Hatay´ın Kırıkhan ilçesindeki Suriye sınır hattına yakın noktalarda yaşamlarını sürdüren ve tespitin ardından 2009 yılında yapılan ilk sayımlarda 150 civarında olduğu değerlendirilen gazella gazella türü Hatay dağ ceylanlarının sayıları, 2012 yılında 235 olarak tespit edildi.
Düzenli olarak her yıl sayıları artan dağ ceylanlarının varlığı 2018 yılı sonunda ise 757´ye ulaştı.
Bu yıl envanter çalışmasının tamamlanması, yeni doğan yavruların da eklenmesiyle sayılarının daha da artacağı öngörülen dağ ceylanlarının varlığındaki artış, bölgenin ekoturizmine de katkı sağlıyor.
İlçede 2014 yılında faaliyete giren Doğa ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü Dağ Ceylanları Üretim İstasyonunda da gözlem, tedavi, bakım gibi her türlü ihtiyaçları karşılanan dağ ceylanları yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor.
Yavru ceylanlara özel bakım
Yaklaşık 160 dönümlük istasyonda, doğumlarından sonra yavru ceylanlar yırtıcı kuşların hedefi olma ihtimaline karşı özel bakıma alınıyor.
Şu anda 11´i yavru toplam 27 ceylanın bulunduğu istasyonda minik ceylanlar, özel biberonlar yardımıyla keçi sütüyle beslenerek gelişimini tamamlıyor ve ardından doğal yaşam ortamlarına bırakılıyor.
Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede tür tanımı ilk kez 2008 yılında yapılan dağ ceylanlarının her geçen yıl sayılarının artmasının sevindirici olduğunu söyledi.
İstasyonun faaliyete girmesiyle türün korunmasında çok büyük mesafeler katedildiğini ifade eden Öğünç, "Dağ Ceylanları Üretim İstasyonu kurulduktan bu yana hem etkin koruma çalışmaları yapıldı hem de bu sahada rastlaştığımız hasta, yaralı ceylanlar buradaki görevli arkadaşların yerinde ve zamanında müdahaleleriyle kurtuldu. En son yapılan 2018 yılındaki envanter çalışmasında 757 tane dağ ceylanı saymış olduk." dedi.
Korumada Mehmetçik´in de katkısı var
İstasyonun bulunduğu alanın askeri yasak bölge olduğunu ve Mehmetçik´in sık sık ceylanlarla karşılaştığını aktaran Öğünç, "Askeri erkanımızın müthiş bir gayreti var. Gecenin bir yarısı yeri geliyor beni arıyorlar ve ´Hasta ceylan bulduk´ diyorlar. Yaralı kuş dahi bulsa arıyorlar, Mehmetçik´in hakkı ödenmez. Ceylanların bugüne kadar yaşamlarının devam etmelerini ben iki nedene bağlıyorum. Birincisi bölge askeri yasak bölge ve Mehmetçik tamamiyle şefkatiyle koruyor, ikincisi de yerel halk ceylanları kutsal bir değer olarak görüyor." diye konuştu.
Öğünç, koruma altındaki bir türün sayısının düzenli olarak artış göstermesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, bu anlamda dünyadaki sayılı bölgelerden biri olduklarını belirtti.
Ekoturizmin de önemine değinen Öğünç, "Burası Hatay´ın değil Türkiye´nin ekoturizmde kalbi olabilir çünkü bir ceylanı görmek için geçtiğimiz yıllarda Bulgaristan´dan ziyaretçiler geldi. İnsanlar gelip ceylanları izleyebiliyorlar." dedi.
Öğünç, bölgenin yaban hayatı geliştirme sahası olarak da ilan edilmesi için dernek olarak çalışmalar yaptıklarını ve olumlu sonuçlar beklediklerini sözlerine ekledi.