Tarih: 27.10.2019 16:58

Taha AKYOL; Lozan İçin Yeni Üslup?

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lozan antlaşması konusundaki görüşleri öteden beri biliniyor. “Bize yutturdular…” sözüyle özetlenebilir.

Erdoğan Lozan konusunda ilk defa mutedil bir konuşma yaptı:

“İstiklal Harbimizi zaferle sonuçlandırmamızın ardından Lozan’da varılan mutabakat, kabul edebileceklerimizin asgarisini oluşturuyordu. Öyle ki, Samsun, Erzurum, Sivas ve Ankara hattında şekillenen istiklal mücadelemizin hedefi olan Misakı Milli sınırlarımızdan dahi ciddi fedakarlık yaparak bu neticeye ulaşmıştık. Hiç şüphesiz, bu tür esneklikleri dönemin şartları içinde düşünmek, değerlendirmek, yargılamak gerekir. Bunu yapacak olan da tarihçilerdir.” (21 Ekim)

Evet, Lozan dahil siyasî kavgalara konu olan tarihî meseleleri artık günlük siyasetin dışına çıkarmak, tarihçilere bırakmak gerekiyor.

Lozan’i eleştirmenin ötesinde kötülemek için istismar edilen konulara kısaca değinmek istiyorum.

MISAK-I MİLLİ SINIRLARI

Misak-ı Milli’ye göre Musul, Kerkük ve Batum alınacak, Batı Trakya’da plebisit yapılacaktı. Batum Lozan’da görüşülmedi çünkü Doğu’da Karabekir Paşa’nın Ekim 1920’deki zaferiyle bugünkü sınırlarımız çizilmiş, Gümrü, Moskova ve Kars antlaşmalarıyla onaylanmıştı.

Mustafa Kemal’in, Misak-ı Milli sınırlarını anlatan, Musul, Kerkük ve Süleymaniye’yi içine alan konuşmaları vardır. Fakat güç dengesinde bu mümkün olmadı.

1915’teki Gizli Sykes-Picot anlaşmasında Musul Fransa’ya verildiği halde, İngilizler Fransa’yı Suriye’ye iterek Musul’u almışlardı.

Lozan’da Curzon bir milim geri adım atmadı. Türkiye ancak askeri harekatla Musul’u alabilirdi. Fakat…

Muhafazakar Başvekil Rauf (Orbay) Bey’in 28 Ocak 1923 günü TBMM gizli oturumda söylediği şudur:
“İngiliz tayyarelerine, İngilizlerin maddi vasıtalarına ve diğer vasıtalarına, silahına vesairesine karşı koyacak vasıtaları tedarik ederek harp etmek Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin kudreti dahilinde değildir!”

Rauf Bey elimizde benzin bile olmadığını söylemişti.

Ayaklanan Musul Kürtlerine İngiliz uçakları katliam yaptığında kimsenin elinden bir şey gelmemişti.

Karabekir’in de bir uyarısı vardı: Biz orduyu Musul’a gönderirsek, Yunanistan, Batı Trakya’da yaptığı askeri yığınakla Trakya’yı yeniden işgal edebilirdi.

TAZMİNAT MESELESİ

Yunan ordusunun Anadolu’da yaptığı katliam ve tahribat için Yunanistan’dan istediğimiz 160 milyon altın liradan İsmet Paşa feragat etmiş, karşılığında sadece Karaaağaç tren istasyonunu almıştır!

Evet doğrudur bu. Fakat…

Müttefikler de Almanya’dan istedikleri gibi bizden de savaş tazminatı istiyorlardı... Venizelos, 1914’ten itibaren Türkiye’den göçen Rumların taşınmazları için tazminat istiyordu…

Sonunda bütün taraflar taleplerinden vazgeçti…

Rauf Bey karşılıklı feragati onayladı fakat Karaağaç’ı bence haklı olarak yetersiz buldu; bu tartışmada İsmet’le Rauf’un arası açıldı…

Fakat bu konu da Lozan’ın geneline leke düşürecek çapta bir mesele değildir.

ADALAR MESELESİ

Balkan Harbi’nde Ege Adalarını Yunanistan almış, biz de imzalamıştık.

12 Adalar ise İtalyan işgalindeydi; hukuken sonuca bağlanmamıştı. Hukuken elimiz güçlü sayılabilirdi fakat İtalya Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri arasındaydı…

İtalyan donanması, İngiliz v e Franz harp gemileriyle birlikte İzmir limanında bekliyordu!

Lozan’daki İsmet Paşa’yı baskı altına almak için İngiltere Malta’daki donanmasına İzmir ve İstanbul yönünde hareket emri vermişti... Buna karşılık bizde Mustafa Kemal ve Fevzi Paşalar, kara ordusunu “teyakkuz”a geçirmişti…

Bazı adalar için savaş açsaydık, elimizde bırakın donanmayı kıytırık bir çıkarma gemisi, hatta asker taşıyacak tekneler bile yoktu.

Milli Mücadele liderleri bu konularda hamasete kapılmadılar, siyasi rasyonalizmle hareket ettiler. Sınırlarıyla ve istiklaliyle Türkiye Lozan’ın en büyük başarısıdır, tartışılabilecek konular esasa müessir olacak konular değildir.

Tarih, günlük siyasetin gelgitlerine bırakılamayacak kadar önemlidir. Tarih belgelerden, tarihçilerin araştırmalarından öğrenilir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —