BAŞKAN Donald Trump´ın önemli bir özelliği, müthiş megalomanisi ve narsisizmidir.
BAŞKAN Donald Trump´ın önemli bir özelliği, müthiş megalomanisi ve narsisizmidir.
Yani büyüklük kompleksi ve kendisine hayranlığı...
Bunu ben demiyorum; popülizm hakkındaki birçok kitapta bu belirtildiği gibi Washington Post´ta Greg Sargent ?Trump´ın narsisizmi ve megalomanisi çeşitli yönlerden demokrasimizi tahrip ediyor? diye yazmıştı. (14.11.2017) Fakat demokrasi Trump´a geri adım attırdı.
KENDİ PARTİSİ BİLE
Biliyorsunuz, Trump, Helsinki´de Putin´le görüşmesinde, Rusya´nın Amerikan seçimlerine müdahale etmediğini söyleyerek Moskova´yı aklamıştı.
Bunu söylemesinin sebebi yine narsisizm ve megalomanisiydi. Rusya´nın Trump lehine seçimlere müdahale ettiği iddiası rakibi Hillary Clinton tarafından ortaya atılmış, FBI da bazı bulgulara ulaşmıştı.
Trump Helsinki´de bile hâlâ eski rakibi Hillary´ye hücum ediyordu.
Trump´ın sözleri Amerika´yı ayağa kaldırdı. Basın ateş püskürdü. Bırakın muhalifleri, Trump´ın kendi partisinden senatör ve temsilciler ağır sözlerle onu eleştirdiler. Ünlü Senatör McCain´in sözlerine bakın:
?Daha önce hiçbir ABD Başkanı kendisini böyle Putin gibi bir despot karşısında hiç bu kadar sefilce aşağılamamıştı!?
Kalabalıklar ellerinde ?yalancı, defol? gibi pankartlarla Beyaz Saray önünde Trump´ı protesto ettiler...
Ve anlı şanlı Trump, ?Yanlış konuştum? diyerek geri adım attı.
OBAMA´NIN DEMOKRASİ VURGUSU
Bu arada önceki ABD Başkanı Barack Obama, Nelson Mandela´nın ölüm yıldönümü dolayısıyla Johannesburg´da çok önemli bir konuşma yaptı; CNN tam metnini yayınladı.
Obama ?Benim gibi milyonlarca insan Mandela´dan ilham aldı? diyerek ?Amerika ve Güney Afrika´da da hâlâ devam eden ırk ayrımını? eleştirdi.
Sözü, demokrasiyi zaafa uğratan otoriter popülist akımlara getiren Obama, isim vermeden Trump´ı ima ederek ?güçlü adam politikalarını? eleştirdi, demokrasi vurgusu yaptı:
?Demokrasi güçlü kurumlara dayanır ve azınlık haklarına, denetim ve denge, konuşma ve ifade hürriyeti, basın hürriyeti, protesto hakkı, hükümetten talepte bulunma hakkı, bağımsız yargı ve herkes için hukuk ilkelerini içerir.?
ÇAĞIN SORUNU EŞİTSİZLİK
Obama demokrasinin zamanımızda ?karmaşa? içinde olduğunu kabul ediyor, ?Demokrasi yavaş olabilir, hayal kırıklığı yaratabilir? diyor. Fakat otoriter popülizmin vaat ettiğini ?etkinliğin? sahte olduğunu söylüyor ki, çağımızda bütün mesele bu.
İnsanlığın tarih boyunca ulaştığı en yüksek siyasi değerleri amaçlayan demokrasi zamanımızda hakikaten sıkıntı içindedir. Bu sıkıntıların en önemlisi, teknolojinin yarattığı gelir eşitsizliğine bugüne kadar çare bulunamamış olmasıdır.
Sosyalizm eşitliğe odaklandı, hürriyetsizlik ve üretimsizlik sorunlarını göremedi, çözemedi, çöktü.
Liberalizm hürriyetlere odaklandı, eşitsizlikler konusundaki sorunları göremedi; işte liberal demokrasiler hemen her yerde otoriter popülizmin meydan okumasıyla karşı karşıya.
Teknoloji üreten çok zengin oluyor; bu sahada yer alamayanlar gelir ve statü kaybediyor; popülizme kapılıyor.
Fakat hürriyet olmadan bu dev probleme çözüm üretecek yeni iktisat ve siyaset teorileri ortaya çıkamayacağına göre, sonunda yine liberal demokraside çözüm aramak gerektiğini hep beraber öğreneceğiz.
Trump gibi bir megalomanın güçlü demokratik kurumlar ve refleksler karşısında geri adım atmasını, bunun bir simgesi gibi okudum ben.