Yapımcılığını BBO Yapım'ın üstlendiği 40, Jülide Ateş'in sunumuyla, Haber Global ekranlarında hep Perşembe akşamı gündem yaratmaya ve gündemi değiştirmeye devam ediyor.
Jülide Ateş’in 2 Temmuz Perşembe akşamı konuğu; Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu oldu.
Yapımcılığını BBO Yapım'ın üstlendiği, Jülide Ateş’in sunduğu 40 Programı'nda Karamollaoğlu’na 40 soru yöneltildi.
İŞTE JÜLİDE ATEŞ’İN SORULARINDAN SATIR BAŞLARI!
- Numan Kurtulmuş milli görüşü neden terk etti?
- Milli Görüş hareketi parçalanıyor mu?
- Türk Siyasetinin saflarını Fethullah Gülen mi belirledi?
- Fatih Erbakan Babasının mirası olan milli görüşe ihanet etti mi?
- Fetö’nün siyasi ayağı nasıl aranmalı?
- Fetö’ye destek verdiniz mi?
- Selahattin Demirtaş’ın avukatlığına neden soyundu?
- Atatürk laikliği yerine İngiliz tipi laikliği neden övüyorsunuz?
- Atatürkçü müsünüz?
- Madımak olayı sizi utandırmıyor mu?
- Cemevlerine ibadethane statüsü verecek misiniz?
Saadet Partisi Genel Başkanı, sosyal medyanın ve medyanın gündemine oturan 40 soruyu, programın formatı gereği 2 dakika içinde yanıtladı, istediği zaman ek süre aldı.
Jülide Ateş, 27. Soruda Karamollaoğlu’na “Madımak olayı sizi utandırmıyor mu?” sorusunu yöneltti. Karamollaoğlu’nun cümleleri 2 dakika ile sınırlı kalmadı ve Ateş kendisine sürekli ek süre verdi. İşte yıllar sonra Karamollaoğlu'nun ağzından Madımak yanıtları:
MADIMAK OLAYI SİZİ UTANDIRMIYOR MU?
“Ben bunu bir itham olarak görürüm. Niye beni utandırsın?
Ben bunun ne sorumlusuyum, ne de bu hadiselerin önüne geçmekle mükellef bir makamda bulunuyorum; ben belediye başkanıyım!
Hiç kimse bu soruyu valiye sormuyor, emniyet müdürüne sormuyor.
Halbuki onların görevi bu meydana gelen hadiseleri önlemek, bu hadiselerin olmaması için tedbir almaktır!
Hiç alakası olmayan bir insan niye bundan utanç duyacak?
Ha! Ben bundan dolayı üzülüyorum, bundan dolayı hayıflanıyorum niye önlemedi diye! Ben o zaman konuşmalarımı takip etmemişim, ama şimdi bakıyorum yalvar yakar olmuşum insanlara karşı, yapmayın etmeyin yarın öyle hadiseler meydana gelir ki bu direniş karşısında, çünkü orada taşlama vs. olmuş emniyet müdürü aldı beni götürdü konferansın tertip edildiği yere… O zaman gençlere yapmayın etmeyin diye yalvarmama rağmen engel olamamışım yapmayın etmeyin diye…
O zaman bütün medya bana saldırdı. Ve işin en üzücü tarafı, herhalde Milliyet Gazetesi idi, itfaiye aracının başındaki bir kişinin fotoğrafını çekti, Karamollaoğlu halkı kışkırtıyor diye yazdı. Sizde benim hiç mi fotoğrafım yoktu da bu adamın ben olmadığını bilmediniz göremediniz? Bunların hepsi kasıtlı olarak bana saldırmak için, doğrudan doğruya aslında milli görüşe saldırmak için, Refah Partisi'ne saldırmak için bahaneydi. Neden esas sorumlular hesaba çekilmiyor da bir belediye başkanı çekiliyor ki, ben fert olarak üzerime düşenden fazlasını yapmışım.
Bu konular gündeme gelince benim o konuşmalarım da çıkınca bana telefon edip 'Hakkını helal et' diyen bir çok insan oldu. 'Siz kışkırttınız zannediyorduk' dediler. Öbür taraftan da bunu söylerken kimseyi itham etmek veya hafife almak için söylemiyorum, ölen ölmüştür. Elbette insanların canı yanıyor; bir şey diyemem.
Katliam 'kasıtlı yapılıyor' diye bir şey diyemem. Ben insanların ölmesi için böyle bir şey yapıldığı kanaatinde değilim. Sonradan TV'lere bakınca gördüğüm manzara şuydu: Bir adam elinde benzin bidonu arabalara döküyor, perdeleri yakmaya çalışıyor arkasından da o hengamede insanlar hayatlarını kaybediyor. Bir komplo varsa onu yapanlar vardır, onu bulmaları gerekir."
JÜLİDE ATEŞ SORU MADIMAK SORUSUNA SORU EKLEDİ VE…
“SİVAS KATLİAMI’NIN SORUMLUSU SİZCE KİM?”
Jülide Ateş’in Temel Karamollaoğlu’nun bu açıklamaları üzerine, “Soru ekliyorum, Sivas Katliamı’nın sorumlusu sizce kim Sn. Karamollaoğlu?” diye sordu. Karamollaoğlu:
“O zamanlarda çok iddia ortaya atıldı ‘derin devlet’ diye ama kimse derin devletin kim olduğunu söylemiyor. Yani mesela bu gariptir hakikaten. Bu hadiseler olmadan 2 gün önce o zaman Aczimendiler birden bire Sivas’ta peydah oldu, Aczimendileri ben tanımam, nereden çıktı bunlar, her tarafı dolaşmaya başladılar… Bir takım iddialar, ithamlar ortaya çıktı. Yani bunlar dikkate alındığı zaman bir şey var mı diye insanın aklına soru geliyor. Çünkü 1993 Türkiye’nin en karmaşık yılıdır. O zaman Özal hayatını kaybetti, Bitlis Paşa’ya suikast o zaman düzenlendi, ihtimaldir ki böyle bir komplo hazırlanmamış olsun. Ama kim bilmiyorum, ithamda bulunmam, elimde bir delil olmadan mümkün değil, ben onun için o iddialar varsa araştırılması, ispat edilmesi icap eder. Ama bu hadiseyi kınamamak, mümkün değildir!” dedi.
CEM EVLERİNE İBADETHANE STATÜSÜ VERECEK MİSİNİZ?
Jülide Ateş, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na “İktidara gelseniz Alevilerin Cem Evlerine ibadethane statüsü verecek misiniz?” sorusunu yöneltti.
Karamollaoğlu: “Ben aynı kanaatte değilim. İbadethane farklı bir şey. Bunu gündeme getirdiğiniz zaman; bütün tekkeler, zaviyeler bunun içine girer. Müthiş bir kargaşa meydana gelir. Hem Alevilerin hem diğer tarikatların kendi mekanları, tekkeler, zaviyeleri aynı kapsamda aynı kanunlarla kapatıldı. Şimdi siz onun önünü açtığınız zaman müthiş bir kargaşa meydana gelir. Ama bunların bir tanesi ayrı bir dinmiş gibi muamele görmüyor. Ben Alevilerin içinde kendilerine bu Şamanizmin bir parçasıdır diyenlerin olduğunu biliyorum; ama ben Aleviliği İslamın bir parçası olarak görüyorum, anlayışı olarak görüyorum. İbadethane dediğiniz zaman bambaşka bir konu ortaya çıkar, işin içinden çıkacağımıza daha da karmaşık hale getiririz diye endişe ederim” dedi.
Jülide Ateş, “Buradan da Saadet Partisi’nin Cem evlerine ibadethane statüsü verilmesine olumsuz baktığı izlenimini görüyorum doğru mudur?” deyince Karamollaoğlu: “Evet ama Cemevlerine destek verilmeli, Cem evleri mutlaka korunmalı, ona bir itirazımız yok” diye ekledi.