Tarih: 12.09.2020 10:51

Üniversite diploması, işsizlik sertifikası mı?

Facebook Twitter Linked-in

Her ay işsizlik rakamlarının açıklanmasının ardından tartışmalar başlıyor. Bir taraf ekonominin sağlam zemine oturmakta olduğunu söylerken, bir başka açıdan meseleye bakıldığında ülkemizin ciddi olarak işsizlik sorunu ile karşı karşıya olduğu görülüyor. Özellikle de gençler arasında işsizliğin arttığı, üniversite mezunlarında işsizlik oranının yüzde 24-25’lerde olduğu belirtiliyor. Gençler arasında işsizliğin ciddi boyutlara ulamış olması, özellikle de üniversite mezunları arasında bu oranın her dört üniversite mezunundan birinin işsiz kaldığı ifade ediliyor.

Böyle olunca ortada bir terslik olduğu görülüyor. Bu konuda çok farklı şeyler söylemek mümkün. Söz gelimi üretime dönük yatırımlar yapılmamış olmasının bunda önemli payı olduğunu söylemek mümkün. Bunun yanında yanlış eğitim ve öğretim politikalarının da payının olduğu önemli bir gerçek. Çünkü bu memlekette bir kesimin dayatması, daha doğrusu dini eğitimden duyduğu rahatsızlık sonucu bu ülkeye 12 yıllık kesintisiz eğitim dayatıldı. Yani tüm gençlerin en az 18 yaşına kadar okumaları mecburiyeti getirildi. Bu dayatma ile birlikte meslek liselerinin ilköğretim bölümü kapatıldı. Kapatılmamış olsa da kapıları kilitlendi. Bu arada özellikle imam hatip mezunlarından duyulan rahatsızlık sebebiyle meslek liseleri de teşvik edilip, cazip hale getirilmedi, meslek liselerinin üniversite yoluna engeller konuldu.

Böyle olunca iş hayatının ve sanayinin vasıflı ara eleman ihtiyacı ihmal edildi. Gençlerimiz ya liseyi bitirmiş hiçbir mesleği olmayan insan olarak hayata atılacak ya da bir üniversiteye kapağı atmak dışında bir tercihi kalmadı. Buna bir de her ile üniversite açma, var olanların sayısını artırma gayretleri eklenince öğrenciler için üniversite diploması, Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman’ın ifadesiyle, üniversite diploması gençlerimiz için işsizlik sertifikasına dönüştü.

Hem de öylesine bir işsizlik sertifikasına dönüştü ki, hem işsiz kaldı hem de üniversitede okurken aldığı kredinin taksitini ödeyemeyen borçlu işsizler arasına katıldı. Liseyi bitirmiş öğrencilerin mümkün olduğunca açıkta kalmamasını sağlamak için fakültelerde kontenjanlar artırıldı. Bir örnek vermem gerekirse, bir iletişim fakültesinin gazetecilik bölümü birinci eğitime 100, ikinci eğitimine de 100 olmak üzere 200 öğrenci alındı. Bu ikiyüz öğrenciden 4 yıl sonunda en az 150’si mezun oldu. Mezun oldular ama okulu bitirince içlerinde 5 tanesi okuduğu alanda iş bulabiliyor. Böyle olunca ya alanı dışında bir ş bulacak ya da uzunca bir süre alanında iş açılmasını bekleyecek. Sonuç olarak Sayın Karaduman’ın ifadesi ile üniversite diploması otomatik olarak işsizlik sertifikasına dönüşüyor.

Hâlbuki ülkemizin vasıfsız ya da üniversite mezunu işsizden çok vasıflı ara elemana ihtiyacı vardı. Yıllar önce hemen her mesleğin lise bölümü vardı. Söz gelimi ziraat liseleri, öğretmen liseleri, tapu kadastro, maliye gibi pek çok alanda meslek liseleri vardı. Bugün sanayiye dönük liselere büyük ihtiyaç olduğu biliniyor. Hatta organize sanayi bölgelerinde meslek liseleri açılmaya başlandı.

Bu gerçek anlaşıldı ama yıllarca gençlere tek hedef üniversite gösterildiği için yeniden meslek liselerinin cazip hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için üniversite öğrencilerine olduğu gibi meslek lisesi öğrencilerine de belli kıstaslar dâhilinde burs verilebilir. Çünkü ne ekonominin iyiye gittiği söylemleri ne de ille de üniversite okuma teşviki ülkenin sorunlarına çözüm olmuyor. Kaldı ki, meslek lisesi mezunlarına da yüksek tahsil yapmalarının yolu açılabilir. Yoksa bir süre sonra üniversite mezunlarının büyük bir bölümü kapağı bir başka ülkeye atmanın peşine düşecek. Bir araştırmaya göre gençlerin yüzde 60’dan fazlası imkân olduğu takdirde bir başka ülkeye gideceğini söylemeye başladı bile.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —