Tarih: 24.04.2019 11:28

Tarihte Bugün... 93 Harbi (1877-78 Osmanlı Rus savaşı)

Facebook Twitter Linked-in

19. yüzyılın son çeyreğine girildiğinde, Avrupa´daki dengeler yavaş yavaş değişiyordu.

Kırım Savaşı´nın ardından 1856´da toplanan Paris Konferansı ile oluşan statüko artık geçerli değildi. 
Paris´te varılan anlaşma uyarınca, Osmanlı Devleti´nin toprak bütünlüğü Avrupalıların güvencesi altına girmişti. Boğazlar da çarlık Rusyası´na kapatılmıştı. 

Bu durum, İngiltere´nin sömürgesi Hindistan´a uzanan ve ekonomisi için hayati önem taşıyan ticaret yolunu güvence altına alması anlamına geliyordu. Bir başka deyişle Rusya, sıcak denizlerden uzak tutuluyordu.

Ancak Paris´te varılan anlaşmadan yaklaşık 15 yıl sonra İtalya ve Almanya´nın siyasi birliklerini sağlamasıyla, Avrupa´nın üç büyük gücü; İngiltere, Fransa ve Avusturya-Macaristan´ın öncelikleri değişti. 

Statükonun bozulması, Petro´dan bu yana sıcak denizlere inme siyaseti güden Rusya için yeni bir fırsattı. 

Osmanlı´ya bağlı Balkan halkları arasında ?panslavizm? propagandası yapan Çarlık Rusyası, bir yandan birbirini ardına patlak veren isyanları kışkırtıyor, diğer yandan da kendisini Ortodoks halkların kurtarıcısı olarak konumlandırıyordu. 

Aynı dönemde, borç yükü altındaki Osmanlı´nın vergileri artırması; Bosna-Hersek, Bulgaristan ve Sırbistan´da patlak veren isyanları tetikliyordu. Bu isyanlar güçlükle bastırılıyordu. Son olarak 1875´te Rusya´nın desteğiyle Sırbistan´da başlayan ayaklanma da askeri bir müdahale ile son bulmuştu. 

Ancak Avrupa basınında yer alan ve çoğu asılsız olan katliam haberleri Hıristiyan dünyasında geniş yankı uyandırmaktaydı. Gazetelerde yer alan haberlerde, 1864´te yaşanan büyük Çerkes sürgünün ardından bölgeye yerleştirilen Kafkas Müslümanlarının yerli halklara yönelik katliamlar gerçekleştirdiği öne sürülüyor, ancak isyan eden halkların Müslüman köylerini yakıp yıktıklarından söz edilmiyordu. 

Charles Darwin gibi bilim adamları, Oscar Wiilde ve Vıctor Hugo gibi yazarlar da, Avrupa´da Osmanlı karşıtı bir kamuoyu oluşmasına katkı sağlıyodu. 

Rusya´nın yeniden güneye inecek bahaneler bulmasını istemeyen İngiltere, artan kamuoyu baskısının da etkisiyle tarafların bir araya gelmesine öncülük etti.

Analizin devamı...




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —