Bizim buralarda Teyêr, Tihok, Tawi ya da Dardağan denilen bir ağaç çeşidi vardır. Daha çok kıyıda, köşede, gözden ırak yerlerde tek başına yeşeren ve zamana inat gökyüzüne doğru büyüyen bir meyve ağacıdır.
Meyve ağacı dediysem, mevsiminde sofralarımızı süsleyen bir meyve çeşidi değil. Daha çok dağlarda, kurak tepelerde ve kıraç arazilerde yetişen ve küçücük bir meyveye sahip bir ağaç.
Binlerce yıldır varlığı bilindiği halde, hakkındaki bilgi oldukça sınırlıdır. Çünkü Dardağan Ağacı unutulmuş, kıyıda köşede kalmış bir ağaçtır.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Günümüz koşullarına göre ekonomik değeri olmamasından kaynaklı üzerinde pek durulmamış, araştırma, geliştirme projelerine konu olmamıştır.
Gölgesinden dolayı bazı yörelerde bekçi ya da çoban ağacı adı da verilmiştir. Çobanlar sürüleriyle ağacın altına sığınır, tarlada bekçilik yapanlar ise gün boyu gölgesine durur ve bu nedenle de ağaç bu isimlerle de anılır.
Hani denilir ya; "Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser."
Aynen ifade edildiği gibi, Teyêr Ağacı'nın ne gölgesi, ne meyvesi, ne de kendisi önemli ölçüde para ediyor. Para etmediği için de unutulmayı, kapitalist çarkın dişleri arasında yok olmayı hak ediyor!?.
Bu açıdan kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser sözü, dardağan ağacına o kadar uyuyor ki, başka anlatıma da gerek kalmıyor.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Tihok Ağacı susuz yetişen bir meyve ağacı. Kökleri toprağın çok derinine iniyor ve yerin altındaki suyu bulup, dallarına ulaştırıyor.
Kayaların arasında, sert zeminlerde bile yeşerip, kendine taşın içinde yer açabiliyor. Köklerini kayaları delerek, toprağa ulaştırarak varlığını sürdürebiliyor.
Alabildiğince dayanıklı olan ağaç aynı zamanda bir kıtlık ağacı olarak da biliniyor. En önemli özelliği de bu zaten. İnsanlar için, hayvanlar için bir nevi katık olmuş, karınlarını doyurmuş kıtlık dönemlerinde.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Dardağan hakkında söylenenler, hakkındaki efsaneler kısmen de olsa günümüze kadar gelebilmiş.
Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan bazı eski eşyalar arasında nazardan korunmak için dardağan ağacından yapılmış kolyelere rastlanılması ve bu kolyelerin M.Ö. 4 bin yıllarına tarihlenmesi ağacın o tarihte bilindiğini ortaya koyuyor...
Bu kazılar gösteriyor ki, 6 bin yıl önce Teyêr Ağacı, Mezopotamya'da yaygın ve kutsiyeti olan bir ağaçmış.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Meyvesinden, gövdesinden, kerestesinden ve dallarından yararlanılarak, tılsım niyetine kolyeler yapılmış.
Ve ilginçtir, bütün inanç ve kültürler dardağan ağacını kutsal kabul etmiş, kesimini yasaklamış.
O gün, bu gündür dardağan ağacı, kendini asırlar boyu var edebiliyor, yaşamını inatla sürdürüyor. Ne su istiyor, ne bakım.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Kendi mecrasında, kendine has ve dayanıklı olarak yeşeriyor, meyve veriyor, sessiz sedasız zamana inat yaşıyor.
Kesilmediği, yakılmadığı müddetçe hem gökyüzüne, hem de enine büyüyor.
Yapraklarını kış yaklaşırken döken ve küçücük, mercimekten biraz büyük, nohuttan küçük bir meyve vererek, başta kuşları ve insanları kendine çekiyor.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Toros, Zağros sıra dağlarının çevresinde yetişen ve hemen hemen bütün Mezopotamya'da tek tek de olsa halen görülen ve bilinen ağacın yetiştiriciliği pek yapılmasa da doğal alanlarda kendi kendine yeşererek, soyunu sürdürüyor.
Sonbaharda olgunlaşan küçücük meyvesi eskiden beri yoksullar için bir katık olmuş. Toplanan meyvesinin kaynatılarak pekmez yapıldığı da halk arasında biliniyor.
Meyvesi ilk çıktığında yeşil renkli buruk bir tada sahipken, olgunlaştıkça tatlanıyor ve rengi açık kahveye, kısmen de sarıya dönüyor.
Bazı teorilere göre bu bitki yüzlerce yıl önce insanlar tarafından yetiştirildi. Kıtlık zamanlarında hem insanlar hem de hayvanlar için oldukça değerli besin malzemelerine sahip olduğu için insan ve bazı kuş soyunun devamını sağladı.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Kurak alanlarda yetişmesi, kurtlanmaya, böceklenmeye karşı çok dayanıklı olması da dikkat çeken özelliklerindendir.
Erozyon ile mücadelede ve doğal yaşam alanlarında birçok hayvanın özellikle sonbahar ve kış aylarında beslenmeleri için büyük öneme sahiptir.
Dardağan meyvesi çok küçük olduğu için toplanması oldukça zordur. Yaprakları kışa doğru sertleştiği için dikenimsi bir hal alarak, toplanması daha bir zahmetli hale geliyor.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
İlginç olan ise, meyvesi toplanmadığı müddetçe kış boyunca ağaçta bozulmadan kalabiliyor.
Mezopotamya'nın unutulmuş, eski yerleşim yerlerinde görülen, ama ortalama her iklime ayak uyduran bir ağaç olmasına rağmen, ekimi hemen hemen hiç yoktur.
Kendi kendine yetişen, kuşlar sayesinde tohumu dağılan bir ağaç çeşididir.
Çocukluğumdan beri bildiğim ve kısmi araştırmalarıma göre de bu ağaç bilinenden çok daha uzun süre yaşıyor ve suya ihtiyaç duymuyor. Su ihtiyacını kendi kendine çözüyor.
500 yıl yaşadığından bahsediliyor. Sayısı giderek azalan Teyêr Ağacı, Mezopotamya genelinde kutsal kabul ediliyor.
Ve genelde yüksek tepelerde tek başına varlığını sürdürerek, ziyarete dönüşüyor.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Bu nedenle kimse dardağan ağacını kesmez. Çoğu mezarlıkta, susuz tepelerde ve yığma yükseltilerde kendiliğinden yetişir. Çok uzun yaşar, kuruduğunu da gören olmamıştır zaten.
Çok geç yetişir. Açık kahve renkli meyvesi tohumundan sıyrılarak yenilir ve kırıldığında tohumunda bulunan yağı da damağa ayrı bir tat verir.
Kendine has bir tadı ve tatlı bir aroması olan dardağan meyvesi, birazcık harnup ağacının meyvesinin tadını da çağrıştırır. Meyvesi yıl boyunca dalında kalsa bozulmuyor, kurtlanmıyor.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Sayıları artık giderek azalan, yok olan Dardağan Ağacı maalesef betonlaşmanın ve ekonomik değeri olmamanın bedelini ağır ödüyor.
Oldukça asaletli bir ağaç türü olmasına rağmen, günümüz dünyasında her şey parayla ölçüldüğü için zamanla dardağan ağacı unutulmuş.
Bunun elbette birkaç nedeni var: Meyvesinin hacimli olmaması oldukça küçük ve toplanması çok zor olması ağacın popülaritesini azaltıyor.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Ağaç, çok ama çok yavaş büyüyor ve bu nedenle parasal bir değere dönüşmüyor. Hem uzun yaşaması, hem de geç büyümesi ağaç hakkında bilgilerin de az olmasına neden oluyor.
Gövdesi oldukça sert ve dayanıklı, mobilya için uygun bir kereste çeşidi olsa da, insanlar bunun ekimini yapmıyor, yetişmesi için çaba sarf etmiyor.
Dardağan Ağacı kendi varlığını sürdürmüş, neden yeşermeye devam etmiş?
Ben kendimi bildim bileli bu ağacın kutsiyeti evimizde konuşulurdu. Ta nenem, dedem anlatırdı bizlere.
"Teyêr Ağacına zarar vermeyin, zarar verirseniz, evinize ateş düşer" diye sık sık hatırlatırlardı.
Nenem derdi ki;
Teyêr kuşların yuvasıdır, yemişi kuşlar için hayati önem taşır. Sakın dallarını kırmayın.
Ve ilginçtir Mezopotamya'da Teyêr Ağacı her kültür, her inanç için kutsiyeti olan bir ağaçtır.
Özellikle yaşlı dardağan ağacının bulunduğu yerlerde ziyaret olması bir tesadüf olamaz.
Kaldı ki, dardağan ağacını kesmek genelde günah sayılır ve yetiştiği yerde mutlaka bir ziyaret oluşur.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Hatta bazı köylerde bahar mevsiminde, nisan ayının ortalarında yılda bir kez olmak üzere çarşamba günü en yaşlı Dardağan Ağacı'nın bulunduğu yüksek tepede onlarca kişi buluşarak, etrafında dolaşır, dileklerde bulunur ve bazen ağacın dallarına bezler bağlar.
Dualar edilir, yemekler pişirilir. Yemek ise genelde germi yani etli bulgur pilavıdır.
Hakkında yeterince araştırma olmayan, boyuna ve enine büyüyen ağacın küçücük açık kahverengi meyvesi insanı tok tutar.
Bu açıdan Teyêr yani Dardağan Ağacı belki de kıtlık ağacıdır. Hem insanların hayatta kalmasını sağlamış, hem de kuşlar için inanılmaz bir yemiş olmuştur.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Dardağan Ağacı çok eskiye dayanan ve geçmişini üzerinde taşıyan bir ağaç olmasının yanında, ilk günde nasıl bir meyve vermişse, hala aynı tatta meyvesini veriyor.
Hirbitleme, geliştirme olmadığı için de asırlardır aynı şekilde varlığını sürdürür.
Belki de gen yapısına müdahale edilmeyen tek ağaçtır. Çünkü ağaç öylesine yavaş büyür ki, asırlar sürer ve insanoğlu yavaşlığına akıl sır erdiremez, sonucu görme sabrı gösteremez.
Meyvesi, yaprağı birçok hastalığa iyi gelir diye anlatılır. Birçok aktarda hem meyvesini, hem de yaprağını bulmak mümkün.
Kerestesi ise müthiş dayanıklıdır. Yıllarca dayanır ve kurtlanma göstermeyen nadir ağaçlardan biridir.
Halen birçok il ve ilçede çocukları nazardan korumak için dardağan dallarından küçük parçalar şekillenerek, elbisesine, omuzuna ya da külahına takılır.
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Yani dardağan 6 bin yıldır sessiz, sedasız aramızda yaşayarak, kendini var ediyor, meyvesiyle bizi açlıktan ve hastalıktan koruyor. Ama biz onun çok farkında değiliz.
Hatta yok olması için son sürat çalışıyoruz…
Her şeyi tükettiğimiz, çürüttüğümüz gibi Dardağan Ağacı'nın dünyadan silmeye çalışıyoruz.
Oysa her gün Dardağan'a ihtiyacımız var…