Yosra Ouanes'in 'konuya dair' analizi...
"Arap Baharı" isimli süreçte elde ettiği demokratik kazanımları korumayı başaran Tunus, yeni Cumhurbaşkanı Kays Said liderliğinde yeni bir dış politika dönemine hazırlanıyor. Said'in şu ana kadar verdiği mesajlardan, yeni dönem dış politika tercihlerinde "milli egemenlik, Mağrib Birliği, Avrupa ile ilişkiler ve Filistin davasına şartsız bağlılık" gibi başlıklar dikkati çekiyor.
Tunus'ta 13 Ekim'de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunda bağımsız aday Anayasa Profesörü Said, aldığı yüzde 72,71 oyla ezici bir üstünlük sağlayarak ülkenin yeni Cumhurbaşkanı oldu.
Tunus Anayasası'na göre, cumhurbaşkanlığı makamı, ülkenin dış politika ve milli güvenlik konularında karar alıcı konumda yer alıyor. Cumhurbaşkanı Said'in, seçim sürecinde verdiği mesajlar, Tunus'un yeni dönemde izleyeceği dış politikaya ilişkin ipuçları veriyor.
- Milli egemenlik
Said, cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanya döneminde verdiği bir röportajda, herhangi bir ülkenin veya uluslararası gücün adaylığına destek olup olmadığına yönelik bir soruya, "Bizler tercihlerimizin üzerinde kimsenin himayesini kabul etmiyoruz ancak onlarla eşit düzeyde, irademiz, gücümüz, konumumuz üzerine iş birliği yaparız. Bizler düşmanınız değiliz ancak vesayetinizi de kabul etmeyiz." yanıtını verdi.
Tunuslu emekli diplomat Tevfik Vennas, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yeni dönemde Avrupa, Körfez ülkeleri ve ABD ile ilişkilerde "milli egemenlik" vurgusunun temel unsurlardan biri olacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Said'in bir hukukçu ve kanun adamı kimliğinin göz önüne alınması gerektiğine işaret eden Vennas, Said'in Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası örgütlerin aldığı kararların ve ülkesinin taraf olduğu anlaşmaların uygulayıcısı olacağı değerlendirmesini yaptı.
- Mağrip Birliği
Said'in propaganda döneminde yaptığı açıklamalarda, seçilmesi halinde ilk yurt dışı ziyaretini Cezayir'e yapacağını söylemesi, Tunus'un dış politikada daha çok tarihi ve kültürel bağları bulunan Kuzey Afrika yani Mağrip bölgesine yöneleceğinin işareti olarak okundu.
Etkin iş birliğini sağlamaktan uzak olan Mağrip Birliğini yeniden canlandırmak için Said'in bazı adımlar atabileceğini de dile getiren Vennas, bölge ülkeleri arasındaki yerleşik sorunlara çözüm üretmek için Tunus Cumhurbaşkanının taze kan sağlayabileceğini belirtti.
Vennas, aynı şekilde Libya'daki krizin çözümü için de Said'in yeni girişimlerde bulunabileceği yorumunu yaptı.
- Avrupa Birliği ile ilişkiler
Gerek coğrafi konumu gerekse Fransa'nın Tunus'taki tarihi geçmişi nedeniyle Avrupa ülkeleriyle ilişkiler de ülke için ayrı bir önem arz ediyor.
Avrupa Birliği (AB) ile Tunus arasında geçmişte yapılan serbest ticaret anlaşmasının genişletilerek Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması'na (DCFTA) geçilmesi amacıyla 2015'ten bu yana yapılan görüşmeler seçim dönemi nedeniyle rafa kaldırıldı.
Said'in masasında bekleyen önemli dosyalardan birisinin AB ile serbest ticaret anlaşması olacağı ifade ediliyor. Bu konudaki görüşmelerin seçim sürecinin tamamlanması ve hükümetin kurulmasının ardından yeniden başlaması bekleniyor.
Ancak bazı Tunuslular, AB'nin Akdeniz ülkeleriyle serbest ticareti geliştirme programı kapsamında imzalamaya çalıştığı anlaşmanın ülke ekonomisine ve tarım sektörüne zarar vermesinden endişe ediyor.
Emekli diplomat Vennas, Said'in "devletin sürekliliği esası üzerine çalışacağı" yönündeki mesajının özellikle altını çizerek, "Said, AB ve özellikle de Fransa ile ilişkileri koparmadan yeni bir forma sokmak için çabalayacaktır." diye konuştu.
Vennas, Tunus Cumhurbaşkanının AB dışında kendisine alternatif ortaklar ve pazarlar da arayabileceğini söyledi.
- Filistin davasına koşulsuz destek
Said, Filistin davasına bağlı olacağının işaretlerini seçim zaferinin hemen ardından Filistin bayrağını Tunus bayrağının yanına koyarak verdi.
Vennas, Tunus Cumhurbaşkanı Said'in AB ve BM gibi uluslararası platformların yanı sıra ikili görüşmeleri sırasında da Filistin davasını gündeme taşımasının beklendiğini dile getirdi.