Herkes gibi sizin de bir gün bu dünyadan ayrılma vaktiniz gelecek.
Ölümün öyle fazla uzak olduğunu düşünmeyin, çok yakındır.
Şöyle bir dönüp bakın geriye, bugüne kadar olan hayatınız ne kadar çabuk gelip geçmiş öyle değil mi? İşte geriye kalan da olsa olsa en fazla bu kadardır ve böyle çabuk geçecektir. Rab olarak sadece kendisini tanıyıp bu istikamette azimle yürüyenleri, Ğafur ve Rahim’in konuk edeceği o günler herkes için öylesine yakın ki!
Varsın birileri istediği kadar çok çok uzak görsün veya inanmasın! Geleceğinden asla şüphe olmayan bir günde Allah Teala’nın huzuruna varacaksınız ve O’nun ölçülerine ve standartlarına uyarak sürdürdüğünüz Müslümanca ve tesettürlü bir hayatın, bu uğurda verdiğiniz mücadelenin karşılığını kesinlikle alacaksınız!
Emekliliğini bekleyen bir işçi ve memurun bekleyişi gibi, tezkeresini bekleyen bir askerin bekleyişi gibi, diplomasını bekleyen bir öğrencinin bekleyişi gibi, hatta onlardan daha kesin, daha yakın bir şekilde bekleyin o günü.
Evet, sizin de bir gün bu dünyadan ayrılma vaktiniz gelecek. “Benim Rabbim Allah’tır!” diye rab olarak kendinize Allah’ı seçtiğiniz için, ilah olarak, dost olarak, veli olarak Allah Teala’yı tercih ettiğiniz için ve bu doğrultuda, sapmadan bir hayat yaşadığınız için bütün yatırımlarınızı bu yöne yaptığınız için, ruhunuzda o taraf için, o dünya için bir özlemin olduğunu fark edeceksiniz,
Allah’a gidiyor olmaktan güzel bir mutluluk duyacaksınız. O’nun yolunda koşuşturdunuz, O’nun isteği doğrultusunda bir yaşantı sergilediniz, O’nu tercih ettiniz bütün ikilemlerinizde, bütün kavşaklarınızda, O’nun hoşnutluğunu dikkate aldınız, yeter ki O razı olsun dediniz...
Ve işte şimdi O’na gidiyorsunuz! Vakit geldi, arkada bıraktığınız hiçbir şeyiniz yok, zaten yaşarken bile gözünüz ve gönlünüz hep ilerdeydi. Ve dünyadan ayrılmak üzeresiniz. Sizin için o anda Allah’ın rahmet melekleri inecek de inecek:
“Biz sizin dünyada da ahirette de dostlarınızız, korkmayın, hüzünlenmeyin.” diyecekler. Zaten dünya hayatınızda bir kısmı hep sizinle beraber olan, fakat sizin göremediğiniz melekler de o esnada size görünecekler, sizi müjdeleyecekler, Allah Teala’nın vaad ettiği ve sizi bekleyen muhteşem güzelliklerden size bir bölüm, bir demet gösterecekler. Ve sonunda, Ğafur ve Rahim olan Allah’ın şanına yakışır bir karşılama ve konukluk! (41/30-32)
Her şeyden önce, ölümünüz güzel bir ölüm olacak. Ne bir korku ne bir hüzün. Dünyadan ayrılmadan, henüz canınız alınmadan Rabbinizin size Kur’an’da vaadettiği o cennetlerden görüntüler sunulacak, yani artık gözünüz hiç arkada olmayacak, dünyadan ayrılırken hiçbir şeyin hasretliğini çekmeyeceksiniz. Hazreti İsa Aleyhisselam’ın buyurduğu gibi, “Yatırımınızı nereye yapmışsanız, hazineniz neredeyse, gönlünüz orada olacak!” Melekler sizinle konuşa konuşa, sizi müjdeleye müjdeleye canınızı güzellikle, yumuşaklıkla alacaklar ve ruhunuzu yücelere çıkaracaklar, Rabbinize sunacaklar! Siz artık hakikat âlemindesiniz! Ve Allah Teala sizi hiç tahmin edemeyeceğiniz bir şekilde ödüllendirecek.
Siz zannediyor musunuz ki, böylesi bir dönemde örtünme mücadelesiyle ömrünü geçirenlere Allah Teala kıyamet günü sadece emirlerden bir emri yerine getirme sevabı, farzlardan bir farzı yerine getirme sevabı verecek?