Tarikat ve Cemaatlere Saldırılar Organize İşe Benziyor

Birkaç gündür iç gündemde Şeyh olduğu iddia edilen birine atfedilen istismar olayı var.

Tarikat ve Cemaatlere Saldırılar Organize İşe Benziyor

Doğru Haber Gaztesi yazarı Yusuf Can'ın "konuya dair" yorumu...

Ancak bu seferki olayda Laik/Kemalistlerle bir olup; “Sapık- sapkın şeyh” manşetleri atan sözde aynı mahallenin duyarlı basın yayın organları ve ekranlara çıkıp ben/biz bu tür tarikatlardan beriyiz diyen insanlar görülüyor.

Mesela bunlardan biri şu ifadeleri kullanıyor:

(Fatih Altaylı’ya hitaben) “Sizin bu tarikatlarla işiniz olmadığı için bilmezsiniz ama benim ömrüm bunlarla mücadele ile geçti. Çünkü İslam’da yerleri yoktur. Ve diyorsunuz ya hangisi öyle hangisi değil ne bilelim. Ben size söyleyeyim. Bunların arasında öyle olmayanı yoktur. Hepsi aynıdır. Hepsinde türlü rezalet vardır.” Diyor.

Bir diğeri sarığıyla çıktığı Tv programında olaya başka bir boyut katarak şu açıklamada bulunuyor:

“Devlete sızmak isteyen tarikatların olduğunu” ifade ederek selefi akımların da fazlasıyla yükselişte olduğunu bunun önüne geçilmesinin gerektiğini savunuyor;

“Selefi derneklerin mutlaka kontrol edilmesi lazım. Silahlanmanın önüne geçilmesi lazım.”diyor. Devamla;

"Şimdi 3 tane tehlike var. Cemaatlerden mutlaka istihbaratın bildiği dış güçlerden emir alan, dış güçlerle görüşen.. Amerika'yı katmıyorum. Amerika zaten belli. Rusya, Almanya ekolleri var. Şimdi bunların bulunması lazım.” diyerek de hedef gösteriyor.

Tabii bu istismar olayında bizim mahalle denilen çevrenin tepkileri Laiklerin çok hoşuna gidiyor.

Yaşanan olayın şekli ve kişilerin yaşları nedeniyle savunulacak bir durum söz konusu değil elbette.

Ancak insanların kafasını karıştıran birkaç şey var ki onlara değinmeden geçmek olmaz;

-Sosyal medyada bahsi geçen Şeyh(!)ile ilgili bazı fotoğraflarda ODA Tv personeli olduğu söylenen kişilerle yemek görüntüleri mevcut. Acaba bu fotoğraflar gerçek mi? (Bu olay 28 Şubat sürecinde Ali Kalkancı ve Fadime Şahin ile ilgili yaşananları hatırlatıyor)

-Fotoğraflar gerçekse bu şahıs ‘Bir operasyon aparatı olarak mı bulunduğu çevreye ve konuma getirildi?’

-Bu istismar olayı basında yer almadan iki gün önce bu Şeyh(!) denilen şahıs ile ilgili Sol Kemalist sitelerde haberler çıkmaya başlamıştı. Bu haberlerde;

“Uşşaki Tarikatı Şeyhinden skandal ifadeler; denilerek bazı siyasilerin tepkileri şu şekilde aktarılıyordu;

“-Skandal açıklamalara İYİ Parti Genel İdare Kurulu üyesi Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır'dan sert tepki

-CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de sert çıktı…”

Sol Laik Kemalist kesimin hep bir ağızdan verdiği haberlerin üzerinden daha iki gün geçmişken bu istismar olayının patlak vermesi insanın aklına “Acaba birileri bu ortamı hazır hale mi getirdi?” Sorusunu getiriyor.

-Kültürlü edepli saygın ve ELİT(!) diye geçinen Mütercimler’in İmam Hatip’ler genellemesi, sonra kıvırarak özür dilemesi. Ancak buna rağmen kendi mahallesinde kimsenin Mütercimleri eleştirmemesi sıradan olaylar mı?

-Tarikat ve Cemaatlere saldırı furyasının başlatılması. Bu işi kim organize ediyor?

-Tarikat ve Cemaatlerden birileri yanlış yaptığında(Nefsine uyduğunda/günah işlediğinde/hata yaptığında…) neden tüm Müslümanlara mal ediliyor da aynısını Laik Kemalistlerden birileri yaptığında neden sıradan bir şeymiş gibi kimse konu etmiyor?

- Laik mahallenin yaşam tarzında alışageldikleri Flört- Çıkma…gibi gayri İslami ve gayri ahlaki yaşam tarzlarını o kadar normalleştirmişler ki neredeyse tüm toplum bunu kanıksayacak hale gelmiş. Kendi ahlaksızlıklarını, çarpık ilişkilerini v.s dile getirmeyenler neden sürekli İslami kesime teleskopla bakıyorlar?