Tarihî günler yaşıyoruz: Olumlu anlamda değil, olumsuz anlamda, ilk bakışta. Sel, deprem, heyelan gibi tabiî âfetler, Suriye’de toplam 50 Mehmetçiğimizin şehit edilmesi ve son olarak koronavirüs vakasının Türkiye’de de görülmesi...
Sadece Türkiye’de değil bütün küre ölçeğinde yılın ilk iki buçuk ayında yaşanan gelişmeler, kıyametten sahneler gibi sanki!
AFET VE ADALET
Tarih felsefecileri, tarihin akışının şekillenmesinde, sosyal, kültürel, teknolojik, ekonomik değişimlerin yanı sıra büyük savaşların ve tabiî âfetlerin de belirleyici roller oynadıklarına dikkat çekerler.
Hatta bazı düşünürler, tarihin, en çok negatif gelişmelerle yeni doğumlara gebe olduğunu söylerler: Savaş gibi, iç savaş gibi, tabiî âfetler gibi...
Biz Müslümanlar aslâ felâketler, savaşlar, yıkımlar gibi olumsuz hâdiselere bel bağlamayız; onlara davetiye çıkaracak davranışlarda da bulunmayız.
Nasıl bulunabiliriz ki, savaşın bile adaleti, insan haysiyetini eksene alan bir hukuku vardır bizde ve bu savaş hukukuna âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Efendimiz (sav) başta olmak üzere, Hz. Ömer’den Salahaddin’e, Fatih’ten Aliya İzzetbegoviç’e kadar bütün İslâm tarihi boyunca neredeyse harfiyen uymuşuz biz!
Bu ilke, Mehmetçiğin Afrin’de gerçekleştirdiği askerî harekâtta bile aynen uygulandı: Türk askerinin iki saatte, en fazla 2 günde girebileceği Afrin’e, Mehmetçik bildiriler dağıtarak sivillere zarar vermemek için büyük özen göstermiş ve iki ayda girebilmişti! Bu, Batılıların dikkatinden kaçmadı tabiî ki.
TÜRKİYE YEKVÜCUT OLDU VE GÖZ DOLDURDU
Batılıların dikkatinden kaçmayan bir başka hadise de, koronavirüsle mücadelede gösterdiğimiz başarılı performans oldu.
Koronavirüs, Çin’de patlak verdi, 4 bin kişinin ölümüne yol açtı ama Çin’de kontrol altına alındı, Avrupa’ya sıçradı, İtalya başta olmak üzere belli başlı Avrupa ülkelerini kasıp kavurdu, büyük bir korkunun ve felâketin eşiğine fırlattı...
Şu an koronavirüs Avrupa’yı cehenneme çevirmek üzere... Ve Amerika’ya sıçradı, Amerika’da da hızla yayılma istidadı göstermeye başladı...
Dünya, virüs’ten bu dünyada cehennemi yaşarken, Türkiye, salgına karşı şimdiye kadar başarıyla mücadele etti: Virüsün Türkiye’ye girmemesi için hızlı ve köklü önlemler aldı: Okullar iki hafta, üniversiteler üç hafta tatil edildi. Stadyumlarda maçların seyircisiz oynanmasına karar verildi.
Bütün bu tedbirlerin alınması konusunda Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca Hoca, olağanüstü bir performans ortaya koydu; hızlı ve erken tedbirler aldı ve bu tedbirleri güzel uyguladı.
Türkiye, 15 Temmuz’dan sonra ilk kez yekvücut oldu ve dünya ölçeğinde göz doldurdu.
UMRECİLER MESELESİ
En son umreden gelen vatandaşlarımızla ilgili bir sorun yaşandı cumartesi günü ve gecesi. 21 bin umreci kardeşimiz Türkiye’ye getirildi, bir umrecide koronavirüs vakası tespit edilince, ülkede bir panik havası yaşandı.
Bendeniz bu ülkenin bir çocuğu olarak sosyal medyada bir kaç etkili tweet yazdım. Ardından gerek Sağlık Bakanımız’la gerekse Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş Hocamız’la gece 02.30 civarında yaklaşık yarım saat görüştüm. Umreden gelen kardeşlerimizle ilgili acil önlemler alınmazsa hem şimdiye kadar ortaya konan başarılı performansın bir anda güme gideceği hem de ülkenin de İslâm’ın da bundan büyük zarar göreceği fikrimi paylaştım kendileriyle.
Sağlık Bakanımızla Diyanet İşleri Başkanımız gece boyunca birlikte çalıştılar ve umreden gelen kardeşlerimizin büyük bir kısmını Ankara ve Konya’daki KYK yurtlarına yerleştirme ve KYK’larda ayrı odalarda karantina benzeri bir uygulama gerçekleştirme kararı aldılar.
AVRUPA’DAN GELEN ŞARKICI,MANKEN TİPLER KUTSAL İNEK MİDİR?
Türkiye’nin virüs konusunda gösterdiği başarılı performans, bütün dünyada takdirle ve hayranlıkla takip ediliyor.
Umrecilerle ilgili alınan tedbirler, Türkiye’nin bu virüsle nasıl kararlı bir şekilde mücadele edeceğini ve virüsün Türkiye’yi teğet geçeceğini gösteriyor -eğer bundan sonraki kritik süreçte büyük hata yapmazsak; ki, inşallah yapmayız.
Virüs Avrupa’yı esir aldı! Türkiye’yi de esir almaması için eğlence yerleri, barlar, kafeler, sinemalar, AVM’ler kapatılmalı.
Eğlence yerlerindeki manzaralar, salgın virüs ortamında yeterince ürpertici!
Ayrıca Avrupa ülkelerinden, hatta İtalya’dan gelen şarkıcı, manken, artiz tipler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar; bunlar dokunulmaz kutsal inek midir ki, karantinaya alınmıyorlar?
Özelde Avrupa’dan, genelde yurtdışından gelen herkesi karantinaya almazsak ülkeyi karantinaya almak zorunda kalabiliriz!
Sayın Bakan Fahrettin Koca Hocam şimdiye kadar krizi muhteşem yönettiniz; duruma bu şekilde müdahale etmezseniz ülke kaosa sürüklenebilir ve şimdiye kadar ortaya koyduğunuz dünyanın imrendiği muhteşem performans bir anda boşa gidebilir.
Vesselâm.