SUUDİ ARABİSTAN SAVAŞA HAZIRLANIYOR
Suudi Arabistan, bölgesel gelişmeler karşısında artan tehdit algısıyla askeri harcamalarını 2010 sonrası dönemde istikrarlı olarak artırdı. Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşe rağmen silah alımında zirvedeki yerini koruyan Riyad yönetimi imzaladığı milyar dolarlık anlaşmalarla dikkat çekmeye devam ediyor.
Suudi Arabistan´ın iki gün önce Fransa ile imzaladığı havacılık ve enerji dahil çeşitli alanları kapsayan 11,5 milyar dolarlık anlaşma gözleri yeniden Riyad yönetiminin bu minvaldeki harcamalarına çevirdi.
Anlaşmayla Suudi Arabistan, Fransız Airbus şirketinden 30 yolcu uçağının yanı sıra 500 milyon dolar değerinde 23 adet H145 tipi çok amaçlı helikopter satın alacak.
Genel olarak sivil amaçlar için kullanılan H145 tipi helikopterler, devriye ve askeri operasyonlar için de tercih ediliyor. Balistik ve güdümlü füzelerin yanı sıra makineli tüfek de taşıyabilen H145´ler ABD ordusunda da kullanılıyor. Anlaşma, iki nükleer reaktörle ilgili fizibilite çalışmasını, nükleer atık ve eğitim konularını da içeriyordu.
Yaptığı askeri harcamalarla dikkatleri üzerine çeken Suudi Arabistan, son dönemdeki en önemli sınavını Yemen´de Husilere karşı veriyor.
"Kararlılık Fırtınası" ve "Umuda Dönüş" operasyonlarıyla Husi karşıtı koalisyonun liderliğini üstlenen Suudi Arabistan, Suriye ve Irak´ta DAEŞ´e karşı oluşturulan uluslararası koalisyonda da aktif görev almıştı.
SİLAH İTHALATINDA BİRİNCİ SIRAYA YÜKSELDİ
Son dönemde silah ithal eden ülkeler listesinin üst sıralarında yer alan Riyad yönetimi, 2014 yılında ham petrol fiyatının yarıya düşmesine rağmen askeri harcamalarını yüzde 17 oranında artırdı.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü´nün (SIPRI) yayımladığı 2014 yılı askeri harcama raporları, Riyad yönetiminin 80,8 milyar dolarla ABD, Çin ve Rusya´nın ardından dördüncü sırayı aldığını ortaya koydu. Suudi Arabistan, SIPRI´nin silah ticaretiyle ilgili 2014 raporunda ise 2010-2014 yılları arasında Hindistan´ın ardından silaha en çok para veren ikinci ülke oldu.
Riyad yönetimi, ABD merkezli uluslararası enerji danışmanlık şirketi Bilgi Yönetimi Hizmetleri´nin (IHS) 2014 yılı raporunda, Hindistan´ı da geride bırakarak en fazla silah ithal eden ülke sıralamasında birinci olmuştu.
Bölgesel istikrarsızlıklar ve çatışmalar nedeniyle Suudi Arabistan´ın giderek artan tehdit algısı Riyad yönetiminin bu tutumunda önemli rol oynadı. 2010´da 45,3 milyar dolar olan askeri harcamalar, 2011´de 48,5 milyara, 2012´de 56,5 milyara, 2013´te 67 milyar dolara çıktı. Harcamalar, 2014´te ise 80,8 milyar dolara ulaşarak 2005-2009 dönemi ortalamasının neredeyse iki katına yükseldi. 2014´te askeri harcamalar ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 10,4´üne tekabül etti.
Gelirinin yüzde 90´ını petrolden elde Suudi Arabistan, günlük 10 milyon varille dünyanın en büyük petrol ihracatçısı konumunda.
Değişen şartların yanı sıra hibrit savaş yöntemleri Suudi Arabistan´ı silah envanterini çeşitlendirmeye yöneltti. Geleneksel savaş araçlarının yanı sıra insansız hava araçları, füze savunma sistemleri, yüksek isabet kapasitesine sahip modern silahlar ve kompleks haberleşme sistemleri de alışveriş listesine eklendi.
Riyad yönetimi, 2010-2014 döneminde İngiltere´den 45 savaş uçağı, ABD´den 38 savaş helikopteri, 4´ü İspanya´dan 6´sı Fransa´dan olmak üzere 10 yakıt ikmal uçağı, Kanada´dan da 600´ün üzerinde zırhlı araç satın aldı.
Bunun yanı sıra siparişleri verilen İngiltere´den 27, ABD´den 181 savaş uçağı, Fransa´dan 4 kargo ve devriye uçağı, Almanya´dan 33 devriye botu ve Kanada´dan çok sayıda zırhlı araç da teslim edilmeyi bekliyor.
RUSYA İLE YAKINLAŞMA
Riyad yönetimi, silah tedarikçisi olarak Batı´yı tercih ederken, son dönemde Suriye ve Yemen başta olmak üzere pek çok konuda görüş ayrılığı içinde olduğu Rusya ile yakınlaşmaya başladı.
Riyad yönetiminin tüm itirazlarına rağmen ABD´nin kararlı bir şekilde İran´la ilişkileri geliştirmesinin ve nükleer programı nedeniyle İran´a uygulanan ambargoların kaldırılma süreci de bunda etkili oldu.
Suudi Arabistan´ın, İskender-E füze sistemlerini satın almak için Rusya ile görüşmeler yaptığı Rus basınında yer aldı. Son dönemde iki ülke arasında başta nükleer enerji olmak üzere çeşitli alanlarda imzalanan anlaşma sayısı da giderek arttı.
Suudi Arabistan´ın savunma sanayisi oldukça sınırlı, silah ve teçhizat açısından neredeyse tamamıyla dışa bağımlı halde. Zira eğitimli teknisyen ve kalifiye işgücü yetersizliği sebebiyle ülke içindeki savunma sanayisiyle ilgili kurumlarda önemli ölçüde yabancılar istihdam ediliyor.
SAVUNMA HARCAMALARI ARTMAYA DEVAM EDECEK
Düşen petrol gelirlerinin yanı sıra artan masraflar Suudi Arabistan ekonomisini zora soktu. Buna karşılık Riyad yönetimi, bir taraftan petrol üretimini artırırken diğer taraftan yurt dışı rezervleriyle durumu dengeledi.
Geçen Haziran´da 115 dolar olan ham petrolün varil fiyatı Ocak ayında 46 dolara kadar düşmüştü. Şimdilerde ise 60 dolar civarında seyrediyor.
Mayıs ayı sonunda Suudi Arabistan´ı ziyaret eden Tim Callen liderliğindeki Uluslararası Para Fonu heyeti, ülkenin 2015 yılı bütçesinin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 20´si oranında açık vereceği tahmininde bulunmuştu. Heyet, Suudi Arabistan ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 gelecek yıl ise yüzde 2,7 oranında büyümesinin beklendiğini dile getirmişti.
Arap baharı sonrasında ortaya çıkan istikrarsızlık ve çatışmalar neredeyse tüm Ortadoğu ülkelerinin askeri harcamalarını artırmasıyla neticelendi. Askeri harcamalarındaki artış göz önünde alındığında Suudi Arabistan´ı Kuveyt, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman takip etti.
Mezhepsel gerilimlerin yanı sıra DAEŞ tehdidine bağlı olarak Ortadoğu ülkelerinin savunma masraflarının artmaya devam etmesi bekleniyor.