Kırım Tatarı olan Ceppar, bir süre önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in kararıyla yeni görevine atandı.
Ceppar, , görevine başladıktan sonra Kırım meselesi, Ukrayna’nın doğusundaki kriz, uluslararası platformlarda ve mahkemelerde Rusya’ya karşı mücadele ve Ukrayna-Türkiye ilişkileri konusunda açıklamalarda bulundu.
Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasının söz konusu olmadığını belirten Ceppar, yaşanan hadisenin uluslararası toplum tarafından "tanınmayan bir ilhak girişimi" olarak kabul edildiğini vurguladı.
Ceppar, Türkiye’ye da Ukrayna’ya Kırım meselesindeki desteğinden dolayı minnettar olduklarını ifade etti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun 27 Mart 2014’te Ukrayna’nın toprak bütünlüğüyle ilgili kararının, Kırım’ın statüsünde herhangi bir değişikliğin tanınmaması için açık bir çağrı içerdiğini dile getiren Ceppar, “Rusya, Kırım’ı kendisine bağlamadı, yasa dışı ve geçici olarak işgal etti.” dedi.
Dünyada pek çok ülkenin ve uluslararası organizasyonların, Moskova’nın Kırım’da yasa dışı eylemlerde bulunduğunu ve Ukrayna’nın yarımada üzerinde egemenliğini yeniden sağlaması gerektiğine yönelik hatırlatmalar yaptığını ancak bunun yeterli olmadığını kaydeden Ceppar, "Hem Ukrayna hem de uluslararası güvenlik ve istikrar için önemini göz önünde bulundurarak Kırım’ın işgalden kurtarılması konusunun daha güçlü ve aktif olarak uluslararası arenada seslendirilmesini isterdik." ifadesini kullandı.
- "UKRAYNA, SUÇLAMALARI GÜÇLENDİRMEYE NİYETLİ"
Ceppar, BM’de Ukrayna’yı destekleyici kararların yanı sıra Batı ülkelerinin Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlara devam ettiğinin altını çizerek, Kırım’ın Rusya’dan kurtarılması için bunları yeterli bulmadıklarını söyledi.
Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Ceppar, “Rusya’ya siyasi baskı daha güçlü, ekonomik yaptırımlar daha sert olmalıdır.” dedi.
Rusya’yı suç ve ihlalleri nedeniyle "adalete teslim etmenin" mümkün olduğu tüm uluslararası mahkemelerde uğraştıklarını aktaran Ceppar, “Ukrayna, Rusya’nın Kırım ve Donbas’ta yasa dışı eylemleriyle bağlı olarak bu ülkeye karşı uygun uluslararası mahkemelerde görülmek üzere suçlamaları güçlendirmeye niyetli.” diye konuştu.
Rusya’ya yönelik yaptırımların oldukça önemli olduğuna dikkati çeken Ceppar, “Yaptırımlarda önemli bir sertleşme olmadan, Rusya'nın Kırım meselesindeki davranışında bir değişiklik beklenmesinin mümkün olmadığına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
- "UKRAYNA, LİDERLER DÜZEYİNDE GÖRÜŞMEYE HAZIR"
Ceppar, Ukrayna’nın doğusundaki krizin atılan adımlarla çözüme doğru ilerlediğine işaret ederek, Rusya’nın Minsk Anlaşması'na imza atan ve çatışmanın tarafı olarak yükümlülüklerini yerine getirmesi konusundaki ısrarlarının devam ettiğini dile getirdi.
Normandiya Dörtlüsü Liderler Zirvesi'ni, Almanya ve Fransa’nın ara buluculuğuyla Ukrayna ve Rusya arasında doğrudan en yüksek seviyede barışçıl bir çözüm sağlama fırsatının olduğu müzakere sürecinin kilit unsuru olarak gördüklerini bildiren Ceppar, bu zirvelerde güvenlikle ilgili hükümlerin uygulanmasını diğer tüm alanlarda ilerlemenin ön koşulu olarak nitelendirdi.
Ceppar, şu ifadeleri kullandı:
"Maalesef Rusya’nın silahlı provokasyonları terk etme ve sürdürülebilir bir sakinlik sürecine geçme konusundaki isteksizliğinden dolayı güvenlik hükümlerinin uygulanmasında sorunlar yaşıyoruz. Donbas’ta her gün Rus unsurlarınca ateşkes rejiminin ihlali ve Minsk anlaşmaları tarafından yasaklanan silahların kullanımı kaydediliyor.”
Paris’te Normandiya Formatı'nda 19 Aralık 2019’da yapılan son zirveden 7 Temmuz’a kadar Donbas’ta 37 Ukrayna askerinin öldüğü, 290’ının yaralandığı bilgisini veren Ceppar, bu kayıpların bir önceki yıla oranla yüzde 14,5 arttığını vurguladı.
Ceppar, Rusya’nın bölgede provokasyon yaptığını ve Minsk Anlaşması şartlarına uymadığını savunarak, “Ukrayna, Normandiya Formatı'nda liderler düzeyinde bir görüşmeye hazır. Çünkü siyasi dahil olmak üzere tüm istikamette yapıcı ve makul uzlaşma politikasına olan bağlılığımızı sürekli olarak pratikte gösteriyoruz.” dedi.
- KIRIM TATARLARI, MÜCADELE DENEYİMİNE SAHİP GÜÇLÜ BİR HALKTIR"
Kırım’da, Kırım Tatarlarının durumunu "zorla evlendirilmiş bir kızın, gelinlik içerisinde silah zoruyla mutlu gibi gözükmesi" şeklinde tanımlayan Ceppar, şunları söyledi:
"Rusya, dünyadaki bütün platformlarda Kırım Tatarlarını nasıl koruduğuna herkesi ikna etmeye çalışıyor. Kırım Tatar dilinin devlet dili haline geldiğini ve halkın rehabilitasyonu için yasa çıkardığını iddia ediyor. Sanki halk mutluymuş gibi her şeyi yapıyor. Ancak gerçekte baskı ve siyasi kovuşturmalar, net olarak tam tersini gösteriyor."
Ceppar, Kırım Tatar halkının son birkaç yüz yıldır ana vatanlarında var olma ve yaşama hakkı için Rusya'ya karşı mücadele verdiğini belirterek, Rusların politikaları yüzünden 1783, 1944 ve 2014’te Kırım Tatar halkının vatanlarını terk etmek zorunda kaldığının altını çizdi.
26 Şubat 2014’te Kırım Tatarlarının, Kremlin’in Kırım’daki suçlarını örtmek için yaptığı planları bozduğunu söyleyen Ceppar, Kırım Parlamentosu önünde yaptığı mitingle Tatarların Ruslara karşı direniş gösterdiğini ifade etti.
Ceppar, bu olayın ardından intikam alma niteliğinde yarımadada Kırım Tatarlarına yönelik baskıların, baskınların ve yasaklamaların hayata geçirildiğini kaydetti.
Rusya’nın uzun zamandır dünya gücü olma hakkını kaybettiğini savunan Ceppar, “Rusya’nın büyüklüğü koca bir yalan. Bu yalan, savaş ve savaş suçlarını, insanlığa karşı suçları, aldatmayı ve propagandayı teşvik ediyor. Kırım Tatarları ise kendilerine söylenen yalanın ne olduğunu bilen, mücadele deneyimine sahip, az ama inanılmaz güçlü bir halktır.” diye konuştu.
- TÜRKİYE İLE UKRAYNA ARASINDA SORUNSUZ GÜNDEM
Ceppar, Türkiye ile Ukrayna arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklık niteliğinde olduğunu anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"İki ülke arasında hem tarihsel açıdan hem de modern bakış açısından sorunsuz bir gündeme sahip olmanın gururunu yaşıyoruz. Ülkelerimizin ortak çıkarları var. Karadeniz bölgesinde, barış ve istikrar tesis etmek için aynı düşünceleri paylaşıyorlar ve siyasi alanda herhangi bir çatışmaları yok."
İki ülkenin zor dönemlerde birbirini desteklediğine dikkati çeken Ceppar, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırganlığı ve Kırım’ın ilhakını tanımaması yönündeki Türkiye’nin pozisyonunun önemli olduğunu vurguladı.
Ceppar, Türkiye ile ilişkilerde stratejik önceliklerden birisinin karşılıklı faydaya dayalı ortaklığın geliştirilmesi olduğunu kaydederek, geçmiş yıllardaki tecrübelerin, tüm alanlarda iş birliğini daha da derinleştirmek için yeni fırsatlar konusunda şans verdiğini anlattı.
Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Ceppar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yol açtığı zorluğun ilişkileri canlandırmak için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğine işaret etti.
Ukrayna'nın devletin tüm alanlarını kapsayan geniş kapsamlı reform süreci geçirdiğini anlatan Ceppar, Türk iş dünyasının ülkede iş ve yatırım yapabilmesi için pek çok imkanların oluşturulduğunu vurguladı.
Ceppar, Ukrayna ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklığın kilit unsurlarından birisinin bilim teknik ve savunma sanayi alanlarında iş birliği olduğunun altını çizerek, Türk insansız hava araçları (İHA) ve uçak motoru yapımı alanında iş birliğinin geliştiğini söyledi.
- SERBEST TİCARET ANLAŞMASI SÜRECİ
Türkiye ile Ukrayna arasında uzun süredir görüşmeleri yürütülen Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ile ilgili çalışmaların sonuca ulaşması konusunda “iyimser” olduklarını vurgulayan Ceppar, bu ticaret rejiminin gerek sanayi gerekse tarım ürünlerinin gümrük vergisinde kapsamlı bir muafiyet sağlaması gerektiğini ifade etti.
Ceppar, STA metninin hızla uyumlaştırılması için yapıcı bir diyalog umduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Ukrayna, tüm mal grupları için kısıtlama olmaksızın pazarı açmakla ilgileniyor. Bu yaklaşım, aslında ikili ticaret hacmini artıracaktır. Ukrayna, STA konusunda müzakere sürecini hızla tamamlamaya hazır. Bunun için Türkiye ve Ukrayna taraflarının siyasi iradesi var. Sonuçta müzakere süreci devam ediyor ve yakın gelecekte STA metninin sonuçlandırılması yönündeki beklentiler konusunda iyimseriz."