Firmalar, tabir caizse yana yakıla faizlerin indirileceği ve kredi şartlarının gevşetileceği zamanı araştırıyor; Haziran’da aylık enflasyon oranı %1,64 gelince de umutlandılar.
Acaba bu umut isabetli bir beklenti mi?
Enflasyon, iktisadi faaliyetlerin yani yatırım ve tüketim harcamalarının aşırı derecede artmasıyla ve enflasyonla mücadele de, iktisadi faaliyetlerin yani yatırım ve tüketim harcamalarının artış hızının düşürülmesiyle mümkün olabilir.
Enflasyonu yükseltmek çok zor değil; kamu harcamaları aşırı oranlarda artırılır ve kredilerde kontrolsüz bir genişleme olursa, enflasyonun yükselmesi de kaçınılmaz olur.
Enflasyon artışı; büyük bir kayanın bir tepeden aşağıya doğru itilmesi ve enflasyonla mücadele de, bu kayanın tekrar o tepeye çıkarılması eylemlerine benzer.
Enflasyon kayasını aşağıya yuvarlamak ne kadar kolaysa, yukarıya çıkarmak da o kadar zordur.
Büyük vinçler, taşıyıcı kamyon, tepeye çıkan bir yol inşası, yol üstündeki ağaçların sökülmesi, mühendislik ve uzmanlık hizmetleri vs. gibi.
NE ZAMAN
Enflasyonla mücadelede faiz oranları artınca, bu, faiz geliri elde edecek birikim sahipleri için bir ödül vaadi; yatırım ve tüketim harcaması yapacak olanlar için de bir maliyet artış tehdidi olur.
Türkiye’de son bir yılda faizler, beklenmedik seviyelere yükseltilmesine rağmen iktisadi faaliyetler yeterince gevşemedi.
Fakat eninde sonunda iktisadi faaliyetler yavaşlayacak ve bu yavaşlamanın etkisiyle de enflasyon düşecektir.
Fakat önce kamu çalışanları ve emeklilere Temmuzda ödenecek %24,7 zam ile akaryakıt ve elektrik gibi bazı kamusal ürünlere yapılan zammın etkilerinin izlenmesi gerekiyor.
Fakat mevcut politikalar devam ederse enflasyon, er ya da geç yavaşlayacaktır.
Soru: Peki, hangi veriler izlenerek önce enflasyonun düşeceği ve ardında da faizlerin indirileceği anlaşılabilir?
Mesela FED’in de yakından takip ettiği bütün iktisadi faaliyetlerin nihai çıktısı olan işsizlik oranı %11’e çıkınca mı?
Mesela büyüme hızı iki çeyrek üst üste %2.2’nin altında gerçekleşince mi?
Mesela enflasyon oranı üst üste üç ay %2’nin altında gelince mi?
Mesela bugün %1,5 civarında olan sorunlu kredilerinin toplam nakdi kredilere oranı %5’i geçince mi?
Vs. vs. vs.
FAİZ İNDİRİM ŞARTLARI
“Yüksek enflasyon ve yüksek faiz” katmanlı nedenselliklerin bir sonucuyken, Türkiye’nin, enflasyon ve faiz sorununu tek bir süreçte ve standart politikalarla çözmeye çalışması istenen sonuçları vermeyebilir.
Enflasyonu %75’ten %25’lere düşüren politikalarla, %25’lerden %10 civarına düşürme politikaları aynı olamaz.
%10’dan %5’e indirmekse, muhtemelen, enflasyonla mücadelenin en zor olan aşaması olabilir.
Enflasyonun %20’lere inmesi durumunda faizlerin de %30’lara indirilmesi gerektiğine kimsenin itiraz etmeyeceği kesin.
Peki, enflasyon %20’lere ne zaman inecek?
Cevap: TCMB beklenti anketine göre 12 ay sonra, yani Haziran 2025’te enflasyon %31,75’e kadar düşebilir.
Yani TCMB beklenti anketlerine göre enflasyon en erken 14 ay sonra %30’un altına ve 2026 Ağustos’unda da %15 civarına düşebilir.
Peki, 2025 Haziran sonuna kadar faizler düşürülmemeli midir?
Enflasyon bir ekonomi için tahripkâr bir olgudur, amenna; gereksiz oranda yüksek faizler de kalıcı ve yıkıcı daralmalara sebep olabilir.
Ezberleri ve klişe söylemleri geride bırakarak bazı öngörüler yapılabilir:
Mesela faizler, dönemsellikten bağımsız olarak, 1) gelecekte beklenen enflasyon oranları %30’un altında gerçekleştiğinde ve/veya enflasyon üç ardışık ay boyunca %2,2’nin altında örnek %2,1 (yıllık %28,3) geldiğinde düşürülebilir.
2) İşsizlik oranı, erkeklerde %10’a ulaştığında düşürülebilir.
3) Bankaların %1,5 civarında olan sorunlu kredi oranları (NPL) %3,5’i aştığında düşürülebilir.
4) Büyüme oranları iki çeyrek üst üste %2’nin altında gerçekleştiğinde düşürülebilir, vs. vs. vs.
Görüldüğü gibi faiz indirim takvimi ne kolay işleyecek bir süreçtir ne de otomatiğe bağlanacak kadar standarttır; ihtimam ve kararlılık şart.
Yukarıda dört maddede vurgulanan göstergeler pek çok kritik ekonomik gelişme ve süreç için aslında bir sonuçtur; böyle olduğu için de tek bir veri bile faiz kararında etkili olabilir.
Elbette faizlerin düşmesinin sonucu olarak enflasyonun tekrar nüksetmesi tam bir felaket olur.
Bunun için de faiz indirimlerinin yapıldığı dönemde kredi büyümesinin biraz daha kısıtlanması, mesela aylık kredi büyümesinde üst sınırın %1,5’a indirilmesi sigorta görevi görebilir.
Bu yıl faiz indirimi imkânsız görünüyor. Fakat 2025 Mart ayından itibaren faiz indirimlerinin başlamasını ve 2025 yılsonunda bu indirimlerin %35’e kadar inmesini hem bekliyor hem de diliyorum.