Tam 94(*) yıl önce bugün yani 1925 yılının 25 Kasım günü Türkiye'de Şapka İnkılabı ilan edildi ve tüm vatandaşlar şapka giymeye zorlandı. Dönemin 'Cumhuriyetçi elitleri' tarafından fes, sarık vb. gibi bir bakıma toplumun özünü teşkil eden alışılagemiş giyim tarzı aşağılanarak cahillik ve medeniyet düşmanlığı olarak kabul edildi ve şapka takmayan bu dayatmaya boyun eğmeyen bazı isimler idamla cezalandırıldı.
ŞAPKA KANUNU VE İDAMLAR
Usta kalem Yavuz Bahadıroğlu Şapka Kanunu'nu ve beraberinde getirdiği katliamları kaleme aldığı bir köşe yazısında şöyle özetliyor:
“Şapka inkılâbından önce başlara ne giyilirdi? Şapka inkılâbında kaç kişi asıldı? O süreçte Hamidiye Zırhlısı’nın Rize'yi bombaladığı doğru mu?”
* Osmanlı Devleti’nde, çok çeşitli başlıklar kullanılırdı. Bunların en yaygını ise “kavuk” ve “külah”tı.
Öyle zamanlar oldu ki, sadece saraydaki yüksek rütbeli subayların giydiği başlık çeşidi 43’e çıktı. Hükümet ve devlet görevlilerine ayrılan başlık sayısı ise 27 idi. Hiç kimse kendine ait olmayan renk ve şekilde bir başlığı başına koyamazdı. Sadrazamdan kâtibe kadar herkesi şapkalarından tanımak mümkündü (Bu mezar taşlarına kadar yansıdı).
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırıldığı tarih olan 1826’ya kadar bu böyle devam etti. O tarihi takip eden günlerde, Akdeniz’de seferde bulunan Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) Koca Hüsrev Paşa, Sultan İkinci Mahmud’un, Yeniçeri Ocağı’ndan geriye hiç bir alâmet ve kıyafet (adetimizdir, öteden beri biz kılık kıyafetle uğraşmayı severiz) bırakmak istemediğini öğrenince, Tunus’tan bir miktar fes alıp tayfalarına giydirdi. İstanbul’a döndüğünde, subaylarıyla birlikte Padişah’ın huzuruna başında fesle çıktı. Fes, yenilikçi Padişah’ın hoşuna gitmişti.
(*) Bu yazı, 25.11.2019 tarihinde habervakti.com'da yayınlamış olup, önemine binaen, kaynak belitip iktibas ederek yayınlıyoruz...
Kaynak: Haber Vakti