Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Temel Karamollaoğlu Uyarıyor: Kabalık Üslup Olamaz

Veysi Dündar

Temel Karamollaoğlu Uyarıyor: Kabalık Üslup Olamaz

Türkiye çok partili hayata girdiğinden beri çok da barışçıl ve karşıdakini dinleyen bir siyasi ortama sahip olmadı. Yaşı müsait olanların bildiği 12 Eylül (1980) öncesi dönemde sağ-sol kavgası sokağa dahi taşınmıştı. 12 Eylül´ün demir yumruğu ile silahlı kavga sona ermiş, siyasetin sokağa yansıyan kavgası büyük oranda izale edilmişti.

Siyasetçinin birbirine olan hitabı ise 75 yılı bulan bu dönemde seçimi kazanmak ama karşıdakini de hep rakip olarak görmek üzerine kurulmuştu. ?Rakibim olmaz ise ben de olmam, alternatifi olmam için bir seçenekle test edilmem lazım´ bilinci belleklere kazınmıştı.

Bu seçenekli siyaset halini son 3 yılın gelişmeleri ile birlikte giderek seçeneksizliğe taşıyan siyaset dili ile giderek daha çok tanışıyoruz.

Yılmaz Özdil´in kitabına para verenleri ?keriz, enayi?, kendisi gibi oy vermeyenleri ?illet-zillet? tanımına sıkıştıran bu dilin en veciz tanımını yakın zamanda Temel Karamollaoğlu yapmıştı.

Üslubun iktidar diline yansıyan baskıcı dili iktidar blokunu de facto teşkil eden iki partinin ve özellikle blokun destekçisi mahiyetindeki MHP´nin standardı haline geldi. Bu dilin arkasında konumlanan ve sözde nesnel konumunu iktidarın arkasına ve yanında kurarak her daim haklı ve güçlü olanları ise ayrıca belirtmek gerek.

Hürriyet gazetesinin ?muhalif? ve ?tarafsız? ekibinin galiz bir üslup ile Yılmaz Özdil´i (Mine Kırıkkanat´ı) vb muhalif konumları su götürmez figürleri taşa tutmaları aslında iktidarın tepesine olan bu sarsılmaz inançla açıklanmalı.

Yandaş medyalardan devşirilen hakaret dilini anında eleştiri materyaline dönüştürmenin arka planı da bu inancın bir sonucu. Bu dilin hiçbir cezaya tabi olmadığını bilmek de aslında bu ağır dile en fazla motivasyonu veren gerçeklik.

Halkın üç aşağı beş yukarı yarısının beğenmediği iktidar blokunun kendilerinden olmayana dair ortaya koyduğu bu nobran dilin asıl amacının bir siyaset yöntemi geliştirmek olduğu aşikar.

Özgürlüklerin şampiyonu olarak kendini lanse eden AKpartinin kendi kendini yok sayan bu dili sürekli koruması ve MHP´nin giderek inandırıcılığını yitirecek kadar kabalaşan bir şiddet dili ile buna destek vermesi Türk siyasetinde görülmedik bir kırılma olarak tarihe geçiyor.

Her Pazar bir örneğini verdiğimiz içi boş ama kendisi azametli hamaset dili ile de paslaşan bu uslubun kazanma adına arkasına aldığı koskoca bir devlet aparatı ile birlikte sahip olduğu muazzam güçle birleşen kıvamı siyaseti giderek ağır bir baskı aracına çeviriyor.

Bunun en son örneğini Beka kavramı ile görüyoruz. Bekayı tek bir seçimi kendisinin dahil olduğu blokun kazanması ile tanımlayan siyasetin aslında tek amacının kendi iktidarının ya da daha doğru ifade ile iktidarın ona olan bağımlılığının devamından öte bir dileği olmadığı aşikar.

Sözde beka gerçekte ise basit bir seçim olan var/yok oyununun bu hale gelmesinin iktidarın giderek temerküz ettiği güçle ilgili olduğuna şüphe yok.

Gücün esrikliği ile konumunu pekiştiren bir siyaset anlayışının kendisi gibi düşünmeyen herkes için bekaya kast ediyor ithamını nasıl hazmedebiliriz ?

İktidarın medyalar eliyle oluşturduğu tekelci yapının temsilcileri için bu tahakküm dilini eleştirinin ötesine taşımak ise şaşıracağımız bir hal olmuyor. Hele ki farklı sebeplerle de olsa muhalefetin bir kısmına yönelik itirazı olan kesimler için de bu kaba üslup kolay bir kamuflaj sağlıyor.

Türk siyasetinin iktidar bloku ve bu blokla kendini bağlamış tüm bileşenler için iktidarın aşırılıkla bezenmiş dili bir rol model olmuştur. Bu aşırılıktan alınan özgüven muhalefete sövmeyi, hakareti ve tahkiri sıradanlaştırmaktadır.

Sosyolojik, politik ve fikri eleştiriye gerek olmadan sadece kabalıkla yol almak imkanlı hale gelmektedir.

Türkiyenin seviyesi yazık ki siyasetini kaim kılmak isteyen ve bunu en az eğitimli kesimden aldığı oylara güvenerek devam ettiren iktidar blokunun elinde irtifa kaybına devam ediyor.

Temel Karamollaoğlu´nun uyarısını dinlemekten uzak görünen bu blok irtifayı daha ne kadar düşürebileceğini test ediyor olmalı.
Bence dibe çoktan vurdu.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER