Ülkemizin son birkaç yılda ne kadar değiştiğini görmek için TÜSİAD’ın son genel kurulu sonrasında yaşananlara bakabiliriz.
TÜSİAD, isminin açılımının da ortaya koyduğu gibi, sanayici ve iş insanlarını bir araya getiren bir dernek. Bu sebeple ‘zenginler kulübü’ olarak da anılabiliyor.
Bir çıkar örgütü TÜSİAD; üyeleri sanayiciler ile büyük çaplı ticaret erbabından oluşuyor.
‘Ülke burjuvazisi’…
İçlerinde muhafazakar kimlikliler de var ama, o sıfatı hak eden sanayici ve iş insanları, eski bir TÜSİAD üyesi - Erol Yarar - öncülüğünde kurulmuş MÜSİAD’ın çatısı altında örgütlenmiş durumda.
Bu girişi yapmamın sebebi, TÜSİAD’ın son toplantısı ile birlikte gündemi işgal etmeye başlayan tartışmalar.
TÜSİAD başkanı Orhan Turan ile Yüksek İstişare Konseyi başkanı Ömer Aras’ın toplantıdaki konuşmalarına iktidar sözcüleri sert tepkiler verdi.
İktidar sözcüleri ile sınırlı kalmadı tepkiler; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da, Ömer Aras hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği” ve “gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaydığı” iddiasıyla soruşturma başlattı.
Değişen Türkiye gerçeğine ışık tutan işte bu gelişme: Konuya yargının müdahil olması…
TÜSİAD’ın birkaç yıl önceki (2021) genel kurul toplantısında da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan sert tepkiler çeken yüksek dozlu eleştiriler yapılmıştı.
Şu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2021 tepkisinden:
“Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka, bizimki bambaşka. Bu millet bu fırsatı size vermeyecek.”
Aynı konuşmasında, Erdoğan, hükümete saldırmak yerine, kendilerini eleştiren TÜSİAD camiasını, yatırım, üretim ve istihdam olarak belirlediği görevlerini yerine getirmeye davet etmişti.
Sözlü tepkiyle yetinilmişti ama…
O bu tepkiyi verdi diye, 2021 toplantısının ardından, önceki günkü toplantı sonrasında olduğu gibi, yargı devreye girme ihtiyacı duymadı.
Türkiye’nin son üç yılda bayağı değiştiğinin işareti bu gelişme işte…
Kişilerin veya sivil toplum örgütlerinin eleştirileri üzerine muhatapları olan siyasiler tepki verdiği gibi, onların ardından da devreye yargı giriyor artık.
Başsavcılığın soruşturma için başvurduğu “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu” ile ilgili düzenlemenin tarihi 18.10.2022…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ey TÜSİAD ve yavruları” çıkışından sonra…
Dört yıl önce olmayan yasa maddesi şimdi var ve savcıların elinde TÜSİAD’a karşı kullanılabiliyor…
Peki de, iktidarın tepkisine ve savcılığın soruşturmasına yol açan konuşmalarda rahatsızlığa sebep olan neydi?
Yapay zekaya konuşma metinleri özet için verilse onun alt alta sıralayacağı maddeler şunlar olurdu:
*Yanan, çöken binalar değil, sistemdir.
*Politikacılar, iş insanları ve gazeteciler sorgulanıyor, tutuklanıyor. Teğmenler ordudan ihraç ediliyor.
*Tutukluluk istisna değil kural haline geldi.
*Devlet Denetleme Kurulu’na verilen yetkiler hukuka aykırıdır.
*Liyakat, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı şarttır.
*Kadın cinayetleri ve çocuk tacizlerinin sonu gelmiyor.
*Eğitim sistemi siyasetin ve tarikatların etkisinden kurtarılmalıdır.
*Suistimal ve kayırmacılık yaygınlaştı.
*Hukukun üstünlüğü oluşmadan, ekonomide, toplumda, iç ve dış politikada sorunlar çözülemez.
Bu maddelerde siyasi açıdan iktidarı rahatsız eden dokundurmalar bulunabilir elbette, ancak savcılık soruşturmasını gerektirecek ‘suç’ nerede?
Yoksa, TÜSİAD başkanı Orhan Turan’ın konuşmasından akıllarda en çok kalan şu bölüm mü sorunlu: “Hem sanayici mutsuz, hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor, hem KOBİ’ler. Hem Batı’daki girişimciler yakınıyor, hem Doğu’dakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?”
‘Adil yargılamayı etkileme’ veya ‘halkı yanıltma’ anlamı taşıyan ne var aktardığım soruda?
Tekrarlayayım: TÜSİAD, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AK Partili siyasilerin toplantılarına katıldığı MÜSİAD gibi bir sivil toplum örgütü.
MÜSİAD da geçmiş dönemlerde iktidarlara eleştiriler yöneltirdi.
Kaldı ki, hükümette ekonominin patronu olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nin her yıl Temmuz ayında yapılan toplantılarına katılıyor. TÜSİAD üyelerinden destek isteyerek…
Şimşek, ay sonunda yapılması beklenen değişiklikte koltuğunu koruyabilirse, Temmuz’daki toplantıya bu yıl da muhtemelen katılacaktır.
Konsey başkanı Ömer Aras o arada tutuklanmazsa tabii.