Tarih: 03.02.2020 10:31

“Türkiye, Kıbrıs’a üs kurmalı”

Facebook Twitter Linked-in

Milli Gazete'den Furkan Erten, KKTC Ankara emekli Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki Bulunç ile 'konua dair' bir röportaj gerçekleştirdi.

Türkiye, Libya’nın kuzeydoğu kıyısına kadar olan bölgede münhasır ekonomik bölge oluşturulmasını amaçlayan anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin bu anlaşması, Güney Kıbrıs, Yunanistan, İsrail ve Mısır’ın Doğu Akdeniz planını sekteye uğrattı. Libya ile anlaşarak bölgedeki etkinliğini artıran Türkiye’nin neler yapması gerektiğini KKTC Ankara emekli Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki Bulunç, Millî Gazete Muhabiri Furkan Erten’e anlattı.

Kıbrıs’ın tamamına sahip olmak için uzun yıllardır uğraş gösteren Yunan-Rum ikilisi, rotayı Doğu Akdeniz’e çevirdi. Rumlar, Doğu Akdeniz’deki petrol kaynakları için çalışmalara başladı. Türkiye’yi kıskaca almak için AB ve İsrail’i de arkasına alan Yunan-Rum cephesine, Türkiye Akdeniz’e gönderdiği gemilerle yanıt verdi. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de yaşanan tüm gerginlikleri KKTC Ankara emekli Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki Bulunç ile konuştuk.

“YUNAN – RUM İKİLİSİ TÜRKİYE’Yİ HAPSETMEK İSTİYOR”

Sayın Büyükelçi, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğu Akdeniz’deki gelişmeler bizim açımızdan jeopolitik ve jeostratejik yönüyle son dönemlerin en önemli gelişmeleridir. Bu gelişmeleri değerlendirirken, geçmişle karşılaştırdığımızda Kıbrıs konusunda daha stratejik bir yaklaşımda olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu değerlendirme özellikle deniz alanında son derece önemlidir. Çünkü biz geçmişte meseleye deniz olarak bakmıyorduk. Kıbrıs uyuşmazlığı olarak isimlendirdiğimiz olay da Kıbrıs adasındaki toprak parçasıyla ilgili uyuşmazlıktı. Doğu Akdeniz meselesi, Yunan – Rum taraflarının Türkiye’ye karşı izledikleri genişleme ve Türkiye’yi sınırlarında hapsetme stratejilerinin bir parçasıdır.

“ERBAKAN HOCA’NIN ULUSAL ÇIKARLARI TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇTI”

Yunan – Rum ikilisi geçmişten beri Kıbrıs’ın tamamını almak için mücadele ediyor. Rumların Doğu Akdeniz’de istedikleri neler?

Doğu Akdeniz, Rumların bir şeyler kapma mücadelesinin yeni adımıdır. Ama Rumlar hiç başarılı olamadı. Kıbrıs’ı, Helen adası yapmak istediler, başaramadılar. Katliamlarla, soykırımla Türkleri yok ederek planlarını gerçekleştirmeye çalıştılar. Son olarak 1974’te darbe ile yapmak istediler. O dönem iktidarda milli karakteri üst düzeyde olan koalisyon iktidarının görevde olması, Erbakan Hoca’nın ulusal çıkarlarımızı ön planda tutması ile Barış Harekâtı gerçekleştirildi. 2002 yılında gündeme getirilen Annan Planı da tutmadı. Eğer Annan Planı’ndaki düşünceler tutmuş olsaydı Doğu Akdeniz’de, adanın fiziki coğrafi durumu ve uluslararası hukuka göre Rumların savunduğu tezler gerçekleşecekti. Türkiye’nin önü kapanacaktı, Türkiye’yi Antalya körfezine hapsedecek ve Türkiye’nin etrafı çevrelenecekti.

“DENİZE HÂKİM OLAN KARAYA DA HÂKİM OLUR”

Peki, Doğu Akdeniz’in petrol araştırmasıyla gündeme gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Uzun zamandır yapılan görüşmelerde bizim temel tezlerimizin ortadan kaldırılamayacağını düşündüler ve farklı hamle yaptılar, Doğu Akdeniz’i gündeme getirdiler. Doğu Akdeniz hidrokarbon kaynaklarının zenginlikleri olarak ekonomik açıdan değerlendiriliyor. Ama ben bunu jeopolitik ve jeostratejik anlamda değerlendiriyorum. Dolayısıyla özellikle Rumların iddia ettiği petrol bölgelerinde ne ölçüde ekonomik değerde olduğu belli değilken Rum – Yunan ikilisinin bölgede hâkim olma istediğini düşünüyorum. Denize hâkim olan karaya da hâkim olur. Bu yüzden Doğu Akdeniz bizim için önemlidir. Bir damla petrol bulunmasa bile deniz yetki alanları açısından Doğu Akdeniz, Türkiye açısından vazgeçilmez durumdadır.

KIBRIS AKDENİZ’İ KONTROL EDİYOR

Görüşmemizin başından beri çok sık söylediğiniz jeostratejik ve jeopolitik kavramlarının önemini anlatır mısınız?

Stratejik olarak baktığınızda Kıbrıs adasının Doğu Akdeniz’deki konumu son derece önemlidir. Akdeniz bir bütün olarak bölgenin ticari, ulaşım, deniz zenginlikleri, Süveyş Kanalı’na yakınlığı, boğazlara açılım anlamında önemli konumda. Akdeniz bölgeyi kontrol ediyor, Doğu Akdeniz’de bulunan Kıbrıs da Akdeniz’i kontrol ediyor. Kıbrıs bu anlamıyla Uzakdoğu’ya kadar kontrol edecek konumda. Bu yüzden stratejik bir konumdur. Coğrafyadan bakınca da jeostratejik önemi mevcuttur. Aynı zamanda Kıbrıs, Yunanistan gibi hasım ülkenin elinde olursa Türkiye’nin çıkarlarına zarar verir. Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini zayıflatır. Bu yüzden jeopolitik önemi vardır.

TÜRKİYE TAVİZ VERMEDEN POLİTİKALARINI SÜRDÜRMELİ

Türkiye, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta neler yapmalı?

Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’deki mevcut politikasını sürdürmesi gerekiyor. Türkiye, hiçbir taviz vermeden, ara süreç görüşmesi oluşturmadan politikalarına devam etmeli. Aynı zamanda politikanın güçlendirici adımı olarak KKTC ile mutabakat yapılmalıdır. Türkiye’nin süratle Kıbrıs ile hava üssü ve deniz üssü anlaşmaları yapması gerekiyor. Bu üsler, tam teşekküllü, askeri uçakların inebileceği şekilde kurulmalı. Bunlar yapılması gereken en uygun hamlelerdir ve mutlaka yapılmalıdır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —