Adana mutabakatı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında gerçekleşen Moskova zirvesinde yeniden gündeme geldi. Putin´in Suriye konusunda bir çözüm önerisi olarak sunduğu protokol, Cumhurbaşkanı tarafından da olumlu karşılandı.
Türkiye-Suriye ilişkilerinin son 40 yıllık seyrinde önemli bir viraj olarak değerlendirilen Adana protokolü, 1998 yılının Ekim ayında imzalandı.
Adana mutabakatı nedir?
1980´den itibaren iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüye gittiği bir süreç yaşandı. Türkiye´nin Suriye´ye cephe almasına neden olan PKK faaliyetlerine doğrudan ve dolaylı destek, 1990´lı yıllarda ciddi bir krize dönüşmüştü. Adana mutabakatı, bu sürecin aşılmasında kritik bir rol oynayacaktır.
Terörist başı Abdullah Öcalan´ın 1979 Mayıs´ında Suriye´ye geçmesi ve PKK´yı buradan yönetmesi, Suriye yönetimince Türkiye´ye karşı siyasal bir koz olarak kullanılmış, iki ülke arasındaki gerilimi artırmıştı.
Suriye´nin Türkiye´ye yönelik bu tarz bir strateji izlemesi, iki ülke arasındaki Hatay ve sınır aşan akarsuların paylaşımı sorunununda da etkili olmuş, 1990-1998 yılları arasındaki süreçte sıcak çatışma riskini doğurmuştu.
Türkiye´nin üst üste diplomatik uyarıları ve askeri müdahale seçeneğini dile getirmesine rağmen Suriye´nin tutumunu değiştirmemesi, iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdi. Savaşa ramak kala arabulucuların devreye girmesi ve terörist başı Abdullah Öcalan´ın 9 Ekim 1998´de Suriye´den sınır dışı edilmesi, iki ülkenin arasında bir mutabakat gerçekleşmesini sağladı.
20 Ekim günü Adana´nın Seyhan ilçesinde imzalanan Adana Mutabakatı, iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak tarihteki yerini aldı. Protokolde Suriye´nin taahhütleri şu şekilde sıralanmıştır;
- PKK lideri Abdullah Öcalan mutabakata varıldığı tarih itibariyle Suriye´de değildir
ve Suriye´ye girmesine izin verilmeyecektir. - Suriye´de olduğu söylenen PKK kampları mutabakata varıldığı tarihten itibaren faaliyette
değildir ve faaliyete geçmelerine izin verilmeyecektir. Birçok PKK üyesi tutuklanmış ve isimleri Türk tarafına iletilmiştir. - Suriye yönetimi ülke toprakları üzerinde PKK´nın askeri, ekonomik ve siyasal faaliyetlerinin hiçbirine izin vermeyecek, örgüt propagandasına müsaade etmeyecektir.
- Suriye yönetimi PKK´nın ?terörist bir örgüt? olduğunu kabul etmiştir.
- Suriye yönetimi, ülke topraklarında PKK´nın eğitim ve barınma amaçlı kamp ve diğer tesisler oluşturmasına ve ticari faaliyetlerine izin vermeyecektir. PKK üyelerinin üçüncü bir ülkeye geçişleri için Suriye topraklarının kullanmasına müsaade etmeyecektir.
- Suriye yönetimi, Abdullah Öcalan´ın tekrar Suriye topraklarına girmemesi için her türlü tedbiri alacak ve sınır kapılarına bu doğrultuda talimat verecektir.