Geçenlerde ?Trump´ın suyu ısındı´ başlıklı bir yazıda ABD başkanının iki ciddi gelişme yüzünden canının sıkkın olduğunu, gelişmelerin onun sonunu getirebileceğini yazmıştım.
Yazının üzerinden geçen bir ay içerisinde bulunduğum mekanlarda tanıdığım-tanımadığım okurlardan ?Bu adam sahiden gidici mi?? sorusuna muhatap olup duruyorum.
Herkes, sadece bizde değil dünyanın her yerinde, Donald Trump?ın dört yıllık dönemini dolduramadan Beyaz Saray´ı terk etmek zorunda kalacağına inanıyor.
Geçenlerde kendisinden cezaevinde bulunan bir insan hakları savuncusunu serbest bırakması ricasında bulunmak için telefon ettiği Mısır´ın devlet başkanı Abdülfettah el-Sisi, ricasını dinledikten sonra, ABD başkanına, ?Donald, hakkındaki şu sorgulamadan ne haber; senin namına ben endişeliyim. Gitmiyorsun değil mi??sorusunu yöneltmiş?
Eminim, dost bildiği el-Sisi gibiler yanında hasmane davrandığı liderler de Trump?ın gidici olduğuna inanıyor ve onunla birlikte gün sayıyor.
Trump?ın etrafındaki ağ iyice daraldı.
Bizzat göreve getirdiği adalet bakanı tarafından atanan özel savcı Robert Mueller?in raporu hazır, üzerinde son rötuşlar yapılıyor ve nihai hüküm için Trump?ın da tanık olarak ifade vermesi bekleniyor. Trump ifadeye hazır görünse de, kendi geleceklerini de onunla birlikte riske atmış bulunan yakınları, danışmanları, hatta bakanları, o ne zaman ?Ben hazırım?mesajı verecek olsa ?Sakın ha, eğer tanıklık yaparsan hapse girmen kesin? diye kendisini uyarıyor.
John Dowd deneyimli bir avukat, Trump?ın da hukuki sorunlarında hep yanında olmuş biri. Özel avukatıydı. Mueller?in karşısına çıkmak isteyen Trump?a ?Sakın ha, çıkarsan kendi aleyhine bir sonuçla karşılaşırsın? uyarısını yapmış. Tavsiyesinin doğruluğunu göstermek için de kendisini Mueller yerine koyup Rusya ile ilişkileri konusunda soruları Trump?a yöneltmeye başlamış.
Yarım saat sonra Trump ?Tamam, tanıklık yapmayacağım? noktasına gelmiş zaten.
Aralarındaki atışmadan sonra avukatı ?Sayın başkan, ben sana yardımcı olamayacağım?deyip istifasını sunmuş?
Etrafındakiler Beyaz Saray´dan ?çılgınlar sarayı´ diye söz ediyorlarmış? O kadar olur olmaz konularda o denli saçma tavırlar alıyormuş ki Trump, biri çareyi onun talimatıyla hazırlanmış, imzasını bekleyen kararnameleri masasından çalıp saklamakta bulmuş.
Kuzey Kore ile ABD´yi nükleer savaşın eşeğine kadar getiren (yakınlarına ?Hadi şu herifi öldürelim? diyormuş Kuzey Kore lideri için; ?Karşımıza çıkanı yok edelim? diyormuş Trump) sözlü saldırıları sürdürürken, ABD üssü bulunan Güney Kore´yle de tarihi ticaret anlaşmasını iptal ettiren bir kararname hazırlatmış. Ekonomi danışmanı Gary Cohn ulusal güvenlik açısından zararlı gördüğü o kararnameyi Oval Ofis´teki masadan çalarak ortadan kaldırmış.
Benzer bir müdahaleyi, Kuzey Amerika ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliğini artırmak için kurulmuş NAFTA´dan ABD´yi çıkartmak için hazırlanan kararname konusunda yapmış Cohn?
Yine aynı yöntemi uygulamış: Kararnameyi çalmış?
Farkına varmıyormuş zaten Trump.
Aile fertleriyle bakanları ve danışmanları arasında sürtüşmeler ise dayanılır olmaktan çıkmış. Beyaz Saray´dan sürekli istifa haberleri geliyor ya, hepsinin sebebi ya bu tür sürtüşmeler ya da birlikte çalışmanın azap olmaya başlaması.
Trump ?Herkes beni yok etmek istiyor? paranoyası yaşarken, yanına aldıkları da kendi aralarında ?Bu herif tam bir çılgın? diye konuşuyor ve buldukları ilk fırsatta kendilerini dışarıya atıyorlarmış?
Bir ay önceki yazımda Richard Nixon?un başkanlığını sona erdiren Watergate skandalını ortaya çıkarıp haberleri ve yorumlarıyla onu istifaya sürüklemeyi başaran Washington Postekibinden Bob Woodward?un yazdığı kitap çıktığında, bunun Trump?a ?en keskin darbeyi indireceğini´ duyurmuştum.
O kitap raflardaki yerini bir hafta sonra alacak; ancak içeriğinden sızan ve yukarıda bazılarını özetlediğim ayrıntılar Trump?a şimdiden uyku kaçırtmıştır, eminim.
Bob Woodward´un yeni kitabı..
Yazarı gazeteciyse ve yazdığı kitap gerçekleri yansıtıyorsa, evet devrilir.
Trump ön almak için geçen gün ?İsim verilmeden yapılan alıntılara kanmayın, onların hepsi uydurma? diyen bir Twit atmıştı; bu yazıda bazılarını özetlediğim alıntıların hepsinin kaynağı isimli.
Hepsi de kendisiyle çok yakın çalışmış insanlar? Woodward?un karşısına oturmuş ve Beyaz Saray´da yaşadıklarını anlatmışlar?
Woodward tam yedi kez Trump´a görüşme başvurusu yapmış. Geçen ayın ilk günlerinde, kitap baskıya gönderildikten sonra, Woodward?u aramış. Telefonda 11 dakika konuşmuşlar.
Kitabın ismi ?Korku´ (Fear). İsmin babası yine Trump. 2016 yılında Woodward?a verdiği mülakatta, Trump, ?Esas güç, o sözcüğü kullanmak istemiyorum ama yine de söyleyeyim, ?korku´dur? demiş?
Ülkesini korku salarak yönetiyor Trump, bu arada dünyaya da korku salarak egemen olmak istiyor.
Bakalım bu kitap Trump´ı korkutacak mı?