Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Taha Akyol; Adalet özlemiyle bir yıl daha

Karar’da İlk yazımın başlığı “Hukuk yolunda” idi.

Taha Akyol; Adalet özlemiyle bir yıl daha

 

Karar gazetesinde ilk yazım 23 Ocak 2019'da çıkmıştı. Bir yıldır beraberiz.

Karar’da İlk yazımın başlığı “Hukuk yolunda” idi.

Doldurduğumuz 2019 yılında “hukuk yolunda” ne kadar mesafe aldık?

Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay 16. Ceza dairesinin kararlarından evrensel hukuka uygun olanları saymazsak, iktidar icraatı olarak bu bir yılda “hukuk yolunda” ilerlemeler kaydettiğimizi söylemek zordur.

Evet, iktidar gösterişli toplantılarla “Yargı Reform Stratejisi” paketlerini açıkladı ama yargının işleyişinde belirgin bir etkisi olmadı.

Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri hakkında FETÖ suçlamasıyla bu “paket”lerden önce davalar açılmıştı; bu paketler açıklandıktan sonra mahkumiyet kararları verildi!

Ne değişmiş?..

İbrahim Okur’a verilen haksız 10 yıl hapis cezası da bu “paketler” açıklandıktan sonradır! Göreceksiniz, nihayet AİHM’den dönecektir!

Hele “KHK mağduriyetleri” yargısız siyasi infazlardır.

SİYASETİN ADALETİ

2019’da Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararlarına direnerek, Anaya Mahkemesi’nin ve AİHM’nin “ihlal” kararlarını yok sayarak mahkumiyetler de verildi!

Son örnek, Osman Kavala hakkında AİHM “derhal tahliye” (immediate release) kararı verdi; üstelik tutuklamanın “siyasi” olduğunu da belirtti… Dünya âleme ilan etti.

Mahalli mahkeme AİHM’nin bu kararına uyacak yerde, topu Adalet Bakanlığına attı!

Siyasi bir makam olan Adalet Bakanlığı AİHM kararını ‘temyiz’ edecek miymiş, karar kesinleşecek miymiş?..

Siyaset bu kadar etkili olursa…

Hele de gazeteci Deniz Yücel’in tahliye edileceğini Berlin’de Merkel’e siyaset açıklamışsa… Demirtaş için “tahliye edemeyiz” diye mahkemeden önce siyaset karar vermişse…

Ve de yeni sistemde yargı yönetimi siyasi iradenin tercihlerine tevdi edilmişse…

Hangi “yargı töreni” ile yargımızın siyasi müdahaleden uzak olduğuna dünyayı inandırabiliriz?

Onun için umut verici işaretler siyasetten değil, AYM’nin ve Yargıtay 16. Ceza Dairesinin evrensel hukuka uygun kararlarından geliyor.

Siyasetin adaleti hukuka göre değil, siyasi güce göre oluyor!

REFORM KİMLİĞİ?

Mesele sadece hukukun zayıf kalmasının vatandaşlarda yarattığı ağır sıkıntılardan, geniş haksız tutuklamalar ve Yargıtay kapısında bekleyen mahkumiyetlerden ibaret değil. Yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına güvenin sarsılması büyük sorunlar yaratıyor.

Adalet Bakanı Gül, Deniz Zeyrek’e “reform aynı zamanda bir iklimdir” demiş, reform ortamının oluşmasıyla iyileşmeler olacağını söylemişti. (3 Haziran 2019)

Doğrudur fakat siyasi irade öyle bir “iklim” yaratmadı, reform paketleri uygulamadaki ağır sorunları etkilemedi.

Dışarıda da inandırıcı olmadı.

Adalet Bakanı Gül’ün “Yargı etik kurallarını” açıklamasından sonra, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Temsilcileri Frederica Mogherini ve Johannes Hahn’a canlı yayında şöyle diyordu:

“Türkiye’nin tekrar reformcu kimliğine dönmesi AB tarafından da görülmeli ve desteklenmelidir.” (15 Mart 2019)

Ama, açılan paketler zayıftı, siyasi iradenin reform “iklimi” yaratmak gibi bir tavrı da yoktu, uygulamada pek bir şey değişmedi.

 

YARGIDAKİ ‘ZİNCİR’

Bunları yazmayalım mı?.. Ama Türkiye hakkındaki AİHM kararları, Venedik Komisyonu ve Avrupa Hakimleri Kurumu (MEDEL) raporları, İlerleme Raporları Türkiye’nin hukuk ve adalet sorunlarıyla doludur. Dünyanın gözleri önündedir.

Adalet Bakanlığı da bunlara mukabil raporlarla cevap vermedi.

Düşünün ki “yolsuzlukla mücadele yasalarını niye çıkarmıyorsunuz” diye Avrupa Birliği Ankara’yı zorluyor!

Ülkemizin önde gelen ceza hukukçularından Prof. Adem Sözüer, yargıda bir “zincir” olduğundan bahisle, temeldeki adalet sorununu şöyle tasvir etmişti:

Adlî sistem dışından bu zincire talimat veriliyor. Bu zinciri oluşturan her halkada hâkim savcılar âdil bir yargılama değil, daha baştan suçlu olarak damgaladıkları kişiyi mahkum etmek için hareket ediyor.” (1 Ekim 2018)

Anayasada da değişiklikler yaparak bu “zincir”i ortadan kaldırmadan, korkarım ki, bir sene sonra yargıda şu iyileşmeler oldu diye iyimser bir yazı yazmam pek kolay gözükmüyor.

Yine de 2020’nin iyilikler getirmesini yürekten diliyorum.



Anahtar Kelimeler: Akyol; Adalet özlemiyle

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER