Tarih: 01.06.2020 14:11

Trump'ın terör örgütü ilan etmek istediği Antifa nedir?

Facebook Twitter Linked-in

Altı gün önce ABD’nin Minneapolis kentinde bir polis memurunun silahsız bir siyah olan George Floyd’u dakikalarca boğazına basarak öldürmesinin ardından başlayan ve hızla yayılan gösterilerde Antifa da sokaklarda. Beyaz ırkın üstünlüğünü savunan ve Neonazi anlayışını destekleyen aşırı sağcı gruplara tepki olarak oluşan Antifa, ABD’nin muhafazakar kesimleri tarafından ise ‘en az aşırı sağ kadar tehlikeli’ olarak tanımlanıyor.

Antifa’nın (anti-faşist ya da anti-faşist hareketin kısaltması) kolaylıkla sol eğilimli olarak nitelendirilebilir. Pek çok üye ırkçılık ve cinsiyetçiliğin her türüne ve Trump’ın canlandırdığı milliyetçilik, göçmen karşıtlığı ve Müslüman karşıtlığına güçlü bir şekilde karşı çıkıyor. Ancak isimlerinin işaret ettiği gibi, Antifa daha çok sol politikaları desteklemek yerine aşırı sağcı ideolojiyle mücadele etmek üzerine kurulu. Ana akım solun tersine, seçimleri kazanmak veya yeni kanunların yürürlüğe konması için geleneksel araçlarla güç kazanmanın peşinde değiller.

Antifa, hükümete de kapitalist sisteme de karşı. Yöntemleri ise sıklıkla ana akım sol hareketlerden ziyade anarşistlerle bağdaştırılıyor. Antifa mala zarar verme ve bazen fiziksel şiddet olmak üzere militanca protesto yöntemlerine yönelebiliyor.

1930’LARDA KURULDU

Aşırı sağ gibi, dünya çapındaki Antifa üyeleri farklı grupların bileşiminden oluşuyor, ancak en aktif olan gruplar ABD, İngiltere ve Almanya’da bulunuyor. Almanya’daki hareket 1932 yılında, hızla yükselen Nazi partisine karşı koyacak aşırı solcu militan bir grup oluşturmak üzere kuruldu. Hitler’in parlamentonun kontrolünü sağlaması üzerine 1933 yılında dağıldı ve Berlin Duvarı’nın çökmesinden sonra 1980’lerde Neonazilere yanıt olarak yeniden ortaya çıktı.

TRUMP’TAN SONRA İLGİ ARTTI

Trump’ın seçilmesi, Black Lives Matter hareketi ve farklı anarşist gruplar ile ilişkili olan Antifa hareketi için bir mihenk taşı niteliğinde gibi görünüyor. Anti-faşist ve anarşist, ‘It’s going down’ (Çöküyor) isimli haber sitesini yönetenlerden James Anderson’a göre, Trump’ın seçilmesinden bu yana siteye ilgi arttı. 2015’te günde 300 kez tıklanan internet sitesi, bugün 10 ila 20 bin arasından tıklanıyor.

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN ORGANİZE OLUYORLAR

Charlottesville’de cumartesi günü meydana gelen olaylardan sonraysa, sitenin Twitter hesabı 2 bin yeni takipçi kazandı. Trump’ın seçilmesinden bu yana ilgi artmış olabilir. Ancak Antifa’nın kaç aktif üyesinin olduğunu bulmak imkansız. Aşırı sağcılar gibi, Antifa’nın bileşenleri de sıkı bir örgütsel yapıyla birbirine bağlı değil. Reddit’in yanı sıra Twitter ve Facebook gibi sosyal medya ağları üzerinden organize oluyorlar.

CHARLOTTESVILLE OLAYLARI

Üç yıl önce ABD’nin Virginia eyaletindeki Charlottesville kentinde Amerikan İç Savaşı dönemindeki ayrılıkçı Konfederasyon ordusunun generallerinden Robert E. Lee’ye ait heykelin kaldırılması planına karşı aşırı sağcılar sokaklarda gösteriler düzenlemeye başlamıştı. Aşırı sağcı gruplara karşı, Antifa da sokaklara çıkmış ve karşı gösteriler düzenlemişti.

Trump, 2017’de Charlottesville’de yaşanan olaylar sırasında, ırkçılık karşıtı solcu grupları da sorumlu tutmuştu. Farklı saflardaki gruplar karşı karşıya gelmiş, aşırı sağcı gruplardan bir kişi arabasını Antifa ve diğer solcu grupların üzerine sürmüş, çıkan olaylarda bir protestocu ölmüştü. Trump, o günlerde ‘Charlottesville’deki şiddetten iki tarafın da sorumlu olduğunu’ söylediğinde eleştiri oklarının hedefine oturmuştu. ABD Başkanı, yürüyüşü organize eden aşırı sağcıları açıkça kınamayı ihmal ettiği gerekçesiyle sert biçimde eleştirilmişti.

Trump daha sonra ise Ku Klux Klan, beyazların üstünlüğünü savunanlar ve Neonaziler’i kınaması yönündeki baskılara boyun eğdi. Ancak pek çok muhafazakar, Antifa adlı aşırı solcu oluşumun da yaşanan şiddet olaylarında sorumluluk sahibi olduğunu düşünüyor. Eleştirenler, medyanın, sırf beyazların üstünlüğünü savunanlarla ve onların nefret söylemine dayalı ideolojileriyle mücadele ettikleri için Antifa’nın uyguladığı şiddeti mazur gösterme eğiliminde olduğunu savunuyorlar.

Kaynak: gazeteduvar.com.tr




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —