Ürdün’de darbe senaryoları

Ürdün'de üst düzey 20 ismin darbe girişimi iddiasıyla tutuklanması ülke içinde yaşanan siyasi krizi göz önüne serdi.

Ürdün’de darbe senaryoları

Ürdün’de cumartesi günü başta Kral 2. Abdullah’ın üvey kardeşi, eski Veliaht Prens Hamza bin Hüseyin ile ülkenin eski eski Kraliyet Divanı Başkanı ve Hazine Bakanı İbrahim Avadallah’ın bulunduğu üst düzey 20 ismin darbe girişimi iddiasıyla tutuklanması ülke içinde yaşanan siyasi krizi göz önüne serdi. Son dönemlerde başta İsrail olmak üzere bazı Körfez ülkeleriyle sorunlar yaşayan ve ekonomik krizin etkilerini üzerinden atamayan Amman’da gerçekleştirilen tutuklamalara ilişkin biribiriyle ilintili üç senaryo konuşuluyor. Düzenlenen operasyonda güvenlik bürokrasisinden herhangi bir ismin tutuklanmadığının belirtilmesiyle senaryolar daha çok Ürdün’de kraliyet ailesi içindeki güç mücadelesine odaklandı.

KIRMIZI ÇİZGİYİ GEÇTİ

Gündeme gelen ilk senaryoda eski Veliaht Prens Hamza bin Hüseyin’in son dönemde ülke siyasetinde belirleyici olan kabilelerle ilişkisini sıklaştırdığı ve görüşmelerde yönetimi yolsuzluk iddiaları üzerinden hedef almasının kraliyet ailesinde alarma neden olduğu kaydediliyor. Uzmanlar, Prens Hamza’nın yaptığı görüşmelerde, Kral 2. Abdullah’ın alternatifi olarak kendini göstermesiyle kırmızı çizgiyi geçtiği ve ülkenin istikrarını tehdit eden bu gelişme üzerine operasyon için düğmeye basıldığını kaydetti.

VELİAHT PRENS’İ KORUMAK

Ürdün’deki krize ilişkin ikinci senaryo da ilkiyle bağlantılı. Hafta sonu düzenlenen operasyonla ev hapsine alınan Hamza bin Hüseyin, 1999-2004 seneleri arasında Veliaht Prenslik görevini sürdürmüş ancak daha sonra Kral 2. Abdullah’ın büyük oğlu Hüseyin bin Abdullah bu makama geçiş yapmıştı. Veliaht Prens Hüseyin bin Abdullah’ın, tahta sorunsuz geçmesi için kraliyet ailesi ve saray çevresinde kendisine muhalefet edecek isimlere, hafta sonu, darbe girişimi iddiasıyla, operasyon düzenlendiği değerlendiriliyor.

BÖLGE ÜLKELERİNE MESAJ

Üçüncü senaryo ise sarayın yakın çevresinde bulunan, Körfez ülkelerinde iş ilişkisine sahip İbrahim Avadallah üzerinde yoğunlaşıyor. Avadallah’ın hem Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman hem de Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ile yakın ilişki içinde olduğu iddia ediliyor. Amman’ın son dönemde, Riyad ve Abu Dabi’nin İsrail’le yakınlaşmasıyla siyasi olarak bölgede ikinci plana düşürülmesinden rahatsızlık duyduğu biliniyor. Amman, bu rahatsızlığı hem İsrail’e yönelik daha sert tutumu hem de bölgede yeni ittifak arayışlarıyla gösteriyordu. Kral 2. Abdullah’ın Tel-Aviv, Riyad ve Abu Dabi’ye, Prens Hamza ve Avadallah’ın tasfiyesiyle ülkenin kontrolünü elinde tuttuğu mesajını vermek istediği belirtildi.

Yabancı istihbaratla görüştü iddiası

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, yapılan soruşturma neticesinde eski Veliaht Prens Hamza bin Hüseyin’in dış güçlerle birlikte ülkenin güvenliğini hedef alan birtakım faaliyetlere karıştığının ortaya çıktığını söyledi. Ürdün Genelkurmay Başkanı’nın, Bin Hüseyin’den “ülkenin güvenliğini hedef alan faaliyetlerini durdurmasını” talep ettiğini ancak buna olumlu yanıt alamadıklarını anlatan Safedi, eski Veliaht Prens’e kanunlar çerçevesinde ve Haşimi Kraliyet ailesi içinde muamelede bulunulacağını dile getirdi. Safedi, yabancı bir istihbarat teşkilatının, uçakla yurt dışına çıkmaları için Bin Hüseyin’in eşiyle irtibata geçtiğini söyledi. Eymen es-Safedi, ordudan komutanların gözaltına alınmadığını kaydetti.

Prens Hamza: Suçsuzum

Kral 2. Abdullah’ın üvey kardeşi olan Prens Hamza bin Hüseyin ise avukatı aracılığıyla BBC’ye ulaştırdığı video mesajında ülke liderlerini yolsuzluk, beceriksizlik ve tacizle suçladı. Ürdün Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı tarafından kendisine evde kalması ve kimseyle görüşmemesi uyarısında bulunulduğu belirten Prens Hamza, görevini kötüye kullandığı suçlamalarını reddedip herhangi bir komplonun parçası olmadığını ifade etti. Öte yandan Ürdün’ün eski Kraliçesi Nur el-Hüseyin, oğlu Prens Hamza bin Hüseyin’in ev hapsinde tutulması ve üst düzey isimlerin gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada, “gerçeklerin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması” çağrısında bulundu.