Dizilerde güç göstergesi olarak toplum bilincine kazınan ve internetten ucuz fiyatlara temin edilen silahlar yılda ortalama 4 bin 500 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oluyor. Geride binlerce gözü yaşlı aile kalırken, katiller hak ettiği cezayı ancak yoğun baskılar sonucunda alabiliyor.
Resmi olmayan rakamlara göre her yıl 4 bin 500 kişi bireysel silahlanmadan mağdur olarak hayatını kaybediyor. Yol tartışması, ilişki anlaşmazlıkları, hatta arkadaşlık teklifini kabul etmeme veya kaza kurşunu gibi basit sebeplerden dolayı katledilen binlerce kişi toplumun kanayan yarası hâline geldi. Dizi ve filmlerde özendirilen ve internet ortamında kolaylıkla temin edilen, fiyatı oldukça ucuz olan silahlardan çıkan kurşunlar binlerce kişinin ölümüne, on binlerce ailenin de parçalanmasına sebep oluyor. Avukat Yurdal Kılıçer ve yakınlarını bireysel silahlanma ile kaybeden aileler Millî Gazete’ye konuşarak olayın korkutucu boyutunu anlattı.
“BİREYSEL SİLAHLANMA DEVLETE GÜVENİ AZALTIYOR”
Avukat Yurdal Kılıçer, “Silah savunmadan ziyade saldırı amaçlı bir üretimdir. Silah edinen kimsenin savunma amaçlı kullanmasını beklemek güven duygusu değil, toplumun örgütlü yapısına bir darbe olup kişilere fazladan bir sorumluluk da yüklemektedir. Silah edinen her kişinin ruhsal durumunu denetlemek fiilen mümkün değil. Devletin vatandaşları arasında silahlı ve silahsız şeklinde bir güç dengesizliği oluşturması da eşitlik fikrine aykırıdır. Bu eşitsizlikle devlet ve toplum bireyleri, yine bireyin yaşam hakkına saldırıda bulunuyor. Tüm bu olumsuz değerlendirmeler yanında bireysel silahlanmanın devlet kolluk güçlerinin güvenlik sağlama fonksiyonunu azaltan toplumda devlete duyulan güveni sarsan bir etkisi vardır” ifadelerini kullandı.
“ORTAMDA SİLAH BULUNMASI BİLE ŞİDDET DÜZEYİNİ ARTIRIYOR”
Silahın varlığının bile şiddeti artırdığını söyleyen Kılıçer, “Çeşitli psikoloji araştırmaları, bir ortamda silah bulunmasının, yalnızca bunun bile şiddet düzeyini artırdığını gösteriyor. Çehov, bunu psikoloji araştırmalarından çok önce bir sanatçı öngörüsüyle sezmişti ‘Eğer bir oyunun ilk bölümünde ‘duvarda bir tüfek asılı’ diyorsanız, ikinci veya üçüncü bölümde o silah patlamalıdır’ diyordu. İşte o tüfeğin orada asılı durması, tek başına şiddete yol açıyor. Çünkü silahlar insanların aklına şiddeti ve şiddet eylemlerini daha hızlı bir biçimde getiriyor. Kullanması da çok pratik; planlama yapmaya bile gerek kalmıyor” dedi.
“2 YIL 11 GÜN YAŞAMAK İÇİN MÜCADELE VERDİ”
Maganda kurşunuyla vurulan ve katili halen bulunamayan Emre’nin babası Bülent Çavuş, gazetemize konuştu. Çavuş, “2015’in Ağustos ayında Emre arkadaşlarıyla yolda yürürken bir magandanın sıktığı mermi ensesine isabet etti. Vücudunun % 99’u felç kalarak Cerrahpaşa’da 7 ay yoğun bakımda tedavi gördü. Solunum cihazına bağlandı, midesinden besleniyordu. Biz ailesi olarak araştırdık, 7 ay mücadele ettik. Doktorların yaşamaz dediği oğlum, solunum cihazından ayrıldı. Biz taburcu olduğumuzda iyi fizik tedavi önerdiler. Devlette böyle fizik tedavi yok. Şişli’de yüksek meblağlarda klinik bulduk. Ellerine, omuzlarına hisler gelmeye başladı. Evimizi sattık, borçlar aldık. Soluk borusunda sıkıntılar vardı. O ameliyattan sonra enfeksiyon tespit edildi ve vefat etti. 2 yıl 11 gün yaşamak için mücadele verdi. Adli tıp raporunda enfeksiyonun vurulmaya dayalı olduğu söylendi. İlk günlerde bize gelip vuran kişinin adını verdiler. Yargıya taşıdık. Bize söyleyen kişiler karakola, savcıya gidip görmediklerini söylediler. O yüzden 4 yıldır mücadele ediyoruz ama bir arpa boyu yol ilerleyemedik. Zanlı yapmadığını söylüyor ama başka 22 suçtan hapiste” dedi.