İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "ABD Temsilciler Meclisinin Türkiye'ye yaptırım uygulamakla tehdit eden yasa tasarısı stratejik müttefiklik ruhuna doğrudan ters düşmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Altun, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ABD Temsilciler Meclisi'nde Barış Pınarı Harekatı gerekçe gösterilerek Türkiye'ye yaptırım uygulanmasına ilişkin yasa tasarısının ve 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıyan yasa tasarısının kabul edilmesine tepki gösterdi.
"ABD Temsilciler Meclisinin Türkiye'ye yaptırım uygulamakla tehdit eden yasa tasarısı stratejik müttefiklik ruhuna doğrudan ters düşmektedir." ifadesini kullanan Altun, tasarının, ABD yönetimi ile Türkiye'nin 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediği bir zamana denk gelmesinin ABD hükümetinin bir politikasının da ihlali olduğunu belirtti.
Terör örgütünü korumak için NATO müttefikine yaptırım uygulamaya kalkmayı stratejik bir vizyonsuzluk ve sahadaki gerçeklerden kopuş olarak tanımlayan Altun, şunları kaydetti:
"Bu yasa tasarısı, Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadele etmedeki kararlılığını engelleyemez, yalnızca ikili ilişkilerimizin geleceğini tehdit altına alır ve bu ilişkilere zarar verir. İlişkilerimize zarar vermeye yönelik bu girişimlerin, mevcut ikili iş birliğimizin birçok alanında uzun vadede zararlı sonuçları olacaktır. Bütün uluslararası platformlarda meşru güvenlik endişelerimizi dile getirmeye, uluslararası güvenlik ve bölgemizde barış için terörün bütün türleriyle mücadele etmeye devam edeceğiz."
- "Bu bölgede yüzlerce yıldır hep beraber yaşıyoruz"
Altun, ABD Temsilciler Meclisinde 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıyan yasa tasarısının kabul edilmesine ilişkin ise oylanan yasa tasarısının ABD-Türkiye ilişkilerine değer veren herkes adına endişe verici bir gelişme olduğunu bildirdi.
Tasarıya "evet" oyu verenlerin çalkantılı bir bölgede, stratejik açıdan kritik ilişkilerin kötüye gitmesinden de sorumlu olacağını vurgulayan Fahrettin Altun, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermeni topluluğuna baş sağlığı dilemiş ve üzüntülerini iletmişti. Kendisi aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı'nda olanları araştıracak bir tarih komisyonu kurulmasını istediğini de dile getirmişti. Siyasi amaçlar uğruna tarihin siyasileştirilmesi kabul edilmez bir durumdur. Ermeni kardeşlerimize, tarihlerini, iç siyasi hesapların bir aracı haline getirmemeleri yönünde çağrı yapıyoruz. Bu bölgede yüzlerce yıldır hep beraber yaşıyoruz. Bölgemize hali hazırda oldukça fazla acı yaşatmış olan dış güçlerin müdahalelerinin, ilişkilerimize faydası olmayacağını tarih bize öğretmiştir."