K24Türkçe’den Cesim İlhan, konuya dair uzmanların görüşüne başvurdu.
Üç ülke tarafından yapılan Tahran Zirvesi’nde en çok merak edilen konu Rojava’daki durum ve Türkiye’nin olası yeni askeri operasyonu oldu.
Türkiye, Rusya ve İran tarafından 19 Temmuz’da gerçekleşen Tahran Zirvesi sonra yayımlanan ortak bildiride özellikle “Suriye Arap Cumhuriyeti” ifadesine yer verilerek, “kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde sağlanabileceği” vurgulandı.
Ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “güvenlik endişeleri giderilmediği sürece” yeni bir askeri operasyonun gündemde olacağını ifade ederek, ABD’nin Fırat’ın doğusunu terk etmek durumunda olduğunu söyledi.
İRAM BAŞKANI: RUSYA VE İRAN TÜRKİYE’YE YEŞİL IŞIK YAKMADI
Tahran’daki zirveyi K24’e değerlendiren İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Hakkı Uygur, “Türkiye, Rusya ve İran terörle mücadele konusunda ortak vurguda bulundular. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve Suriye’nin kaderini, Suriyelilerin nasıl karar verebileceğini vurguladılar. ABD’nin Fırat’ın doğusundan çıkması gerektiğini söylediler. Bunlar ortak noktalardı. Sonuç bildirgesine yansımayan farklı noktalar da vardı” dedi.
Rusya ve İran’ın yeni operasyon için Türkiye’ye yeşil ışık yakmadığını vurgulayan İRAM şöyle konuştu:
“Türkiye’nin başta Tel Rifat ile Minbic olmak üzere operasyon yapma isteği var. Rusya ve İran ise böylesi bir operasyonu desteklemediklerini belittiler. Dolayısıyla yakın dönemde bir değişiklik beklememek lazım. Operasyonlar konusunda Türkiye’nin Tahran Zirvesi’nde istediğini aldığını söylemek mümkün değil. Operasyonlar konusunda ‘Rusya ile İran yeşil ışık yaktı, buradan Türkiye’ye onay verdiler’ diye bir şey yok. Ama zamanı geldiğinde, Amerika operasyona karşı çıksa bile, diğer operasyonlar gibi Türkiye karar verdiğinde bu operasyonu yapacaktır. Her ülkenin kendi pozisyonu var, eğer Türkiye operasyon yaparsa kimse karşısında durmaz. Çavuşoğlu da bugün konuştu ‘Operasyon zamanı geldiğinde biz kimseden icazet almayacağız, kendimiz gireceğiz’ dedi.”
Türkiye’nin ABD’nin Rojava’dan çıkmasını her zaman istediğini belirten Uygur, “Türkiye her zaman Amerika’nın bölgeden çıkmasını istiyor. Yeni bir durum değil. Türkiye’nin derdi Amerika olmaktan çok, YPG iledir. Türkiye, YPG ile PKK’yı bir görüyor, ABD’ye ‘Sen YPG’yi destekliyorsun’ diyor, ABD de ikisini ayrı gördüğünü söylüyor” şeklinde konuştu.
TAHRAN ZİRVESİ’NDE KİME MESAJ VERİLDİ?
K24'e konuşan gazeteci İhsan Kaçar da üç ülkenin hem ABD’ye hem de Kürtlere mesaj verdiğini ifade etti:
“Bu görüşme, hem ABD hem de Kürtlere yönelikti. Türkiye’nin talebi Kürtlere yönelikti, Rusya ile İran’ın ise daha çok ABD’ye idi. ABD’nin Suriye’den çıkarılması talebi daha çok Rusya ve İran’dan gelmiş. Onun için şu aşamada Rojava’ya yönelik bir operasyondan ziyade, daha çok Amerika’yı baskılamak, Kürt özerk yapılanmasından desteğini çekmek için Soçi gibi bir mutabakatın, Astana gibi bir zirvenin içerisinde ortak bir karar alındığını ve bu kararı daha çok uluslararası boyutta entegre ederek, bu saatten sonra bunu bir güç ve resmiyet haline getirmek için çalışacaklar. Çünkü İran zirve öncesi ve sonra çok açık ve net olarak ‘Biz Türkiye’nin yeni bir operasyonuna karşıyız’ mesajını verdi. Ortak zirvede her ne kadar Ankara, Tahran ve Moskova ortak hareket etmiş gibi görünse de İran, Türkiye’nin Suriye topraklarında yayılmasını ve güçlenmesini istemiyor. Bu çok net. Ama öbür taraftan bir NATO üyesi üzerinden NATO’ya mesaj gönderebiliyor. Daha doğrusu mesaj Amerika’yadır. Aynı şekilde Rusya da ABD ve NATO’ya Türkiye üzerinden mesaj veriyor.”
Rusya, Türkiye ve İran’ın Kürtleri ABD’den kopartıp Şam rejimine yakınlaştırmak istediğini vurgulayan gazeteci Kaçar şöyle devam etti:
“Herkes bir satranç oynar gibi oturup hamlelerini yapıyor. Yeni yapılanma dedikleri olay bu. Bir operasyondan çok biraz stratejik birtakım hamlelerle ABD’yi biraz daha baskılamak, caydırmak. Kürtleri Şam’a taviz verdirerek biraz daha yakınlaştırmak. Dikkat ederseniz ortak metinde Suriye Arap Cumhuriyeti vurgusu yapılıyor. Yani bu çok bilinçli kullanılmıştır. Yeniden 10 yıl öncesine gitme konusunda hepsi hemfikirler. Yapmak istedikleri muhtemelen Kürtleri Amerika’nın güdümünden çıkartıp, biraz daha pasivize ederek, yeniden Arap Cumhuriyeti’ne entegre etmek, yani sıradan bir Kürt vatandaşı gibi statüsüz, bir askeri yapılanması olmadan, ekonomik ve özel bütçesi ve anadil gibi hak söylemleri olmadan ya da kendilerine göre bir sistemi olmadan. Muhtemel yeni Suriye Anayasası’nda da muhalif güçlerle birlikte dayatacaklar ki Şam da bunu kabul ediyor.”
‘ABD’NİN EN BÜYÜK MÜTTEFİKİ KÜRTLERDİR’
“Üç ülke Kürtleri ABD’den koparmayı başarır mı?” sorusuna Kaçar, “Çok sanmıyorum, çünkü Biden ‘Biz kesinlikle Ortadoğu’dan çekilmeyeceğiz’ mesajını verdi. Bana göre ABD, Ortadoğu’da yeniden yapılanmaya gidecek. Yapılanmaya giderken de iki tane stratejik merkezi var. Biri Kürdistan Bölgesi, diğeri Rojava’dır. ABD’nin samimi ittifakçıları Kürtlerdir. ABD, Ortadoğu’da yeni yapılanmaya gittiğinde Kürt toprakları üzerinden yapacaktır. Biden o sözü boşuna söylemedi. Rusya, İran ve Türkiye diplomatik olarak baskı yapmaya çalışacaklar. Başarılı olurlar mı çok zannetmiyorum, askeri olarak zaten imkansız. Çünkü sadece ABD Rojava’da yok, uluslararası koalisyon da var” şeklinde yanıt verdi