Prof. Dr. Bilal Sambur yazdı;
Son haftalarda Rusya, Ukrayna sınırına büyük askeri yığınak yapmaktadır. Rusya'nın yapmış olduğu askeri yığınak, Ukrayna, Amerika ve Avrupa tarafından kaygıyla izlenmektedir.
Askeri hareketliliğin artması, Rusya'nın Ukrayna'da bir savaşa mı hazırlandığı ve bütün ülkeyi işgal etmek mi istediği sorularının tartışılmasına neden olmaktadır.
Karadeniz'de ve Ukrayna sınırında büyük bir askeri hareketlilik meydana getiren Rusya, Donbass bölgesinde kontrol edeceği bir savaşın hazırlıklarını her açıdan yapmaktadır.
Amerika ve Avrupa, Ukrayna'da bir Rus işgaline izin vermeyecekleri konusunda kararlı bir duruş sergilemektedirler.
Karadeniz'e savaş gemilerini yollayan Biden, Putin'e Ukrayna'nın yalnız olmadığı ve Ukrayna'ya yönelik askeri bir müdahalenin karşılıksız kalmayacağı mesajını güçlü bir şekilde vermektedir.
2014 yılında Kırım'ı ilhak etme sonrası büyük zafer sarhoşluğu yaşayan Putin yönetiminin, aynı senaryoyu Ukrayna'da sahneye koyup koymayacağı belli değildir.
Ukrayna sınırına büyük yığınak yapan Putin, her an bütün Ukrayna'yı işgal edecek güce sahip olduğu mesajını Kiev yönetimine ve müttefiklerine vermektedir.
Meydana getirdiği askeri hareketlilikle Rusya, Ukrayna'ya, Amerika'ya ve Avrupa'ya gözdağı vermektedir.
Rusya'nın, gözdağından öteye geçip direkt bir askeri müdahalede bulunma seçeneğini hayata geçirme olasılığının şimdilik çok güçlü olmadığını söyleyebiliriz.
Rusya, Biden'ın işbaşına gelmesinden sonra Washington ve Kiev arasında kurulan güçlü ittifaktan rahatsızdır. Rusya, Kiev-Washington işbirliğini Doğu Ukrayna'da sağlanan ateşkes durumunu bozan bir tehdit olarak okumaktadır.
Sınıra askeri güç yığmak suretiyle Rusya, Biden-Zelenskyy ittifakını Doğu Ukrayna konusunda dengeye getirmeyi amaçlamaktadır.
Rusya, Donbass sorununun Dağlık Karabağ gibi savaşla çözülemeyeceğini çok iyi bilmektedir. Karabağ'da gerçekleşen Azerbeycan-Ermenistan savaşı gibi bir savaş Donbass'ta Ukrayna ve Rusya arasında gerçekleşmeyecektir.
Rusya, askeri işgal tehdidiyle Ukrayna ve Batıyı baskı altına almaya çalışmaktadır.
Donetsk ve Luhansk bölgesi Donbass olarak adlandırılmaktadır. Donbass bölgesinin Ukrayna'dan ayrılmasını ve Rusya'ya bağlanmasını isteyen ayrılıkçı güçler bulunmaktadır.
Ayrılıkçı Ruslar, Donetsk ve Luhansk'ta iki ayrı özerk cumhuriyet ilan etmişlerdir. Rusya'nın desteğiyle Donbass'taki ayrılıkçı güçler, 2015 yılında bölgede kontrolü ele geçirmişler ve Ukrayna Ordusu'nu yenilgiye uğratmışlardı.
Çatışmalar sonucunda 10 bin insan hayatını kaybetmiş, 25 bin insan yaralanmıştır. Minsk antlaşması sonucu çatışmalar durmuştu.
Minsk antlaşmasının en önemli sonucu, Rusya'nın Ukrayna'nın iç işlerini belirleyen hakim güç haline gelmesidir.
Rusya, Ukrayna krizinde Minsk antlaşmasının temel referans çerçevesi olarak korunması gerektiğini savunmaktadır. Rusya, Ukrayna ve müttefiklerini Minsk antlaşmasına bağlı kalmaya zorlamak için krizi artırmaktadır.
Rusya, Donbass bölgesinde yaşayanların Rusya vatandaşı olduğunu ileri sürmekte ve vatandaşlarını koruma yükümlülüğü olduğunu iddia etmektedir.
Rusya, Donbass bölgesinde yaşayanların resmi dil olarak Rusçayı kullanmalarını ve Rusya'yla ilişkilerinin geliştirilmesini istemektedir.
Donetsk ve Luhansk bölgelerine hiçbir şekilde askeri müdahalede bulunulmasını kabul etmeyen Rusya, böyle bir müdahalenin yapılması karşısında askeri olarak karşılık vereceğini net olarak göstermektedir.
Rusya'nın Doğu Ukrayna'daki nüfuzundan rahatsız olan Kiev yönetimi, Amerika'yla yakınlaşmış ve NATO üyesi olmak konusunda net bir pozisyon takınmıştır.
Biden'ın başkan olmasından sonra Zelenskyy, Ukrayna'nın NATO'ya girmeye hazır olduğunu ilan etmiştir. Rusya, Ukrayna'nın NATO üyesi olmasını engellemeyi stratejik hedef olarak görmektedir.
Ukrayna'nın NATO üyeliği Rusya için düşman birliklerinin Moskova kapılarına dayanması anlamına gelmektedir. Putin yönetimi, Ukrayna'nın NATO üyeliğini bir beka sorunu olarak sunmaktadırlar.
Sınıra askeri yığınak yapan Rusya, meydana getirdiği krizle Ukrayna'nın NATO üyeliğini engellemeye çalışmakta ve NATO üyeliğinin gerçekleşmesi halinde Ukrayna'ya askeri müdahalede bulunacağı konusundaki kararlılığını göstermektedir.
Rusya, aslında sadece Kırımı'ı ve Donbass'ı kontrol etmekle yetinmeyen emperyalist bir açlık içindedir. Rusya'nın uzun vadede istediği şey, bütün Ukrayna'yı kontrolü altına almaktır.
Zelenskyy liderliğindeki Kiev yönetimi, Rusya'ya karşı etkisiz ve çaresiz olmadığını daha diklenen bir bir politikayla ortaya koymaktadır.
Kiev yönetimi, Putin yanlısı televizyon kanallarını kapatmıştır. Putin yanlısı Viktor Medvedchuk'ın liderliğindeki partinin etkisi azaltılmaya çalışılmaktadır.
Rusçanın kullanılmasına yönelik kısıtlamalar getirilmiştir. Türkiye'yle askeri işbirliğini ilerleten Zelinskyy yönetimi, Amerika ve İngiltere'nin güçlü desteğini arkasına almıştır.
SİHA'larla Ukrayna'ya destek olan Türkiye, Karabağ savaşında uyguladığı başarılı senaryoyu Ukrayna'da Rusya'ya karşı sahneye koymaktadır.
Resmen NATO ülkesi olmayan Ukrayna, fiilen NATO ülkesi muamelesi görmekte ve NATO korumasında Rusya'ya meydan okumaktadır.
Amerika-İngiltere-Türkiye üçlüsü, Ukrayna'nın NATO korumasında olduğu mesajını vererek Rusya'yı Donbass üzerindeki emellerinden vazgeçirmeye çalışmaktadırlar.
Rusya, Ukrayna sınırına yaptığı askeri yığınakla sadece Ukrayna'ya değil, NATO'ya karşı da savaşa hazır olduğunu göstermeyi istemektedir.
Savaş, Ukrayna krizinde en kötü senaryodur. Mevcut durumda Doğu Ukraynalılar, kendilerini Rusya'nın korumasına muhtaç görmektedirler.
Ukrayna, her açıdan ikiye bölünmüş durumdadır. Yeni bir çatışmanın ortaya çıkması, Ukrayna'nın resmi olarak bölünmesiyle sonuçlanacak bir iç savaşa neden olacaktır.
Mevcut durumda temel sorun, Ukrayna'nın fiilen bölünmüş olmasıdır. Kiev, Moskova ve Washington yönetimleri, Ukrayna'nın bölünmeye doğru giden kaçınılmaz sonunu önleyecek politikalar üretme konusunda başarısız olmaktadırlar.
Mevcut krizin sürmesi, bölünmeyi derinleştirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Olası bir Ukrayna savaşı, bütün dünya için felaket ve yıkımlara yol açacak potansiyele sahiptir.
Ukrayna'da savaş, hiçbir ülkenin çıkarına olmamasına rağmen, Amerika, Rusya ve Ukrayna, savaşmaya hazır oldukları şeklinde bir görüntü oluşturmaktadırlar.
Ukrayna'da ihtiyaç duyulan savaş oyunu değil, sağlam bir barışın kurulmasıdır. Ukrayna krizi, bölgesel ve küresel barışı tehdit eden bir kriz niteliğine kavuşmuştur.
Ukrayna'nın birliğinin barışçıl yollardan sağlanması için bütün aktörlerin samimi çabasına ihtiyaç vardır.