TV5’i de susturun!

İbrahim Kahveci yazdı;

TV5’i de susturun!

umhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ve Amerika demokrasi ve ekonomide tümüyle yerle yeksan olsa bile biz milletimizi kalkındırmaya devam edeceğiz diyerek, “Bu Türkiye modelidir. Başka yerde böylesine samimi bir demokrasi, hak ve adalet ideali bulamazsınız” ifadelerini kullandı.

Hak!

Adalet!

Samimi demokrasi!

Hepsi bizde. 

***

28 Şubat sürecinde Çevik Bir hakkında yolsuzluk haberi yapmıştı TV5.  Haber her yerde yer almıştı. Olan ne mi oldu? 

Çevik Bir dava açtı. Ne kapatma ne para cezası... 

Mustafa Yılmaz ne yapsın şimdi? 

RTÜK şimdi ceza vermiş Çevik Bir haberini de yapan Mustafa Yılmaz’ın programına. 

Programda konuk Elazığ depreminde yaşananlar hakkında bir duyumunu açıklıyor: “Cenaze sahibine taziyeye gittiğimizde söyledi. -Biz geceden beri bekliyoruz cenazemizi bize teslim edecekler diye. Sabah oldu teslim etmediler, öğlen yaklaştı bir kamu görevlisi geldi “İkindi namazı Cumhurbaşkanı gelecek, cenazeleri onunla beraber kaldıralım istiyoruz” dedi. Ben de isyan ettim; kardeşim benim cenazem sizin siyaset unsurunuz olamaz ki. Cenazemi götürecem mahalleme, bizim usulümüz belli, orada beraber yaşadığı insanlarla helalleşsinler. Sonrasında defin yapayım-”.

Konuk Atik Ağdağ bu duyduğunu açıklarken aynı zamanda ekliyor: “Ben bundan Cumhurbaşkanı’nın haberdar olduğunu sanmıyorum. Ama oluşturulan siyasi iklim oraya yaranmayı getirdiği için bu tür şeyler oluyor” diyor.

Ve bu cenaze programı dahi TV5’e RTÜK’ün ceza vermesine yetiyor. 

***

Biraz hafızanızı çalıştırmanızı istiyorum:

1- “Sen Kimsin” videosunu paylaşan AK Gençlik orada rahmetli Necmettin Erbakan’dan bahsediyor. 

2- 28 Şubat sürecine karşı dimdik duran simge medya kahramanları şimdi nerede?

3- 28 Şubat sürecinin simge destekçisi medya elemanları şimdi nerede? 

Ben söyleyeyim: O kahramanlar şimdi oldu Hain.  O destekçiler de şimdi oldu muteber AK destekçiler.

Bence bu dönüşüm-değişim sürecinden sonra kapatalım TV5’i artık. Ne o öyle çok seslilik vs...

Kimse idealizm vs demesin. İtaat edilsin ve her şey bitsin. 

FİKRİ İKTİDARIN KOLTUĞUNA DOLARI OTURTMAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan fikri iktidarından bahsetti. Fikirlerinin iktidar olmasını istiyordu.
  
Bakınız o fikirlerin içinde FAİZ teorisini biliyorsunuz. Hiçbir başarı şansı olmayan, hiçbir geçerliliği ve dünya çapında herkesi şaşkına çeviren teori. 

Düşük faizle enflasyonu düşürme teorisi...

İşte o teori 2014’den beri esiyor. Estikçe de Amerikan doları çıkıyor. 

Sadece son faiz indirim döneminde o teorinin maliyeti 2 trilyon liraya ulaştı. Ve bu faturayı 84 milyon ödüyor. 

Şimdi sorarım size;

Sayın Cumhurbaşkanı’nın fikrinin iktidarının nimetlerini kim yiyor?

Tabii ki, Amerikan doları, Avrupa eurosu. 

Ve de burada bunu Yerli ve Milli olarak satıyoruz.

Bir fikrin yanlış olduğunu, ne büyük felaketlere neden olduğunu anlamak için daha ne kadar fatura ödenmesi gerekiyor?

Pardon, Millet doğal felakette dahi otobüsten atılan çayları kapışacak kadar bu yoksulluğu istiyorsa sonuç ne olur? 

***

Merkez Bankası dün yine mertçe karar alamadı. Zaten fiili faizin yüzde 12,50’yi geçtiği görülüyor; olsun ama onlar tabela faizini 10,25’de sabit tutarak meydanlarda Millete nasıl düşük faizde direndiklerini anlatacaklar. 

Gerçek ne ki?

Algı her şey...

Oyna algıya... Nasıl olsa fatura ödeyen 84 milyon Milli irade mevcut. 

Hazine garantili müteahhitlere de çalışıyor, tıpış tıpış ödemeleri pandemide bile yapmıyor muyuz? Ama sakın kimse anlamasın; ya bir gün Millet uyanırsa... İşte orasını ben bile düşünmek istemiyorum.