İşin rengi belli oldu.. Sadece Kadir Topbaş´ın değil, Ankara´da Melih Gökçek´in de neden görevden alındığını sonunda öğrendik..
Hem de birinci ağızdan..
Mesele, imar izinleriymiş..
Mesele, betonlaşmaymış..
Mesele, devasa binalara onay verilmesiymiş..
Mesele, çevreye duyarlı olmamalarıymış..
*
Cumhurbaşkanı, partisinin MYK toplantısında bu meseleyi gündeme getirmiş.. İstanbul ve Ankara´daki yapılaşmayı örnek göstermiş..
Ve demiş ki; ?Belediye başkanlarını çok uyardım. Maalesef, ?Tabii efendim, haklısınız, gereğini yapacağız´ demelerine rağmen hiçbir şey değişmedi. İstanbul´da o binaların tıraşlanması konusunda zamanında çok söyledim. ?Gereğini yapıyoruz´ dediler, ortada bir şey yok. Her yerde çok katlı binalar.´
Kadir Topbaş´la, Melih Gökçek´in neden görevden alındığı (istifa ettirildiği) açık değil mi?
Topbaş döneminde İstanbul yaşanmaz kent haline geldi..
Bina, bina, bina..
Nefes alacak yeşil alan bırakmadı..
İstanbul´da bir yerden bir yere gitmek imkânsız hale geldi.. TEM otoyoluna çıkın, iki yanı bina.. Yol 20 yıl önceki yol..
Tabii trafik akmaz..
E-5 diye adlandırdığımız yola geçin, iki yanı bina.. Yol 40 yıl önceki yol.. İki yanına hâlâ devasa binalar dikiliyor.. Bir karış boş alan bırakılmadı..
Tabii trafik yürümez..
Sahil yoluna çık, Ataköy´ün hali, Zeytinburnu´nun hali.. Cumhurbaşkanı´nın dediği gibi, İstanbul´a ihanetin abideleri..
Bu belediye başkanlarının İstanbul´u, Ankara´yı beton yığınına çevirmelerinin sebebi ne?
Rant.. İmar rantı!..
*
İhanet durdu mu?
Hayır.. Geçen gün bu köşede fotoğrafını yayımladım.. Beylerbeyi sırtlarında inşaatlar yükseliyor..
Cumhurbaşkanı bundan sonra 5+1´den yüksek bina yapılmasın talimatı vermiş..
Takipçisi olacağını söylemiş..
Soru şu; harfiyen uygulansa, bundan sonra çok katlı bina yapılmasa, İstanbul kurtulur mu?
İstanbul o kadar güzel kent ki inanın çok geç değil..
En azından Boğaz kurtulur.. En azından tarihi yarımada kurtulur.. En azından kadim semtler kurtulur..
Antalya´da muhteşem gece
Uluslararası piyano festivali için bir geceliğine Antalya´ya gittim.. Cuma akşamı kente indim, cumartesi sabah ilk uçakla döndüm..
Değdi mi?
Hem de nasıl; ziyadesiyle..
Güher-Süher Pekinel muhteşemdi..
Piyano konuşur mu?
Konuşturdular.. İzleyici sahneden bırakmak istemedi..
Hayran kaldık..
Konserin ikinci bölümünde dünyaca ünlü şef Leonard Slatkin, Akdeniz Filarmoni ile Antalya Devlet Senfoni´nin birlikte oluşturdukları orkestrayı yönetti..
Sadece ruhumuza değil, gözümüze de hitap etti..
Büyülendik..
*
Antalyalılar piyano festivalini sevmiş, benimsemiş.. Tüm konserler doluymuş..
2018 için şimdiden yerimi ayırtsam mı?