Önce sabırla ve yazarın kimi kast ettiğini tahmin etmeye çalışarak şu satırları okuyun:
?Adam kesinlikle bir diktatör, hukukun üstünlüğünden nefret eden biri, yolsuzluklara bulaştığını ve muhtemelen yabancı güçlerle parasal ilişki içerisinde bulunduğunu da buna eklemeliyim. Aynı zamanda tembel, disiplinsiz, kendinden başkasını düşünmez ve beceriksiz de. Demokrasiyi tehdit eden dalgayı bir tek kişiye bağlamak yanlış, daha geniş ve daha derin bir tehdit söz konusu; böylesine gülünç birinin ülkemizi tehdit eden güçlerin halka dönük yüzü olması belki de en büyük şansımız.?
Bu cümleleri yazan hangi ülkeden ve kimden söz ediyor olabilir?
Fazla zahmet vermeyeyim: ABD´den ve Donald Trump?tan söz ediyor.
Yazı önceki gün (11 Aralık) New York Times (NYT) gazetesinde çıktı ve yazarı da 2008 yılında ekonomi alanında Nobel ödülüne layık görülmüş iktisatçı Paul Krugman.
Ülkesinin seçimle iş başına gelmiş başkanı için ?diktatör´ başta olmak üzere pek çok olumsuz ve incitici sıfatı kullanıyor Krugman; başına hiçbir şey gelmeyeceğinin bilinciyle?
Trump hakkında ondan çok daha galiz ifadeler kullananların bile başına bir şey gelmiyor ABD´de.
?Henüz? mü demeliyim acaba?
ABD diktatörlüğe doğru yol alıyor
Derdi Trump değil Nobel ödüllü yazarın; dünyamızın bugün içinden geçtiği şartlarda başka ülkelerde de kendini gösteren bir eğilimi NYT´daki köşesinde okurlarıyla paylaşıyor. Bunu yaparken de kısa süre önce yayınlanmış -benim de 29 Ekim 2018 tarihli yazımda alıntılar yaptığım- bir kitabı kendisine rehber edinmiş: Harvard Üniversitesi?nde siyaset bilimi dersleri veren iki hocanın, Steven Levitsky ile Daniel Ziblatt?ın, ?How Democracies Die?´(Demokrasiler Nasıl Ölür?) kitabını?
Steven Levitsky ile Daniel Ziblatt, kitaplarında, vaktiyle askeri müdahaleler sonrası ortaya çıktığı bilinen otoriter tak-parti rejimlerinin, şimdilerde tanksız-topsuz ortamlarda sandıktan çıkarak ülkelere egemen hale geldiğine dikkat çekiyorlar.
İktidara gelenler bu durumu daha farklı ve göze çarpmayan yöntemlerle hayata geçiriyorlar. Yazarlara göre yöntemleri de şunlar: Medyayı ele geçirmek veya korkutarak susturmak? Muhalif oyları geçersiz kılacak biçimde seçimlerde hile yapmak? Halkın oyunu kaybetse bile egemen partinin iktidardaki varlığını sürdürmesini sağlayacak yeni kurallar icat etmek? Ve yargıyı bozmak?