Tarih: 11.03.2020 18:56

Tutuklu.. Mahkum.. Tutsak..

Facebook Twitter Linked-in

Yazı başlığımdaki kelimelerin, kavramların üçü de birbirinden farklı ama birbirinin aynı gibi!

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel ve tanımlara uygun şekilde özgürlükleri kısıtlı diğerleri…

Adalet ile değerlendirmek mi?

Hukukun yolundan gitmek mi?

Yasal olmak mı?

Yargıya siyaset katmak mı?

Öncelikle tanımları ve hukuki terimleri hatırlamak lazım sanırım.

Tutuklu; “işlediği ya da işlemiş sanıldığı bir suç dolayısıyla, yargılama sonucuna değin, yasalar uyarınca özgürlükten yoksun bırakılan, tutuklanmış olan kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, bir kişiye karşı yapılan suçlamalarla başlayan, yasal süreç içinde her şey yerine getirilmiş, kanunlara uygun, vicdanlarda istese de istemese de kabul gördüğü şekilde yeni bir sıfat ile “tutuklu” olarak belirleniyor…

Mahkum; “mahkemede yargılanarak hüküm giymiş kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, savcılık makamlarınca suçlanan, suçlu olduğu iddia olunan bir kimse var..! 

Yargılama normal prosedürlerde ve hukuki kurallar kapsamında yapılıyor..!

Mahkeme heyeti de tüm deliller, suçlamalar ve savunmalar sonrasında bir karar vererek, ilgili kişinin “suçlu” olduğuna hükmederek sıfatını “mahkum” olarak belirliyor…

Tutsak; “savaşta ele geçirilen düşman. Gitmesine ya da özgürce hareketine engel olunan kimse”. “Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse” olarak tanımlanıyor.

Ve öncelikle bu tanımlara, vicdanlara göre düşünüp bir karar vermek lazım!

Saydığım ve sayamadığım isimlere uygun hangi sıfatı kullanmak gerek! 

Tutuklular mı?

Mahkumlar mı?

Tutsaklar mı?

Yazı başlığımdaki kelimelerin, kavramların üçü de birbirinden farklı ama birbirinin aynı gibi!

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel ve tanımlara uygun şekilde özgürlükleri kısıtlı diğerleri…

Adalet ile değerlendirmek mi?

Hukukun yolundan gitmek mi?

Yasal olmak mı?

Yargıya siyaset katmak mı?

Öncelikle tanımları ve hukuki terimleri hatırlamak lazım sanırım.

Tutuklu; “işlediği ya da işlemiş sanıldığı bir suç dolayısıyla, yargılama sonucuna değin, yasalar uyarınca özgürlükten yoksun bırakılan, tutuklanmış olan kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, bir kişiye karşı yapılan suçlamalarla başlayan, yasal süreç içinde her şey yerine getirilmiş, kanunlara uygun, vicdanlarda istese de istemese de kabul gördüğü şekilde yeni bir sıfat ile “tutuklu” olarak belirleniyor…

Mahkum; “mahkemede yargılanarak hüküm giymiş kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, savcılık makamlarınca suçlanan, suçlu olduğu iddia olunan bir kimse var..! 

Yargılama normal prosedürlerde ve hukuki kurallar kapsamında yapılıyor..!

Mahkeme heyeti de tüm deliller, suçlamalar ve savunmalar sonrasında bir karar vererek, ilgili kişinin “suçlu” olduğuna hükmederek sıfatını “mahkum” olarak belirliyor…

Tutsak; “savaşta ele geçirilen düşman. Gitmesine ya da özgürce hareketine engel olunan kimse”. “Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse” olarak tanımlanıyor.

Ve öncelikle bu tanımlara, vicdanlara göre düşünüp bir karar vermek lazım!

Saydığım ve sayamadığım isimlere uygun hangi sıfatı kullanmak gerek! 

Tutuklular mı?

Mahkumlar mı?

Tutsaklar mı?

“G

Yazı başlığımdaki kelimelerin, kavramların üçü de birbirinden farklı ama birbirinin aynı gibi!

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel ve tanımlara uygun şekilde özgürlükleri kısıtlı diğerleri…

Adalet ile değerlendirmek mi?

Hukukun yolundan gitmek mi?

Yasal olmak mı?

Yargıya siyaset katmak mı?

Öncelikle tanımları ve hukuki terimleri hatırlamak lazım sanırım.

Tutuklu; “işlediği ya da işlemiş sanıldığı bir suç dolayısıyla, yargılama sonucuna değin, yasalar uyarınca özgürlükten yoksun bırakılan, tutuklanmış olan kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, bir kişiye karşı yapılan suçlamalarla başlayan, yasal süreç içinde her şey yerine getirilmiş, kanunlara uygun, vicdanlarda istese de istemese de kabul gördüğü şekilde yeni bir sıfat ile “tutuklu” olarak belirleniyor…

Mahkum; “mahkemede yargılanarak hüküm giymiş kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, savcılık makamlarınca suçlanan, suçlu olduğu iddia olunan bir kimse var..! 

Yargılama normal prosedürlerde ve hukuki kurallar kapsamında yapılıyor..!

Mahkeme heyeti de tüm deliller, suçlamalar ve savunmalar sonrasında bir karar vererek, ilgili kişinin “suçlu” olduğuna hükmederek sıfatını “mahkum” olarak belirliyor…

Tutsak; “savaşta ele geçirilen düşman. Gitmesine ya da özgürce hareketine engel olunan kimse”. “Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse” olarak tanımlanıyor.

Ve öncelikle bu tanımlara, vicdanlara göre düşünüp bir karar vermek lazım!

Saydığım ve sayamadığım isimlere uygun hangi sıfatı kullanmak gerek! 

Tutuklular mı?

Mahkumlar mı?

Tutsaklar mı?

Yazı başlığımdaki kelimelerin, kavramların üçü de birbirinden farklı ama birbirinin aynı gibi!

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel ve tanımlara uygun şekilde özgürlükleri kısıtlı diğerleri…

Adalet ile değerlendirmek mi?

Hukukun yolundan gitmek mi?

Yasal olmak mı?

Yargıya siyaset katmak mı?

Öncelikle tanımları ve hukuki terimleri hatırlamak lazım sanırım.

Tutuklu; “işlediği ya da işlemiş sanıldığı bir suç dolayısıyla, yargılama sonucuna değin, yasalar uyarınca özgürlükten yoksun bırakılan, tutuklanmış olan kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, bir kişiye karşı yapılan suçlamalarla başlayan, yasal süreç içinde her şey yerine getirilmiş, kanunlara uygun, vicdanlarda istese de istemese de kabul gördüğü şekilde yeni bir sıfat ile “tutuklu” olarak belirleniyor…

Mahkum; “mahkemede yargılanarak hüküm giymiş kimse” olarak tanımlanıyor.

Yani, savcılık makamlarınca suçlanan, suçlu olduğu iddia olunan bir kimse var..! 

Yargılama normal prosedürlerde ve hukuki kurallar kapsamında yapılıyor..!

Mahkeme heyeti de tüm deliller, suçlamalar ve savunmalar sonrasında bir karar vererek, ilgili kişinin “suçlu” olduğuna hükmederek sıfatını “mahkum” olarak belirliyor…

Tutsak; “savaşta ele geçirilen düşman. Gitmesine ya da özgürce hareketine engel olunan kimse”. “Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse” olarak tanımlanıyor.

Ve öncelikle bu tanımlara, vicdanlara göre düşünüp bir karar vermek lazım!

Saydığım ve sayamadığım isimlere uygun hangi sıfatı kullanmak gerek! 

Tutuklular mı?

Mahkumlar mı?

Tutsaklar mı?

“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —