Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

TÜBİTAK'tan Kanal İstanbul görüşü: Araştırmalar yetersiz, bilimsel değil

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, ÇED Raporu'na ilişkin görüşlerini sundu.

TÜBİTAK

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi, Kanal İstanbul projesi kapsamında hazırlanan ÇED Raporu’na ilişkin görüş ve değirlendirmelerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sundu. Görüş raporunda, ÇED Raporu’nun projenin olası etkilerine dair bilimsel ve yeterli araştırmayı içermediği, ekosistemin korunmasına dair gerekli önlemlerin beliritilmediği ve kanal ihtiyacının yalnızca gemi trafiğine ve kazalara bağlandığı ifade edildi.

‘KANAL BÜYÜK BİR KENTSEL ATIK DEŞARJI OLACAK’

TÜBİTAK’ın ÇED Raporu’na ilişkin sunduğu görüşte, raporda yer alan dip tarama faaliyetlerinin çevresel/ekolojik etkilerinin belirlenmesi konusunun bilimsel temellere dayanmadığı ve uzman deniz bilimciler tarafından yapılmadığı belirtilirken, “Kanal büyük bir kentsel atık deşarjı olacak” denildi.

Görüş raporunda, proje kapsamındaki kazı sonrası çıkarılacak malzemenin ne yapılacağının ve olası çevresel etkilerinin ve  yeterli araştırılmadığı belirtildi: “9o milyon metreküp gibi çok yüksek miktarda malzemenin çıkarılması planlandığı belirtilmiştir. Ancak özellikle çamur oranı ve organik karbon içeriği yüksek malzemenin çevresel etkileri temel alan yeterli ayrıntıda ve bilimsel temele dayalı çevresel etkileri ve bunların azaltılmasına yönelik planlamanın detaylı yapılmadığı görülmüştür. Tarama ve döküm faaliyetlerinin yaratacağı çevresel etkilerin önlenmesine yönelik tedbirler açık olarak belirtilmemiş ve Bakanlıkça belirtilen tedbirlere uyulacağı ifade edilse de bunların nasıl yerine getirileceği konusunda yeterli/detaylı uygulanabilir bilgi verilmemiştir.”

Raporda, proje kapsamında oluşturulacak dolgu alanlarının olduğu bölgelerin habitatlarının bilinçsiz şekilde etkileneceği ve Batı Karadeniz kıyı şeridinin kazılardan çıkacak malzemenin bertarafı için ‘feda edileceği’ söylendi.

PROJENİN TATLI SU KAYNAKLARINA ETKİSİ ARAŞTIRILMAMIŞ

TÜBİTAK, aynı şekilde İstanbul’un su kaynaklarının korunması gerektiğini rapora ekledi: “Su ihtiyacının her geçen gün arttığı ve iklim değişikliğine bağlı etkilerin beklendiği dikkate alındığında su kaynaklarımızı daha iyi korumamız gerektiği oldukça açıktır. Buna rağmen yapılması planlanan Kanalın tatlı su aküferlerine etkisinin (Terkos, Sazlıdere vb.) araştırılmamış olduğu görülmüştür.”

Raporda ayrıca, Kanal ihtiyacının yalnızca gemi trafiğine ve kazalara bağlandığı, böyle büyük bir proje için ekolojik, sosyolojik ve ekonomik fayda maliyet araştırılması yapılması gerektiği söylendi.

‘MARMARA DENİZİ HİÇBİR ŞEKİLDE FEDA EDİLMEMELİ’

Görüş raporunda, kazıdan çıkacak malzemenin içeriğinin ekosistemi ‘beklenenden çok daha geniş bir alanda’ tahrip edeceğinin aşikar olduğu söylendi. Kanalın açılmasıyla birlikte birbirine karışacak suların deniz dibinde oksijen azalımına sebep olacağı, kıyısal aldan kirlilik yaratmasının söz konusu olduğu ve Marmara Denizi ekosisteminin ek baskılara hazır olmadığı belirtildi. Raporda, ÇED Raporu’nda yer alan bilgilerin, bu etkileri belirlemek konusunda yetersiz kaldığı da savunuldu:

“ÇED Raporu kapsamındaki deniz suyu ölçümleri etkileri anlamada yetersiz. Sadece bize ait olan bir iç denizi koruma ve yaşatma sorumluluğu sadece bizde iken, bunun tam tersi bu tarz fikir ve argümanlardan uzak durulması kuvvetle gereklidir. Marmara Denizi ekosistemi hiçbir şekilde feda edilmemeli, sorumlu yönetim anlayışı ile korunmalı ve doğal kaynakları daha fazla tahrip edilmeden ‘mavi büyüme’ kapsamında değerlendirilmelidir.

Görüşte, ÇED Raporu’nun geliştirilmesi açısından üniversitelerden ve araştırma kuruluşlarındaki  uzman akademik personelden destek alınmasının faydalı olacağı belirtildi.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER