Tarih: 12.04.2019 13:00

Trump´ın dört aşamalı Ortadoğu stratejisi

Facebook Twitter Linked-in

ABD Başkanı Donald Trump, 8 Nisan´da örneğine pek rastlanmayan bir adım attı. Tarihte ilk defa bir devlet, başka bir devletin ordusunu terör örgütleri listesine alacağını duyurdu. Beyaz Saray yönetimi, yaptığı bir açıklama ile İran´ın Devrim Muhafızları Ordusu´nu bundan sonra tıpkı El Kaide, Boko Haram, IŞİD veya Hizbullah gibi terör örgütü olarak göreceğini ilan etti.

ABD´nin bu kararına İran tarafından da tepkiler geldi. ?Devrim Muhafızları Günü?ne denk gelen bu kararın ardından İranlı vekiller, meclise Devrim Muhafızları üniforması giyerek gitti ve ?Amerika´ya ölüm? sloganları attı. Tahran ayrıca Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ve ona bağlı unsurları terör örgütü listesine aldığını duyurdu. İran Meclis Başkanı Ali Laricani, tepkisini en üst perdeden dile getirdi. Laricani: ?ABD rejiminin Devrim Muhafızları´nı yüzsüzce ve utanmaz bir şekilde terör listesine dâhil etmesi; derin nefretinin, aptallığının ve cehaletinin bir işaretidir.? çıkışında bulundu.

Söz konusu karara AB ve bölge ülkeleri tepki gösterse de destek açıklamasında bulunan devletler de oldu. İsrail´in ardından Bahreyn ve Suudi Arabistan kararı desteklediklerini duyurdu. Suudi Dışişleri gelinen aşamayı: ?Riyad´ın uluslararası toplumdan defalarca talep ettiği ve İran´ın destekleyip kolladığı terör örgütleriyle yüzleşmenin gerekliliği yönünde atılmış bir adım? olarak yorumladı.

İran Devrim Muhafızları´nın tarihçesine ve organizasyon yapısına kısaca değinerek Trump´ın bir devletin ordusunu neden hedefe koyduğunu anlamlandırmaya çalışalım. 1979 İran Devrimi´nin ardından rejimi korumak amacıyla Ayetullah Humeyni´nin talimatıyla kurulan Devrim Muhafızları Ordusu, İran´ın en güçlü güvenlik birimi olarak bilinir. Kuruluşundan bugüne dek İran siyasetinde son sözü söyleyen dini lider Ali Hamanei´e bağlı olan ordu aynı zamanda ekonomik, askeri ve siyasi bir aktör. 150 bini aşkın aktif personeli olan İran Devrim Muhafızları, ülke ekonomisinde enerji ve inşaat gibi pek çok sektörde denetim gücüne sahip. Ayrıca ordu İran´ın balistik füze ve nükleer programından da sorumlu. Bu avantajlar, doğal olarak Devrim Muhafızları´nı İran siyasetinin önemli bir aktörü haline getiriyor. Muhafazakâr bir çizgide olan DMO, zaman zaman reformist yönetimlerle iç siyasette görüş ayrılıkları yaşıyor. Ayrıca nükleer anlaşmayı ?İran´ın Batı´ya teslim edilmesi? olarak yorumlayan ve Batı ile yaşanan her gerilimden güçlenerek çıkan bir yapı. Hatırlanacağı üzere Tahran daha önce uzun menzilli, İsrail ve bölgede ABD´ye ait birimleri vurabilecek füzeleri olduğunu açıklamış ve yaptığı füze denemelerinin görüntülerini paylaşmıştı. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani´nin karşı çıkmasına rağmen yapılan füze denemeleri, Devrim Muhafızları´nın ülke siyasetindeki etkisinin bir ispatı niteliğinde. ABD´nin aldığı karar karşısında İran iç siyaseti, kısa vadede birlik mesajı verse de uzun vadede Devrim Muhafızları´nın ülke siyasetindeki etkisini daha da arttıracak. Bu karar, iki yıl sonra İran´da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhafazakâr kanada şimdiden önemli bir avantaj sağlamış görünüyor.

Yazının devamı...




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —