Tarih: 09.07.2019 08:08

Ukrayna sorunundan Ukrayna deneyimine

Facebook Twitter Linked-in

İstanbul Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde rahmetli  Şahabettin Tekindağ Hoca´mızdan ilk öğrendiğimiz ?Türk tarihinde Deşt-i Kıpçak Sorunu´ kavramı olmuştu. Asırlar değişti,  20. yüzyılda bu kavram ?Ukrayna Sorunu´na evrildi. 

Kırım´ın işgalinden bugüne kadar geçen beş yıllık sürece dönüp baktığımızda artık bir ?Ukrayna deneyiminden´ bahsetmek yerindedir.  

Nedir Ukrayna deneyimi? Avrupa´nın kafası karışıklığının bir bilançosu mu? Yoksa Rusya´nın dayattığı bir topyekün savaş hazırlığının masum insanlarında yarattığı hasarın faturası mı? 

Tüm insani nedenlere rağmen Avrupa´da Ukrayna´ya tepeden bakan yerleşik yapılar var. Rusya´nın saldırgan politikası Avrupa´yı tehdit olmaktan öte ?Şark despotlarının´ iç sorunu olarak anlatılmak isteniyor. Oysaki, Avrupa´nın Türkiye ve Ukrayna´ya yaklaşımını dikkate aldığımızda, kendi değerleri ile çelişmenin en tipik bir ifadesine tanık oluyoruz. 

21 Temmuz Ukrayna genel seçimleri arifesinde Alman Friedrich Ebert Vakfı tarafından Kiev´de bir toplantı yapıldı. Yerinde izlediğim toplantı bu alanda aktif bir politika oluşturma çabası olarak dikkat çekici. ?Bükreş 9 - NATO´nun Doğu Kanadında İşbirliği Arayışları´ konulu başlığıyla NATO´da bir ?Doğu Kanadı´ oluşturma arayışının parçası olduğu gibi Türkiye´de bir türlü cevap bulunamayan sorulara yanıt niteliğinde. 

?Bükreş 9´ NATO üyesi Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti,  Slovakya, Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya´nın girişimi ile oluşturulan bir ?Çalışma grubu´. Karadeniz´in Kuzey´inde etkili bir savunma konsepti geliştirmek amacıyla oluşturulan devletlerarası bir stratejik işbirliği platformu. 

Kırım Türkleri lideri Mustafa Kırımoğlu başkanlığında bir heyetle 2014 yılında Brüksel´de NATO Karargâhı´nı ziyaret ettiğimizde, ?NATO´nun beyan edilmemiş bir alarm seviyesinde bulunduğu´ anlatıldı. Bunun bir adım ilerisi savaş demekti. NATO kuvvetlerinin savaş konumuna getirilmesi için 24 aya gereksinim vardı. 

Böylece, NATO´nun ?Ukrayna riskini´ tanımlayıp, aktif bir strateji geliştirmesini bekleyerek, bugünlere ulaşıldı. Geçen hafta Ukrayna cephe hattını ziyaret eden İngiltere Genelkurmay Başkanı Mark Carleton-Smith´in içinde bulunduğumuz durumu tanımlayan dikkat çekici bir açıklama yaptı. İngiliz bordo berelilere hitaben sarf ettiği ?Rusya Batı`ya karşı hazırladığı savaşın tatbikatını Doğu Ukrayna´da uyguluyor? sözleri büyük bir yankı uyandırdı. Böylece sembolik de olsa NATO ile Rusya´nın cephe hattında karşı karşıya durduğu resmi bir ağızdan ifade edilmiş oldu. 

NATO´nun Ukrayna eksenli bir blok oluşturma stratejisinin diğer cephesi Güney Karadeniz hattı. Başka bir ifadeyle İstanbul Boğazından Artvin´e uzanan sahilleriyle Karadeniz´in en büyük sahil ülkesi Türkiye... Anlaşılan Doğu´daki 9 ülkeden oluşan bu NATO bloklaşmasının karar mekanizmasında Türkiye henüz yok. Kiev´den bakılınca Romanya merkezli bir Karadeniz stratejisinde Estonya aktif olarak var. Ya Türkiye? 

Romanya Milli Güvenlik Akademisi Dekanı Dr. Iulian Fota toplantıda Romanya´nın pozisyonu ?Yıl sonunda yapılacak NATO zirvesine gelişmeler ışığında yeni bir format oluşturulması hazırlığı yapıyoruz? sözleriyle tanımlıyor. Bu formata Karadeniz´in güneyinde oluşan ?yeni riskleri´ de dahil ediyor. Konuşan tüm uzmanlar Türkiye´nin ?kilit ülke´ olma özelliğini vurguladıktan sonra konumunu da merak ediyorlar. Doğu Ukrayna´da süren savaş ve Suriye, Doğu Akdeniz ekseninde meseleye baktığımız zaman NATO kuvvetleri bir savaşın arifesine göre konumlandırılıyor. Bu savaşı başlatacak kıvılcım ise ?Rusya savaşı ne kadar ileri götürmek istiyor?´ sorusunun cevabında saklı. 

Ukrayna´da Zelenski döneminin başlamasıyla taşlar yerinden oynamışa benziyor. Her gün doğu cephesinden ölüm haberleri geliyor. 

Türkiye iç tefrikalara boğulmuşken sadece Doğu Akdeniz´de değil Karadeniz´in Kuzey´inde Polonya, Romanya eksenli yeni karar mekanizmaları oluşmuş. Ancak, Ukrayna´nın huzurlu bir geleceği elde etmesinde Türkiye´nin Karadeniz´in güneyindeki istikrarlı varlığı buradan açıkça hissediliyor. 

?Rusya´nın Balkanlarda, Gürcistan´da ve Ukrayna´da demokratik süreci çeşitli savaş taktikleriyle blokladığı´ dikkate alındığında Türkiye sadece Akdeniz´de değil Karadeniz ve Doğu Avrupa´da da bir istikrar bloğu olarak dikkate alınıyor. Bu kararlılığı da ?Mavi Vatan´ tatbikatıyla Karadeniz ve Akdeniz´de eş zamanlı olarak gösteriyor. 

?Strategy XXI Çalışma Grubu´ Koordinatörü Ukraynalı Vitaliy Martynyuk ?Demokratik süreçleri hedef alan Rusya´nın askeri operasyonları, birer darbe olduğu gibi uluslararası işbirliğini yeniden tanımlamaya tabi kılan bir etkiye sahip. Rusya savaşı sürekli kılmak için Kırım´ı, Doğu Ukrayna´yı ve Orta Doğu´yu kullanıyor. Bu stratejiyi Rus Komuta Kademesi yönlendiriyor. Ukrayna Rusya´nın eski ve yeni savaş taktiklerine vakıf tek ülke? diyor. 

Böylece dünya ?Ukrayna sorunundan´ bir ?Ukrayna deneyimine´ ulaşmış oluyor. Bu deneyime yakından tanıyan ülkelerin başında Türkiye geliyor. 

Türkiye´nin tecrübesi mühim olduğu gibi, NATO müttefiklerine de istikrar yolunda büyük fırsatlar sunuyor. Lakin, sadece Avrupa´nın değil Amerika´nın da kafası karışık. Türkiye´nin savunma alanındaki yerleşik rolünü Romanya, Güney Kıbrıs ve Fırat´ın Doğu´suna yükleme gayretinde. Yani, Karadeniz´in Kuzey´inde oluşturmaya çalıştığı NATO Blok´unu Karadeniz´in güneyinde yıkıyor. Ukrayna deneyimi bunu gösteriyor. Ancak, Türkiye´nin yerini Estonya, Romanya, Güney Kıbrıs ile doldurabilmek için dünyanın yıkılıp yeniden kurulması gerekiyor. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —