Teksas saldırganının manifestosundan: Yeni Zelanda saldırısı ve Christchurch manifestosunu destekliyorum

21 yaşındaki şüpheli, polis tarafından henüz onaylanmayan 4 sayfalık manifestosunda ABD Başkanı Trump´ın saldırı nedeniyle suçlanmaması gerektiğini belirtti

Teksas saldırganının manifestosundan: Yeni Zelanda saldırısı ve Christchurch manifestosunu destekliyorum

ABD´nin Teksas eyaletindeki El Paso kentinde alışveriş merkezinde düzenlenen saldırının baş şüphelisi 21 yaşındaki  Patrick Crusius´un olay öncesi internette 4 sayfalık bir manifesto yayımladığı ortaya çıktı. 

En az 20 kişinin ölümüne yol açtığı belirtilen Crusius tarafından kaleme alındığı belirtilen metinin saldırıdan 19 dakika önce internet ortamına yüklendiği belirtiliyor.

NBC News´ün haberine göre ise söz konusu manifestodan Amerika Birleşik Devletleri´nin iç istihbarat ve güvenlik gücü Federal Soruşturma Bürosu´nun (FBI) haberi olduğu ancak saldırganın hedefinin neresi olduğunu öğrenmek için yeterli zamana sahip olunmadığı belirtiliyor.

AK-47 model otomatik tüfek kullanan Crusius´un manifestoda AR-15 otomatik silahın aslında daha iyi olduğunu belirttiği, saldırganın katliam öncesi iki ayrı modeli de test ettiği görülüyor. 

Teksas´taki Hispanikleri hedef aldığını belirten saldırgan, saldırıyı bir aydan kısa süre içinde planladığını belirtiyor.

Crusius bununla birlikte Yeni Zelanda´da 15 Mart´ta düzenlenen ve 49 kişinin hayatına mal olan Christchurch cami saldırılarını kendine örnek aldığı anlaşılıyor:

Genel olarak Christchurch eylemcisini ve manifestosunu destekliyorum. Bu saldırı Teksas´taki Hispanik işgaline karşı düzenlenmiştir. Kışkırtıcı olan onlardır, ben değilim. Ben sadece ülkemi kültürel ve etnik yenilenmenin beraberinde getirdiği işgale karşı ülkemi savundum. Kimi insanlar bu açıklamanın samimiyetten uzak olduğunu düşünecek. Çünkü etnik ve kültürel yıkım Amerikalıları Avrupa´dan buraya getirdi. Fakat bu durum benim bakış açımı sağlamlaştırıyor. (...) Düzenlediğim saldırının kişisel olmadığını söylemeliyim. Aslında (Christchurch saldırganı Brenton Tarrant) ?Büyük Yer Değiştirme´ manifestosunu okuyana kadar Hispanik topluluk hedefimde değildi.

Saldırgan manifestoda kendisinden bahsediyor, siyasi ve ekonomik nedenlerini sıralıyor.

Nefret söylemi içeren metinde saldırgan ABD´deki siyasetçileri de hedef alıyor:

Zor gerçek şu ki; hem Demokrat hem Cumhuriyetçi liderlerimiz on yıllardır bizi alçaltıyor. Hem hallerinden memnunlar hem Amerikan tarihindeki en büyük ihanetin içindeler. (?) ABD tek partili bir devlet haline dönüşecek. Demokratlar ABD´nin tamamına sahip olacaklar ve bunun farkındalar. Demokratlar sınırları açmak istiyorlar, yasadışı kişiler için ücretsiz sağlık hizmetini savunuyorlar ve milyonlarca kişiyi oy vermek için vatandaş yapmak istiyorlar. Teksas´taki Hispanik nüfus burayı Demokratların kalesi yapacak. Teksas´ın ve birkaç eyaletin daha kaybedilmesi demek Demokratların bundan sonraki tüm Başkanlık seçimlerini kazanması demek. (?) Cumhuriyetçi Parti´nin durumu da berbat. Cumhuriyetçilerin korporasyon yanlısı tutumu aynı zamanda göç yanlısı tutum demektir. 


El Paso saldırganı ABD´ye gelen göçmenlerin ülkeye geliş nedenlerinin ekonomik olduğunu iddia ediyor:

İstatistiksel olarak, milyonlarca göçmen bağlantısını kaybettiği aileleriyle tekrar bir araya gelmek için kendi ülkelerine dönüş yaptı. Buraya iltica nedenleriyle değil, ekonomik nedenler için geldiler. Bu da teşvik edildiği takdirde Hispaniklerin ülkelerine dönme konusunda istekli olduğunu gösteriyor. Bu, şirketleri yöneten Hispanik seçkinlerin, Amerikalıları kızdırmaya devam etmenin kendi çıkarları olmadığını fark etmelerini sağlayacaktır. 

Saldırıyla ilgili hazırlanan manifestoda "Kişisel nedenler" diye bir bölüm açan Crusius, Hispaniklerin ülkenin yıkımını hızlandırmak ile itham ediyor, ABD´yi ırklara göre bölmekten bahsediyor:

Hayatım boyunca olmayan bir geleceğe hazırlandım. Hayalimdeki iş kendi kendine gelişecekti. Hispanikler, sevgili Teksasımın yerel ve ayalet yönetimini kontrol altına alacak ve ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için politikayı değiştirecek. Texas´ı ülkemizin yıkımını hızlandıracak politik bir darbenin aracı haline getirecekler. Eğer bu dosyadan bir şey anlamıyorsanız şunu hatırlayın: Eylemsizlik bir seçimdir. Artık dayanamıyorum. Ülkemiz yıkımın eşiğindeyken hareketsizlikten utanç duyuyorum. Avrupalı yoldaşlarım, ülkelerini istila eden milyonlarca göçmeni kovmak için gerekli silah haklarına sahip değil. Oturup ülkelerinin yanmasını izlemekten başla çareleri yok. Amerika sadece içten dışa doğru yok edilebilir. Bu yüzden eylemlerimi kusursuz görüyorum. Amerikan hükümeti daha kısa sürede daha çok insan öldürmüştü. Her ne kadar göçmen olmayan diğer hedeflerimin daha büyük etkisi olsa da, kendi vatandaşlarımı öldüremem. İkinci ve üçüncü kuşak Hispanikler sendikalar oluşturuyor ve herkesten daha yüksek mevkilere geliyor. Tüm Amerikalıları sınır dışı etme ya da öldürme fikri korkunç. Birçoğu en az beyazlar kadar ülkemizi inşa etmek için çabaladı. Şu an en iyi çözüm her ırk için en az 1 bölgeye sahip konfederasyona bölmek olacaktır. Bu fiziksel ayrılık ırk karışımını ortadan kaldıracak. Ölümüm muhtemelen kaçınılmazdır. Polis tarafından öldürülmesen bile biri tarafından vurulacağım. Ailemin benden nefret edeceğini bilmek üzücü. Bu yüzden mermim bitse bile teslim olmayacağım. Unutma, yüksek güvenlikli yerlere değil, düşük güvenlikli mekanlara saldırın. Tehlikeli bir hedefte hayatını tehlikeye atma, çok zorsa başka bir gün saldırmak için bekle. İdeolojim birkaç yıldır değişmedi ve aynı. Göç ve diğer konular hakkındaki görüşlerim aynı. Bunu buraya koyuyorum çünkü bazıları saldırı yüzünden Başkanı ve diğer adayları suçlayacak. Medya muhtemelen Trump´ın söylemi üzerinden saldıracak.

Kaynak: Independent Türkçe