Trump'ın gelmesiyle başlayan kriz onun gidişiyle bitti

Körfez'de uzlaşının zamanlamasını değerlendiren uzmanlar, bunu Suudi Arabistan'ın müttefiki Donald Trump'ın görevinin sona ermesi ve yerine Joe Biden'ın gelmesiyle ilişkilendiriyor.

Trump

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'a gelişiyle başlayan Körfez krizinde, Suudi Arabistan'a ve bölge ülkelerine karşı selefinin uyguladığının tersi politikalar yürüteceğini söyleyen demokratların başkanı Joe Biden'ın gelişi ve Trump'ın görev süresinin bitişiyle çözüm yolunda ilk adımlar atıldı.

Ocak 2017'de göreve gelen Donald Trump, ilk yurtdışı ziyaretini aynı yıl mayıs ayında Suudi Arabistan'a gerçekleştirdi. Trump'ın ziyaretinden kısa bir süre sonra Körfez krizi patlak verdi.

Ocak 2017'de göreve gelen Donald Trump, ilk yurtdışı ziyaretini aynı yıl mayıs ayında Suudi Arabistan'a gerçekleştirdi. Trump'ın ziyaretinden kısa bir süre sonra Körfez krizi patlak verdi. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır, 5 Haziran 2017'de "terör gruplarını desteklediği" suçlamasıyla Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini keserek, bu ülkeye ekonomik ambargo uygulamaya başladı ve ablukanın kalkması için Katar'a 13 şart öne sürdü.

Söz konusu ülkelerin tüm suçlamalarını reddeden Katar ise kendisine dayatılan, İran'la ilişkilerin kesilmesi, Türkiye'nin Katar'daki askeri varlığının sonlandırılması, Al Jazeera kanalının kapatılması gibi taleplerin öne çıktığı şartlara karşı çıktı.

Ula Bildirisi'yle uzlaşma sağlansa da bu mutabakatın ciddiyetine dair şüpheler bulunuyor.

Merhum Kuveyt Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah liderliğinde resmi olarak Kuveyt'in, dolaylı olarak Umman ve ABD'nin yürüttüğü arabuluculuk çabaları bu aya dek başarıya ulaşamadı.

Üç buçuk yıl süren çabalar nihayet 5 Ocak'ta Suudi Arabistan'ın El-Ula kentinde düzenlenen 41. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi'nde meyvelerini verdi.

Bildirinin hassas ve önemli anlaşmazlık noktalarına değinmemesi, yalnızca siyasi tutumdan uzak bazı adımlarla yetinilmesi tam anlamıyla bir uzlaşıdan bahsetmenin önünü tıkıyor.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud'un, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısıyla krizin tarafları arasında uzlaşma sağlandığı duyuruldu.

Suudi Arabistan'ın zamanlaması

Körfez'de uzlaşının zamanlamasını değerlendiren uzmanlar, bunu Suudi Arabistan'ın müttefiki Donald Trump'ın görevinin sona ermesi ve yerine Joe Biden'ın gelmesiyle ilişkilendiriyor.

Uzmanlar, Suudi Arabistan'ın, müttefiki Trump'ı kaybetmesi ve Biden'ın daha önceki açıklamalarından endişe etmesi sonucu bu adımı attığı yorumunu yapıyor.

Biden, Trump'ın Orta Doğu politikasında Riyad yönetimine her şeye rağmen koruyucu yaklaşmasını ciddi şekilde eleştiren taraflar arasındaydı.

Joe Biden, seçim kampanyası sırasında başta Orta Doğu olmak üzere tüm dış politikasındaki öncelikler arasında "insan hakları" ve "ifade özgürlüğünün" yer aldığını, en yakın müttefik ülke dahi olsa demokratik ve insan hakları değerlerinden taviz vermeyeceklerini vurguluyordu.

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin 2. yılı dolayısıyla 2 Ekim'de açıklama yapan Biden, ABD'nin Riyad ile ilişkilerini gözden geçireceğini söyledi.

Riyad'ın bunları göz önüne alarak müttefiki Trump'ı kaybettikten sonra Körfez krizi için harekete geçtiği düşünülüyor.

Uzlaşının ciddiyetine dair şüpheler var

Körfez'de 41. KİK Zirvesi'nde imzalanan Ula Bildirisi'yle uzlaşma sağlansa da bu mutabakatın ciddiyetine dair şüpheler bulunuyor.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud'un, zirve sonrası Katar'a ambargo uygulayan ülkelerin Doha ile diplomatik ilişkilerini yeniden tesis ettiğini ve ambargonun kaldırıldığını açıklaması Körfez krizinde bir dönüm noktası oldu.

Körfez'de 3,5 yıl sonra uzlaşma sağlayan zirvede, taraflar arasında normalleşme ve ortak çalışmaya yönelik 9 maddelik Ula Bildirisi'ne imza atıldı.

Ancak bildiride anlaşmanın ayrıntılarına, uygulanma süreci ile uygulama mekanizmasına ayrıca 2017'den beriden beri ambargoya sebep olan anlaşmazlıklara ve Katar'dan yapılması istenen 13 talebe değinilmedi.

Mutabakatın hassas ve önemli anlaşmazlık noktalarına değinmediğini, ayrıntılara yer verilmediğini ve yalnızca sınırların açılması ile uçuşların başlaması gibi siyasi tutumdan uzak bazı adımlarla yetinildiğini belirten uzmanlar, Körfez'de uzlaşının tamamen sağlandığını söylemek için henüz erken olduğunu savunuyor.

Krizin taraflarının, ABD'deki yönetim değişikliği, İran'ın nükleer programı, bölgedeki gerginlikler, İsrail'le normalleşme gibi bölgesel ve uluslararası yaşanan çeşitli değişimler neticesinde anlaşmazlık sayfasının hali hazırda en azından bir bölümünü kapatmak zorunda kaldığı düşünülüyor.

Körfez ülkelerinin, Yemen, Libya, Suriye meseleleri, İslami hareketlere yönelik tutumlar, Türkiye ve İran'la ilişkiler gibi çeşitli siyasi politikalarındaki farklılıklar nedeniyle tam anlamıyla bir uzlaşı tesis edilmediği, KİK Zirvesi'yle yalnızca uzlaşının ilk adımının atıldığı belirtiliyor.

Uzlaşı sürecinin ayrıntılarının, daha sonra düzenlenecek ikili ya da ortak diyalog toplantılarında belirleneceği savunuluyor.

Bu nedenle ilerleyen haftalarda anlaşmazlık konularını ciddi bir şekilde masaya yatırmak için Katar ve söz konusu 4 ülke arasında ikili diyalog toplantıları yapılması bekleniyor.