Tarih: 02.06.2020 16:24

Trump’a FETÖ darbesi mi yapılıyormuş?

Facebook Twitter Linked-in

Trump’la avanesinin göremediğini bizdeki Trumpçılar gördü: Minneapolis olaylarında FETÖ parmağı!

Çünkü namlı FETÖ’cü Enes Kanter’le bir iki firari daha gösterilere katılmış, ‘değişim’ sloganları atmış.

“Asıl hedef Türkiye, amaç Erdoğan’ı devirmek” yaygarası basmalarına ramak kaldı.

Trumpgillerin aklına bile hemen bu gelmemişti. Çünkü asıl hedef Trump dahi değil.

Öyle olsa, 2014’te Obama başkanken Ferguson tufanı kopmazdı. Siyahi bir gencin polis cinayetine kurban gitmesi, yine siyah öfkeyi patlatmazdı. Sokaklar aylarca ateşe verilmezdi. Çıkan isyan bütün ABD’ye yayılmaz, şehirler yakılıp  yağmalanmazdı. 

2015’te, Baltimore isyanı da öyle. Polis gözaltısından sağ çıkamayan bir siyahi gencin ölümü tetiklemişti.

Her seferinde bizim gazeteler “ABD yanıyor” başlıkları attı.

Her seferinde ulusal muhafızlar meydana indirildi, olağanüstü hal ilan edildi, sokağa çıkma yasakları kondu.

Obama aylarca ateşi söndüremedi, öfkeyi dindiremedi. Göstericileri “Bir tradejiyi kötü emellerine alet etmekle” suçladı. “Hiçbir gerekçe polise mukavemet, çapulculuk ve vandalizmin mazereti olamaz, toplumun huzurunu bozuyorsunuz, hakkınız yok” dedi.

Yine göstericiler medyada az yer bulmaktan şikayetçiydi, TV’ler tepkilere hedef oluyordu.

Yine gazeteciler polis şiddetinden nasibini alıyor, kafaları gözleri yarılıyor, canlı yayında bile tutuklanıyordu.

Yine göstericilerin arasına ajan provokatörlerin karıştığından, dışardan gelen kışkırtıcılardan söz ediliyordu. 

Ama yönetimden kimse, “Zimbabve ve İran gibi dış güçler Obama’yı devirmek istiyor, bu bir sokak kalkışması, arkasında kadife devrimci Soros var” yaveleri yumurtlamıyordu.

Bir de “Olayları medya büyütüyor, yayınlayarak körüklüyor, gazeteciler halk düşmanı, dış güçlere hizmet ediyorlar” gibi zırvalıklar, ciddi ağızlardan duyulmuyordu.

Protesto ve gösteri hakkına saygı nutuklarına gelince mangalda kül bırakmayan ABD, ne zaman ‘sosyal patlama’yla sınansa çuvalladı. Dünyaya kendini rezil etti,

Sisi gibi diktatörlerin alay konusu oldu, İran gibi otoriter rejimlerin diline düşmekten kurtulamadı.

Orantısız güç kullanımıyla kanuni ve haklı polis müdahalesini ayrıştırma sınavından yine çaktılar. Demokratik protesto hakkıyla gösterici şiddetini ayırt etmekten de...

Bu ayrımları yapmayı, göstericilerin  adalet ve eşitlik gibi haklı taleplerini destekleyenlerin de çok azı becerebiliyor.

Fakat sapla samanı karıştırmakta, Trump’la avanesinin eline kimse su dökemez. Bir de bizdeki ateşli Trumpçıların...

Hemen benzerlik kurdular. Trump’ın kaderini AK Parti iktidarının kaderine bağladılar.

Sokak olaylarına, ABD’de başlatılıp Türkiye’ye ihraç edilecek yeni bir ‘Gezi’ evhamıyla yaklaşıyorlar.

ABD’yi yakıyor gibi görünse de galeyanın fitilini ateşleyen, ABD’nin kendisi oluyor. Ve bizi de yakacak bir ‘ihanet’ planı, bir kumpas. Derin devletin örgütlediği bir toplumsal infial dalgası.

Yani bir ‘Üst Akıl’ projesi. Trump, Ankara’nın dostu olduğu için hedef. FETÖ de oyundaki yerini aldığına göre, Trump yıkılırsa sıra bize gelecek. 

“Türkiye’yi seven Trump’ı da sever, kaderimiz bir, tarafınızı seçin”e getiriyorlar.

Trump gibi ırkçı, faşist, lümpen, İslamofobik ve göçmen düşmanı bir hırtapoza verilen ‘tek dost’ payesine mi yanarsınız...Bu kirli ve yoz popülistin, güya kendi ülkesinin emperyalizmiyle savaşan anti-emperyalist başkan kılığına sokulmasına mı...Pespaye şovlarının, demokrasi kahramanlığı diye sunulmasına mı...Dünyanın öbür ucunda kaos ve kargaşa çıksa bizde ateşin bacayı sarmasına mı...”Asıl hedef Türkiye” paranoyasının ulaştığı noktaya mı...

‘Korkudan çıldırmak’ dedikleri bu olsa gerek.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —