Sözcü´den Erdoğan Süzer´in haberine göre, Antalya´da düzenlenen toplantının açılışında konuşan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye ekonomisinin sanılanın aksine ABD Başkanı Donald Trump´ın ağustos ayında attığı tweet´le sıkıntıya girmediğini vurgulayarak, şunları söyledi:
?O tweet´ten önce de piyasada borçların ödenmesi ve tahsilatlarda çok ciddi sıkıntılar vardı. Trump, Türkiye´ye yaptığının daha ağırını, üstelik de hakarete varacak düzeyde Almanya´ya yaptı ancak kriz yaşanmadı. Bizde dolar 7.5 liraya tırmandı. Çünkü deniz zaten tükenmişti. İsraflarımızı karşılayabilecek halimiz yoktu. Her yıl Boğaz Köprüsü parasını ithal cep telefonlarına verecek kadar zengin değiliz. Böyle bir hovardalıkla dış şokların etkilerinden kurtulmamız mümkün değil. Yap-işlet-devret ve özelleştirmelerin kredileri yurtdışından bulunması gerekirken iç kaynaklardan sağlandı, sanayiciye para kalmadı. Üretim ekonomisi yeterince desteklenemedi. Değerli TL politikasıyla sanal refah yaratıldı. Rekabet edemez hale düşen sanayici, üretimi bırakıp daha kârlı olan inşaat ve AVM yatırımlarına yöneldi. İmalat yapamaz hale geldik. ?Ekonomi duvara toslayacak´ dedik, dinletemedik. Her şokta düzeltme yapılınca iyi olduğumuzu sandık.?
Daha sonra söz alan çok sayıda sanayici de içinde bulundukları krizin yeterince dile getirilemediğini, ekonomi yönetiminin kriz kelimesini kullanmayarak sorunu çözeceğini sandığını ifade ettiler. Sanayici Adnan Keskin, yurtdışından para ve yatırım gelmediği için ekonomide sıkıntı yaşandığını belirterek, şöyle konuştu:
?Bir bankanın (İş Bankası) hisselerine el konulacağı konuşulan bir ülkeye yabancı yatırımcının gelmesi mümkün değil. Siz bir yatırım yapacaksınız ama Cumhurbaşkanı´nın kararıyla yatırımınıza el konulacak. Yatırım yapar mısınız? Dış faiz yüzde 2.5 düzeyindeyken Hazine´nin yüzde 7.5 faizle borç bulması başarı değil, vahim durumdur. Türkiye uluslararası piyasalarda adeta tefecilerin eline düştü.?
Artan döviz kuru ve faizler yüzünden kredileri ödeyemez duruma düştüklerini anlatan Keskin, ?Ciromuzun tamamını versek dahi kredi borçlarımızı ödemeye yetmiyor. Bunları niçin konuşmuyoruz. Antidemokratik uygulamalarla nereye kadar gideceğiz?? diye sordu ve şöyle devam etti:
?Sizin söylemenizle ne faiz düşer ne de enflasyon. AB´yi, dünyayı komuta edemezsiniz. Yüzde 45 maliyetle üretiyoruz. Bırakın maliyeti karşılamayı, hiç olmazsa işçimizin maaşını ödeyebilmek için yüzde 10-25 zararla satmaya çalışıyoruz, yine de olmuyor kardeşim. Neden hep biz bedel ödüyoruz, yeter artık. Boya, et, tekstil; hepsi ?Battık´ diyor. Artık lütfen sesinizi yükseltin.?
ASO üyesi, sanayici Mehmet Yalçındere de ekonomi yönetiminin kriz yerine manipülasyon, darboğaz gibi ifadeler kullanarak sorunu geçiştiremeyeceğini ifade ederken, işadamı İlker Albayrakda şunları söyledi:
?Önce hastalığı kabul etmek lazım. Kriz mıriz yok, spekülasyon demeyi bırakıp önlem almamız lazım. Hastalığı başka suçlu arayarak çözemeyiz. Enflasyon TÜİK Başkan Yardımcısı´nın üzerine kaldı ki görevden alındı. Trump dendi, Brunson dendi, gerçek sorun gizlendi. Dikkat edin, kur seçimden sonra artmadı, damat Berat Albayrak ekonominin başına getirilince yükseldi.?