Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman´ın 30 Eylğl´de gerçekleştirdiği Kuveyt ziyaretinin ters gittiği belirtiliyor.
Kuveytli kaynaklar, Muhammed Bin Selman ile Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah arasında gerçekleşecek görüşmenin iki saat olarak planlandığı, fakat görüşmenin beklenenden kısa sürdüğünü aktarıyor.
Katar Krizi´nde Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi net tavır almak yerine arabuluculuk rolü üsltlenmeyi tercih eden Kuveyt´le, Suudi Arabistan arasında ki anlaşmazlık uzun yıllara dayanıyor.
Son olarak iki ülke arasındaki krizi, 2014 yılında ortak petrol sahaları Hafci ve Vafra´da yaşanan anlaşmazlık tetiklemişti.
Muhammed Bin Selman, 2014´te yaşanan kriz sırasında yaptığı açıklamada, "Kuveyt diye bir ülke yok. Kuveyt, tarihsel olarak Suudi Arabistan´ın bir parçasıdır" ifadelerini kullanarak Kuveyt´e gözdağı vermişti.
O dönem uzmanlar, Muhammed bin Selman´ın bu ifadelerini, Suudi Arabistan´ın Kuveyt´i işgal etmeyi planladığı şeklinde yorumlamıştı.
BİN SELMAN´IN KUVEYT ZİYARETİ BEKLENDİĞİ GİBİ GEÇMEDİ
Suudi Arabistan ile Kuveyt arasında Hafci ve Vafra petrol sahalarının kullanımı konusund ayaşanan anlaşmazlık uzun yıllara dayanıyor. 2014 yılında yaşanan anlaşmazlık sonrası Hafci ve Vafra´da petrol üretimi durdurulmuştu.
Muhammed Bin Selman, Amerika Birleşik Devletleri´nin İran´a yönelik petrol ambargosunun petrol piyasalarında doğuracağı açığı doldurmayı amaçlıyor. 30 Eylül´de Kuveyt´e gerçekleştirdiği ziyaretin ana nedeni Hafci ve Vafra petrol sahalarında üretimin yeniden başlamasıydı. Kuveyt ise Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman´a güvenmiyor.
Kuveyt siyasi kulislerinde Muhammed Bin Selman artık "Küçük Saddam" lakabıyla anılmaya başlandığı belirtiliyor.
KUVEYT-SUUD KIRİZİNİN TARİHSEL KÖKENİ
Kuveyt ve Suudi Arabistan arasındaki krizin, Hafci ve Vafra petrol sahasının kullanılmasında yaşanan anlaşmazlıkla sınırlı olmayıp, tarihsel kökleri olduğu biliniyor.
Suudi Arabistan ile Kuveyt arasındaki usumet Osmanlı İmparatorluğu´nun dağılış sürecine kadar uzanıyor.
Suudiler Kuveyt, Katar, Bahreyn´in de sınırlarını belirleyen 1913 tarihli anlaşmayı reddedip Kuveyt´e savaş açmıştı.
Sonunda 1922´de İngilizlerin dayattığı El Akir Paktı ile Kuveyt topraklarının üçte ikisi Suudilere verilmişti.
Kuveytlilerin çağrılmadığı pazarlık masasında onlar adına anlaşmaya İngiliz temsilci Percy Cox imza atmıştı. Kuveytliler bu kazığı asla unutmadı.
KUVEYT ENDİŞELİ!
Suudi Arabistan ile Kuveyt arasında yaşanan tarihsel kriz Muhammed Bin Selman´ın Veliaht olmasıyla birlikte Kuveyt yönetiminde korku ve endişeye dönüştü.
Suudi Arabistan´ın Katar´ı işgal planının tüm detaylarını bilen Kuveyt yönetimi, kendi ülkesinin de benzer bir işgalle karşı karşıya kalabileceği endişesini yaşıyor.
Muhammed Bin Selman, birkaç yıl önce yaptığı "Kuveyt diye bir devlet yok. Kuveyt tarihsel olarak Suudi Arabistan´ın bir parçasıdır" açıklaması Kuveyt´in endişelerini destekler nitelikte.
Suudi Arabistanlı Prens Halid Bin Abdullah Al Suud´un geçtiğimiz gün attığı tweet dikkatlerden kaçmadı.
Prens Hlid Bin Abdullah, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
?Kuveyt, İhvan´ın ve Hamad´ların yani Katar hanedanının necasetinden kurtulmak için yeni bir Kararlı Fırtına Operasyonu´na muhtaç."
KUVEYT, TÜRKİYE´YLE YAKINLAŞIYOR
Öte taraftan 9-10 Ekim tarihleri arasında Türkiye-Kuveyt Askeri İşbirliği Komitesi toplantısı gerçekleştirildi.
Genelkurmay başkan yardımcıları düzeyinde imzalanan anlaşmaya göre 2019´da iki ülke askeri savunma alanında deneyimlerini paylaşıp koordinasyon sağlayacak.
Raiyu´l Yevm gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atvan, Türkiye ile Kuveyt arasında yapılan anlaşmanın Türkiye´nin Kuveyt´e asker konuşlandırmasının önünü açabileceği görüşünde.
Böylesi bir ortamda Türkiye ile askeri anlaşma yapması ?Acaba Kuveyt, Katar gibi askeri bir koruma mı arıyor?? sorusunu gündeme getirdi.
