zira değil Üstün Dökmen kim olursa olsun diye başlayan cümlesinde; Ü. Dökmen´i yücelttiği için kutlayamama sebebim artmakta.
Programda erkek öğretmenleri de kutlayamıyorum, Milli Eğitim Müdürünün gerekçesi, geç gelmiş duymamış -hep öyle olur zaten, her birimizde; ?bana dokunmayan yılan bin yaşasın? cı bir felsefemiz vardır - neden milli eğitim müdürüne olay konuşmayı aktarmadılar.
Gerçi aktarılsa ne olacaktı, sanki konuşmacı alkışlarla çiçeklerle uğurlanmayacaktı, hepimiz iyi niyetimizi yitirmeyip, saygıda kusur etmeyip misafiri krallar gibi ağırlayıp, uğurlayacaktık yine.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın;
?MEB´in Antalya´daki bir toplantısında din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerini hedef alan Üstün Dökmen, nasıl hâlâ itibar görüyor, bu nasıl bir Milli Eğitim hafızası ki bu adam üst üste bu tür rezillikler yaşatmasına rağmen hiçbir şey yokmuş gibi davetler alıyor.?
- Yalçın, nasıl hâlâ itibar görüyorlar diye şaşsa da ben şaşırmıyorum.
Ü. Dökmen´i tebrik ediyorum.
Vesayet, insan ayrımı, başörtüsü düşmanlığı da dense yaptıklarına;
hangi tılsıma, hangi iksire sahip olduğunu çok merak ediyorum.
Bizlerin sakıncalı bulunup asla çağrılmadığı böylesi toplantılarda; adamların itibar taçlarına, zafer taklarına hayran oluyorum.
Ahmet Kaya bir daha söyle, ?bu ne yaman çelişki anne??