Türkiye´nin başta Kanal İstanbul olmak üzere köprü, tünel, havalimanı yatırımlarının asıl anlamını ABD yönetiminin görüp bunu, Türkiye´nin kapsamlı bir eksen kaymasına hazırlığı olduğu tespitini yapmış olduğunu 20 ağustos günü bu köşede, ?Türkiye´nin Amerika´ya karşı Kanal istanbul kozu´ başlıklı yazımda yazmıştım.
Derin meseleleri takip eden herkesten çok iyi tepki ve destek aldı o yazı.
Amerikan yönetmi, Çin´in, modern İpek Yolu olarak da adlandırılan, ?bir kuşak bir yol´ projesine Türkiye gibi ülkelerin dahil olması ihtimalinden bir süredir çok rahatsızdı.
Eğer Türkiye de aktif katıldığı takdirde Çin´in bu global projesinin Amerika´nın şu andaki globl hakimiyetine son verme ihtimali olduğunu görüyor Amerikan yönetimi.
Bir süredir hangi birimle konuşursam konuşayım konunun mutlaka Kanal istanbul´a getirildiğini ve yönetimin buna itirazlarının, ellerinde sanki yazılı bir metin varmış gibi, hep aynı olduğunu gördüğümde meselenin temelinde mutlaka farklı şeylerin olması gerektiğini görmüştüm.
Zira Amerikan tarihinin en fazla ekolojik duyarlılıktan yoksun bu yönetimi güya Kanal İstanbul projesine ekolojik dengeleri bozacağı yalanıyla itiraz etmeye başlamıştı.
Gerçek korkularını ortaya çıkaramadıklarından, "Biz Çin ile Türkiye´nin bu projede bir araya gelmesnden korkuyoruz" diyemediklerinden itirazlarını öyle bir kılıf altında söylüyorlardı.
60 MİLYAR DOLAR
Amerikan yönetimi, "Ne yapabiliriz?" sorusuna cevap aramak için bir süredir yapmakta olduğu çalışmalardan sonra Çin´in global düzeyde artmakta olan etkinliğine karşı ne yapılabilir sorusuna bir cevap ortaya çıkardı.
Çin nasıl ki Kanal İstanbul veya köprüler, havalimanı gibi altyapı yatırımlarına önem veriyorsa yönetim Amerika´nın da global düzeyde bir altyapı yatırım desteği hamlesine girmesine karar verdi. Anlayacaığnız ABD ile Çin altyapı yatırmlarına ve büyük projelere destek konusunda birbirleriyle yarışmaya başlayacaklar.
Bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın vizyonu nedeniyle bu işe çok erkenden girişmiş bulunan Türkiye´ni eline önemli bir güç ve koz vermiş durumda.
Amerika ilk aşamada bu yarış için 60 milyar dolar ayırdı. Ve bu işin koordinasyonu için ´Overseas Private Investment Agency´ (Deniz Aşırı Özel Yatırım Ajansı) görevlendirildi.
ULUSAL GÜVENLİK KONSEYİ
Beyaz Saray´ın, Ulusal Güvenlik Konseyi´nin bu projeye tam ve aktif desteğini vermiş olması konunun yönetim tarafından ne kadar da önemli görüldüğünün kanıtı olarak değerlendiriliyor Washington´da.
Ayrıca Beyaz Saray´ın ´Office of Management and Budget´ (İdare ve Bütçe Ofisi) birimi de projeyi takip ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın siyasi vizyonu ile Türkiye´yi soktuğu bu yolun ne kadar da doğru olduğu Washington´da olan bu gelişmelerle de kanıtlanıyor.
Kısa vadeli krizleri ve ikili ilişkilerimizdeki geçici tıkanıklığı atlattğımızda Türkiye, Amerika ile çok daha güçlü konumdan konuşmaya başlayacak.