Türkiye ile ABD heyetleri arasında Suriye´nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölge için görüşmeler devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Ankara´da yapılan görüşmelerde bir sonuç alınamadı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD tarafından masaya sürülen yeni taleplerin ?oyalama? taktiği olduğunu söyledi.
ABD, uluslararası askeri koalisyonun hakim olacağı 14 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge kurulmasını isterken Türkiye ise güvenli bölgenin 30 kilometre derinliğinde olmasını ve bu hattın koalisyon üyesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) kontrolünde bulunmasını istiyor.
Bu konuda iki ülke arasındaki gerginliğin temelinde bu var.
Türkiye´nin ?Barış Koridoru? adını verdiği bu projede merak edilenlerden biri de bu kilometrelerin ne anlama geldiği.
?Güvenli Bölge? 14 kilometre olursa
?Güvenli Bölge? ABD´nin istediği gibi 14 kilometre derinliğinde olursa Tel Abyad kuzeyindeki Suluk kasabasına kadar inebiliyor. Bu durum da PYD´nin kontrol altında tuttuğu Menbiç ve Ayn İsa gibi kentlerde PYD´nin hakimiyetinin devam edeceği anlamına geliyor.
Öte yandan ABD, güvenli bölge oluşumuna katılacak güçlerin şehir merkezlerine girmemesini, yerleşim birimlerinde güvenliğin Suriye Demokratik Güçleri´ne ait polislerin sağlamasını istiyor. Türkiye, SDG´nin PKK´nın Suriye yapılanması YPG´yi kamufle etmek için kurgulanmış paravan bir yapı olduğu görüşünde. Dolayısıyla SDG´ye meşruiyet kazandırmamak için bu planı kabul etmiyor.
WP haberinde iddia edilen 9 mil derinlik ve 87 mil uzunluktaki güvenli bölge planı Türkiye´nin sınır güvenliğini ve Menbic mutabakatını karşılamıyor. Fırat Kalkanı bölgesinin doğu sınırından hesaplandığında bile bu mesafelerin örgütün lojistik ağını kesmediği görülüyorAyrıca Derinliğin 14 kilometre olması, Rusya ile YPG´nin birlikte bulunduğu Tel Rıfat´a YPG takviyesinin sürmesi anlamına da geliyor. Tel Rıfat´tan 100 bin kişi kaçarak mülteci olmuştu. Türkiye, bir kısmı Türkiye´de bulunan Tel Rıfatlıların şehirlerine dönmeleri için kentteki YPG varlığının sona ermesini istiyor.
30 kilometrelik ?Barış Koridoru? ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı bir konuşmada ?Fırat´ın doğusuna gireceğiz, biz bunu Rusya ile de ABD ile de paylaştık? demişti.
Türkiye´nin talebi başından bu yana 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun bir ?Barış koridoru? olacağını söylemişti.
Türkiye, kent merkezleri dahil olmak üzere Türkiye sınır hattı boyunca 30 kilometre güneye inmek ve güvenli bölgeyi böyle kurmak istiyor. Uluslararası Askeri Koalisyon temsilcilerinin de bölgede görev almasına sıcak bakan Türkiye bunu, komutanın kendisinde olması koşuluyla kabul ediyor.
30 kilometrelik derinlik, Menbiç de dahil olmak üzere büyük kentler ile YPG üslerinin bulunduğu alanların TSK kontrolüne girmesi anlamına geliyor. Böylece YPG daha çok Arap karakterli alanlara sıkıştırılacak. Bunun da bölgede YPG´ye uzun vadeli bir yaşama şansı bırakmayacağı düşünülüyor.
YPG Menbiç´te kalırsa ne olur?
Türkiye uzun bir zaman önce Fırat Nehri´nin Batı yakasında herhangi bir YPG unsurunun bulunmamasını ?kırmızı çizgi? olarak ilan etmişti. Ancak YPG, Batı Fırat´taki Menbiç´te hâlâ hakim. 200 bin kişinin göç ederek Fırat Kalkanı bölgesine geldiği Menbiç´te YPG varlığının devam etmesi mültecilerin eve dönüş umudunu azaltıyor. Menbiçli mültecilerin çoğu Türkiye´ye gelmek istiyor.
Öte yandan Menbiç´in YPG kontrolünde kalması, Fırat Kalkanı sınırlarına ve Tel Rıfat´a intikal yollarının da canlı kalması anlamına geliyor.
Bir diğer strateji de Fırat Nehri´nin hemen yanında bulunan Menbiç´in, bölgenin su ihtiyacını karşılayacak potansiyelini kontrol altında tutmak.
Güvenli bölge Uluslararası Koalisyon denetiminde olursa Türkiye kabul eder mi?
ABD, Güvenli Bölge´nin koalisyon denetiminde olmasını istiyor. Bunun için birçok ülke hazırlık yapmış durumda.
Ancak Türkiye, Rakka, ve Deyr ez Zor gibi kritik operasyonlarda koalisyon tarafından kara gücü olarak kullanılan YPG´nin bu denklemden faydalanacağı görüşünde.
Bu şekilde kurulacak bir güvenli bölgenin YPG´yi tamamen dışlayacak bir yapı olarak kurgulamaması durumunda Türkiye´nin bu planı kabul etme ihtimali zayıf.
Kaynak: İndependent Türkçe