AK Partili Üsküdar Belediyesi tarafından işten atılan işçilerin işe geri dönme eylemleri Temmuz ayından beri devam ediyor. Oy verdikleri, seçilmeleri için çalıştıkları yöneticilere ulaşamadıklarını dile getiren işçiler, “Kibirliler ve üsten bakıyorlar. Hem kapıda bekletiyorlar 5 saat, çıkarken de tehdit ediyorlar” diye tepki gösterdi. İşçiler üyesi oldukları Hizmet-İş’e de kendilerini yalnız bıraktığı için tepkili.
İşten atılan yaklaşık 170 işçiden biri olan Mustafa Kasap, Üsküdar Belediyesinde 2 yıldır çalışıyordu. 12 Temmuz’da sebepsiz yere işten çıkarıldığını belirten Kasap “Neden çıkarıldığımızı sormak istedik herhangi bir cevap vermiyorlar. Çalıştığımız şefler ağladılar; ‘Yazık günahtır, bu kadar eziyet olur mu?’ dediler. Hilmi Türkmen Başkan neden seçimden önce değil de sonra çıkardı? Çünkü kendi akrabalarını işe koyuyorlar. 18 yıldır Ak Parti’nin emekçisiyiz. Sandıklarda başkanlık yaptık, sabahladık, müşahitlik yaptık, oy verdik, oy topladık, gece gündüz koştuk. Şimdi de kapı önüne koydular bizi” dedi.
‘BİZ KİMİZ? BİZ DE AK PARTİLİYİZ’
İşten çıkarıldıktan sonra ekonomik sorunlar yaşadığını dile getiren Kasap şunları söyledi: “Büyükşehir belediyesinden çıkarılan işçileri, Ak Partili belediyeler işe alsın deniliyor. Biz kimiz? Biz de Ak Partiliyiz. Niye bizi işten çıkardın? Benim 3 tane çocuğum var. Eve ekmek nasıl götüreceğiz bilmiyorum. Öğretmeni okulda kitap istedi çocuğumdan ve ben o kitabı alamadım. ‘Hocam biz bu kitabı alamayacağız, bizi belediye işten attı’ dedim.”
Yetkililere ulaşmaya çalıştıklarını ama kendileriyle görüşülmediğini dile getiren Kasap, “Kibirliler ve üsten bakıyorlar. ‘Sen kimsin’ diyorlar. Hem kapıda bekletiyorlar 5 saat, çıkarken de tehdit ediyorlar. Bizim seçtiklerimiz, bizi tehdit ediyor. Ben yine ölümüne Cumhurbaşkanın yanındayım. Bize sahip çıksın” diye konuştu.
‘BUNU YAPANLAR KARŞILIĞINI ALACAKLAR’
1 yıl 10 aydır Üsküdar Belediyesinde çalışan Ercan Yılmaz 23 Ağustos Cuma günü bir telefonla işten atıldığını söyledi. Kent AŞ’ye çağırdıklarını söyleyen Yılmaz o günü şöyle anlattı: “Kent AŞ yetkilisi ve belediyenin avukatıyla görüştüm. ‘Biz sizinle çalışmıyoruz, imzanızı atın gidin. Mahkemeye de gitseniz biz sizi geri almayacağız’ dediler. Belediyenin sahipleriymiş, babalarının mallarıymış gibi. Bunu yapanlar bir gün elbette karşılığını alacaklar. Birilerine söz verdiler veya başka bir yerden haber geldi. Ama bir operasyon olduğunu yüzde 100 biliyorum. Bir operasyonun içine atıldık. Biz işimizi istiyoruz.”
‘DAHA BİZE DÖNECEKLER, HEPSİ YALAN’
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işten atılan işçilerin yanına da gittiklerini söyleyen Yılmaz, “Milletvekili de gelmişti oraya, onunla da görüştüm. ‘Vekilim bu partinin bir mensubu olarak ben de Üsküdar Belediyesinde işten çıkarıldım’ dedim. ‘Ben görüştüm, o yeniden bir analiz yapacak, size geri dönecek’ dedi. Daha bize geri dönecekler. Hepsi yalan” diye konuştu.
Askeri tıp akademisinde okuyan oğlunun 15 Temmuz sonrası mağdur edildiğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti: “Bütün hakları ellerinden alındı. Ve ikinci oğlum KPSS’de 89 puan aldığı halde 3 tane mülakattan elendi. Şimdi babası olarak ben de aynı hükümetin yönettiği dönemde mağdur edildim. Bir evden 3 kişiyi mağdur etti. Nereye gideyim bilmiyorum” diye konuştu.
27 Ağustos’a kadar AK Parti üyesi olduğunu belirten Yılmaz şöyle konuştu: “Bu partiye hizmet ettiğim zamanlarda o başkanlara da söyledim. ‘Sizler yanlış yapıyorsunuz, milletin ahını alıyorsunuz, yetimin malını yiyorsunuz, fakire zulmediyorsunuz’ dedim. Biz dünya lideriyiz diyenler, ülkesinde mağduriyet yaratıyor.”
‘HİZMET-İŞ YARI YOLDA BIRAKTI’
Hizmet-İş’in bu süreçte kendilerinin yalnız bıraktığını ifade eden Kasap, “Hani sendika nerede? Sayın bakanlarımız, vekillerimiz İBB’den çıkarılan işçilerin yanında. Onlar bu ülkenin vatandaşı, biz kimin vatandaşıyız?” diye sordu.
Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş’in Anadolu Yakası Temsilcisi Mustafa Şişman’ı ilk arayan kişi olduğunu aktaran Ercan Yılmaz da, “Buraya geldiğinde, ‘Gerekli mücadeleyi vereceğiz. Sizin her türlü yanınızdayız’ dedi. Mustafa Bey ertesi gün geldi, avukat da getirmişti yanında. ‘Bu sendika hükümete, belediyeye yakın bir sendika. Bizi satacak’ dedim. Öyle de oldu. 18-20 gün bizi oyaladı sonra da çekildi. Bize avukat adresi vererek ‘Arkadaşlar, yapacak bir şey kalmadı, hukuki yollardan hakkınızı arayınız. Benim hastam var, cenazem var’ dedi gitti” diye konuştu.