Türkiye Ekonomisinde Enerji Politikalarının Yeri

Furkan Yıldız´ın konu ile ilgili değerlendirmesi...

Türkiye Ekonomisinde Enerji Politikalarının Yeri

İLKE Derneği 1 Ekim 2018 tarihinde ?Geleceğin Türkiyesi? projesinin lansmanını rapor serisinin ilki olan ?Geleceğin Türkiyesinde Eğitim? başlığıyla gerçekleştirdi. Ardından Şubat 2019´de ?Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim? başlıklı ikinci raporu yayımlandı. Türkiye için bir gelecek projeksiyonu oluşturmayı amaçlayan bu projede bir toplumun geleceğinin ne yöne gideceğini önemli ölçüde etkileyen Eğitim, Yükseköğretim, Ekonomi, Yönetim, Dış Politika, Sivil Toplum, Kültür ve Sosyal Politika alanlarında vizyoner politikalar içeren bağımsız raporlar yayınlanması amaçlanmıştır. Bu raporlarda ortaya konulmak istenen şey, incelenen alanın geleceğin Türkiyesinde nasıl olacağı değil; nasıl olması gerektiğidir. Bu bağlamda söz konusu projenin bir durum değerlendirmesi yapmanın ötesinde daha belirgin olarak politika üretici bir yanının olduğu göz ardı edilemez.

İLKE Derneği projenin üçüncü raporunu ?Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi? başlığıyla yayımlamıştır. Proje yürütücülüğünü İstanbul Medeniyet Üniversitesinden Prof. Dr. Murat Taşdemir´in yaptığı, Doç. Dr. Etem Hakan Ergeç, Doç. Dr. Hüseyin Kaya ve Dr. Özer Selçuk´un araştırmacı olarak yer aldığı bir ekip çalışması olarak ortaya çıkan raporda ?erdemli bir toplum için adil, müreffeh ve sürdürülebilir bir ekonomi? vizyonu çerçevesinde ekonominin farklı alanları veriye dayalı olarak analiz edilerek ve yeni bir ekonomik çerçeve oluşturmak adına yapıcı öneriler geliştirilmektedir. 

Bu yazıda ilgili raporun enerji politikaları bağlamında ortaya koyduğu perspektif değerlendirilecektir. Türkiye´nin genel enerji profiline bakıldığında giderek artan bir enerji tüketiminin olduğu görülmektedir. 2017 yılında Türkiye´nin toplam birincil enerji tüketiminin bir önceki yıla göre %9 artarak 157.7 mtep  olduğu, uzun dönemli trend incelendiğinde 1965 yılından 2017 yılına gelindiğinde enerji tüketim miktarının yaklaşık 20 katına çıktığı görülmektedir (BP, 2018). 2017 yılında gerçekleşen birincil enerji tüketimi türlerine göre ayrıştırıldığında ise yaklaşık %31´inin petrol, %28,2´sinin doğalgaz, %28,3´ünün doğalgaz, %8,3´ünün hidroelektrik ve %4,2´sinin ise yenilenebilir enerji türlerinden oluştuğu görülmektedir (BP, 2018). Bu oranlar Türkiye´nin 2017 yılı içerisinde toplam birincil enerji tüketiminin %87,5´ini hidrokarbon kaynaklı enerji türlerinden karşıladığını, yenilenebilir enerjinin payının ise oldukça düşük olduğunu gözler önüne sermektedir. 

Raporda da yoğun olarak belirtildiği gibi artan enerji tüketimi ve toplam enerji tüketimi içerisinde petrol ve doğalgazın yüksek oranda olması Türkiye´nin enerji bağımlılığını daha da artıran bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağımlılık özellikle petrol ve doğalgaz tedariki noktasında oldukça belirginleşmektedir. Türkiye´nin petrol ve doğalgaz üretimi yok sayılabilecek kadar azdır. Buna karşın toplam birincil enerji tüketiminin yaklaşık %60´ını petrol ve doğalgazın oluşturuyor olması aynı zamanda Türkiye´nin enerji ithalat bağımlılığının da yüksek olması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda bu iki enerji türünün Rusya, İran, Norveç, Azerbaycan gibi birkaç ülkeden temin ediliyor olması hem kaynak çeşitliliği hem de güzergâh çeşitliliği problemlerini akıllara getirmektedir. Küresel enerji talebinin artması ve küresel ekonominin ağırlık merkezinin Asya-Pasifik bölgesine kayması da kaynak tedarikini güçleştirmek suretiyle enerji arz güvenliğinin önemini daha da artıran dışsal etmenler olarak karşımıza çıkmaktadır. 

2017 yılında Türkiye´nin gerçekleştirdiği ihracat yaklaşık 157 milyar dolar iken aynı yılda yaklaşık 234 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilmiştir. 2017 yılında Türkiye´nin enerji ithalatı faturasının ise 37,2 milyar dolar olduğu yani toplam dış ticaret açığının yaklaşık %48´ini oluşturduğu görülmektedir. Bu durum ithalata dayalı yüksek petrol ve doğalgaz tüketiminin Türkiye´de enerji arz güvenliğinin yanında cari işlemler hesabında da ciddi bir problem yarattığı ve ödemeler dengesi hesabının açık vermesine neden olduğunu göstermektedir. 

Analizin devamı...