Kültür ve Turizm Bakanlığı´nın "Tarihin Tanıkları:Köprüler" başlığıyla seçtiği Türkiye´nin en görkemli 13 köprüsünün başında yer alan Aspendos Antik Kenti´ndeki Alaeddin Keykubad Köprüsü, eşsiz mimarisiyle turistlerin ilgisini çekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı "kültürportalı" üzerinden "Tarihin Tanıkları: Köprüler" başlığıyla, duyurduğu Türkiye´nin en görkemli 13 köprüsünü arasında ilk sırada olan Serik ilçesi Köprüçay üzerindeki Alaeddin Keykubad Köprüsü, uzunluğu, mimari yapısı ile dikkati çekiyor.
Bölgedeki köylülerin hala kullandığı, üzerinden hem kendileri geçtiği hem de hayvanlarını geçirdikleri 220 metre uzunluğundaki Alaeddin Keykubad Köprüsü, çay ortasındaki dirsekli yapısı ile de farkını gösteriyor.
Pamfilya döneminin en önemli geçiş güzergahları arasında yer alan ve Roma döneminde yapılan köprünün, doğal afetler sonucu yıkılmasının ardından Selçuklu döneminde yeniden inşa edildi. Köprünün inşa kitabesi ise ilk kemer ayağının duvarında yer alıyor. Kitabelerde köprünün Sultan Alaeddin Keykubad ve oğlu Sultan 2. Gıyaseddin Keyhüsrev´in inşa ettirdiği belirtiliyor.
Bu sene Aspendos yılı
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalya´da her yıla bir tema ismini verdiklerini belirtti. 2018 yılına "Perge yılı" adını verdiklerini anımsatan Karaloğlu, 2019´un ise "Aspendos yılı" olduğunu kaydetti.
Antalya´nın tarihi ve kültürel varlıklar açısından çok zengin olduğunu vurgulayan Karaloğlu, "Bu tarihi ve kültürel varlıkların daha fazla değerlendirilmesi, kentin tanıtımında daha fazla kullanılabilmesi maksadıyla bu yılın adını Aspendos koyduk. Aspendos´un sadece antik kentten ibaret olmadığını arkasında önemli bir antik kent, kente su getiren antik çağdan kalan muhteşem su kemerleri ve şehrin tamamlayıcısı Alaeddin Keykubad Köprüsü´nün de olduğunu anlatmak istiyoruz." dedi.
Alaeddin Keykubad Köprüsü´nün kent için oldukça önemli bir tarihi eser olduğuna işaret eden Karaloğlu, şöyle konuştu:
"Roma döneminde bölgede bir köprü var. Ancak zaman içerisinde doğal afetler nedeniyle yıkılmış. Alaeddin Keykubad ve sonraki dönemde köprü Selçuklular tarafından yapılmış. Kitabesinde de bu ifade ediliyor. 2004 yılında Karayolları Genel Müdürlüğünce bir restorasyon çalışması yapılmış. Köprü hala ayakta ve kullanılabilen bir köprü. Köprü düz bir hatla çayı geçmiyor. Bir dirsek ve virajla karşıya geçen, mimarisi bakımından Türkiye´deki orijinal köprülerden bir tanesi. Pamfilya bölgesinin en önemli iki şehri Side ve Aspendos´u birbirine bağlayan bir köprü. Hem Roma hem Selçuklu hem de Osmanlı döneminde Köprüçayı geçebilmek için en önemli güzergah olan tarihin gerçek bir tanığı."
Köprünün zamanın teknolojisi ve mimarını çok iyi yansıttığını anlatan Karaloğlu, şöyle devam etti:
"Her dönem kullanıldığı için ayakta kalmayı başarmış bir tarihi yapı. Köprüçay o bölgedeki en büyük nehrimiz. Köprü, ayağının bir tarafını bir kaya bloğun içerisinde, karşıdaki ayağı da başka bir kaya bloğuna dayanabilmek için bir dirsek vererek yapılmış. Ciddi bir mimari özelliği olan bir köprü. Onun için daha çok dikkat çekiyor. Bölgedeki insanımız hem kendi geçişi hem de hayvanlarının o nehri geçebilmesi için kullanıyor. Hala yaşayan, insanlığa faydalı olan bir yapı."