Üniversiteye gitmeyen gençleri dövmeyin

İktisatçı yazar Yaşar Süngü, toplumda var olan “üniversiteli” algısının gerçeği tam da yansıtmadığını, mesleki eğitime de “çok” önem verilmesini ve “en değerli” madenin ise genç nüfus olduğunu vurguluyor.

Üniversiteye gitmeyen gençleri dövmeyin

İş dünyasının temsilcileri, küresel ekonomide rekabet edebilmek, öne çıkmak ve sürdürülebilir ihracat için eğitimli, donanımlı ve vizyoner iş gücünün şart olduğunun farkında.

Bu ihtiyacı karşılamak isteyen Türkiye İhracatçılar Meclisi, Milli Eğitim Bakanlığı’yla 1997’de başlayan iş birliğini 2016’da imzaladığı protokol ile beş liseyi kapsayacak şekilde genişletmiş.

Protokol kapsamında destekledikleri hazır giyim eğitimi veren meslek liselerinden bugüne kadar 8 bini aşkın genç mezun olmuş.

Bu hafta 400 gencin daha katıldığı mezunların büyük bölümü öğrencilik döneminde tanıştıkları sektördeki firmalarda çalışıyorlar, üretiyorlar ve katma değer oluşturuyorlar.

**

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) protokol okulları, mesleki eğitimde devlet– özel sektör iş birliğinin en başarılı örnekleri arasında gösteriliyor.

Bu okullarda sadece standart bir eğitim yok.

Mesleki eğitimin algısını ve farkındalığını artırmak, gençlerin kişisel ve mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak, yenilikçi fikirlerini pratiğe geçirebilmek için organizasyonlar yapılıyor.

2018’de meslek liselerinde Beceri Yarışması, salgın döneminde İnovatif Fikir Maratonu düzenlemişler.

Üniversiteler için İHKİB Girişimcilik ve İnovasyon Yarışması başlatmışlar.

YÖK ve ihracatçı birliklerle yürütülen ‘Tercihim Tekstil Mühendisliği’ projesi ile bölümün itibarını artırmışlar.

**

İHKİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Çalışma Grubu Başkanı İlker Karataş, mezuniyetten sonra da öğrencilerle irtibatta kalmaya özen gösterdiklerini söylüyor. İHKİB Protokol okullarından mezun öğrencilerin iş bulma oranı diğer mesleki teknik Anadolu liselerine göre çok yüksekmiş.

Son üç yılda moda tasarım teknolojileri alanında mezun olan 506 öğrencinin 350’si sektörde çalışıyor, 62’si üniversitelerde eğitime devam ediyor, 52’si de üniversiteye hazırlanıyor.

Meslek liselerine neden ihtiyaç var sorusunun en kısa ve net cevabını İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca vermiş; “İhracatımızı çok daha yukarılara taşıyabilmemiz için gençlerimizin vizyonuna, bilgi birikimine ihtiyacımız var.”

Ne diyordu Bernard Shaw; “Akıllı insan aklını kullanır, daha akıllı insan başkalarının aklını da kullanır.”

**

Dün ve bugün üniversite sınavına giren 3 milyon 243 bin 425 aday öğrenci sayısı çok yüksek bir rakam.

Toplumda oluşturulan yaygın düşünce, liseyi bitiren bütün gençleri üniversite okumaya zorluyor.

Aileler, çocuklarının 4 yıllık bir üniversite okuyup toplumda itibar görmesini, çocuklarının okuduğu okul ve bölüm ile gurur duymayı, onların cazip getirili ve masa başı bir meslek sahibi olmasını hayal ediyor.

O yüzden 2 yıllık okullar bile 4 yıllığa puanı yetmeyenlerin gitmek zorunda kaldığı okullar olarak algılanıyor.

Böyle olunca da mesleki eğitim veren 2 yıllık okulların itibarı kalmıyor.

Ve gençler 2 yıl sonra meslek sahibi olacağı, birçoğunun iş dünyası tarafından desteklendiği ve iş birliği yaptığı bu okullara gitmek istemiyor.

**

Toplumda “4 yıllık üniversiteyi okumayanı dövüyorlar” anlayışı hâkim. Gençlerin üzerinde bu konuda inanılmaz bir mahalle baskısı var.

Bu baskı yüzünden bugün gençlerin işe başlama ve evlilik yaşı otomatik olarak 25’ten 30’a çıktı.

Gençlerin en verimli olacağı yaşlarda enerjilerini sonunda işsiz kalacağı üniversite sıralarında ya da okul kantinlerinde harcamasına yol açmak bir eğitim sisteminin gençlere yaptığı en büyük kötülüktür.

Bu büyük bir israftır.

4 yıllık üniversite okumak isteyen okusun ama gençleri sadece üniversite okusun diye üniversiteye gönderme modasını bırakalım artık.

**

Mahalle baskısı ile moda diye kendini üniversiteye gitmek zorunda hisseden gençleri meslek liselerine yönlendirerek onları daha erken iş dünyasına dahil etmemiz gerekiyor.

Bugünün iş dünyasında en çok ihtiyaç duyulan yenilenebilir enerji, ne güneşte ne rüzgardadır.

İhtiyaç duyulan tek enerji; gençlerde mevcut olan enerjidir.

Devletlerin sahip olduğu en değerli maden de, ne petrol, ne altın ne de uranyum ve benzerleridir.

En değerli maden genç nüfustur.